31 Aralık 2012 Pazartesi

En İyi Foto Bloglar Listesi


Son günlerde bende ziyadesiyle Foto Blog tespit etme takıntısı başlamış bulunmaktadır. Son iki günümün büyük bir çoğunluğunu Google'da yeni Foto Bloglar keşfetmek için ayırıyorum. O kadar güzel Foto Bloglar keşfettim ki , dayanamayıp bende kendi Foto Galerimi oluşturdum. Srgz Foto Galerisine buradan ulaşabilirsiniz.

Gelelim beğendiğim Foto Bloglara...

1-) http://www.donuz.com/ 
New York'ta yaşayan Güney Cüceloğlu'nun kendi çektiği fotoğrafları derleyip , yayınladığı bir Foto Blogdur. Dikkat çekisici başka bir özelliği ise , çektiği fotoğrafları kuru kuru yayınlamıyor , her karesinin altına detaylı bir makale mahiteyinde bilgide girmektedir. Mutlaka görülmesi gereken bir Foto Blogdur.


2-) http://nettensecmeler.blogspot.com/
Abdülkadir Çağlar'ın netten beğenip derlediği fotoğrafları yayınladığı bir Foto Blog'dur. Blogun dikkat çekici özelliği yüksek kalitede fotoğrafların yayınlanıyor olmasıdır. Yayınlanmış her bir kare için farklı bir hissiyata , farklı bir ruh haline bürünebilirsiniz. En azından yayınlanmış fotoğraflara bir kez de olsa göz atmanızı tavsiye ediyorum.

3-) http://fotografblog.tumblr.com/
Yayınlanmış fotoğrafların arasına bir iki tane serpiştirilmiş video iyi olabilir. Ziyaret etmenizi tavsiye ederim.

4-) http://www.chromasia.com/iblog/
Yabancı ama fotoğrafların ırkı yoktur. Çok hoş bir foto blog ama profesyonel olduğuna dikkat çekmekte fayda var. Fotoğraf kareleri oldukça güzel , canlı ve kaliteli. Foto Bloğunuz varsa bu bloğu bir köşeye not etmenizi öneririm.

5-) http://www.photo-latte.com/blog/
Düğün Fotoğraflarının derlenip yayınlandığı bir blogdur. Hoş bir ortam , güzel aşk kareleri mevcut , ziyaret etmeniz evliyseniz hayıflanmanıza , bekarsanız heveslenmenize sebep olacaktır.

Sizin de bildiğiniz veya takip ettiğiniz foto blog varsa yada size ait bir foto blogunuz varsa buraya linkini yazabilirsiniz.

Vural Egemen Sarıgöz
31.12.2012


Evlad-ı Resul Ahmet Arvasi'yi Minnetle Anıyorum.


Evlad-ı Resul diyerek başladım çünkü Ahmet Arvasi her şeyden önce Alemlerin Efendisi Hz.Muhammed(s.a.v) Efendimizin soyundan gelen bir Seyyid'dir. Daha sonra bir Türk Milliyetçisi ve son olarak kıyamete kadar var olacak bir davanın Ülkücü'südür.  Kısaca Ülkücü Müslüman Türk Milliyetçisi Seyyid Ahmet Arvasi'dir. Doğu olanlara kürt diyorsak bu gün bazı kürtlerin feryat figan Kürtçülük yapması beyhudedir. Zira Seyyid Ahmet Arvasi Ağrı'nın DoğuBeyazıt ilçesinde doğmuş kendi deyimiyle , ''Arap asıllı bir Kürdüm ama kıyamete kadar Türk Milliyetçisiyim'' demiştir.

Bu gün Seyyid Ahmet Arvasi'nin Hakk'a varışının sene-i devriyesidir. Bu vesile ile ona bir kez daha Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet , komşusu Resul-ü Ekrem(s.a.v) EFendimiz olsun.

Memleketin çeşitli il ve ilçelerin de öğretmenlik yapan Seyyid'imiz , Siyasi düşüncüleri yüzünden sürgün edilmiş daha sonra zorla emekli olması sağlanmıştır. Emekli olduktan sonra fikirlerini kitaplaştırmaya başlayan Arvasi , tutuklanarak ceza evine konmuştur. Bazılarına göre Başbuğ Alparslan Türkeş ile aynı koğuşta bazılarına göre yan yana koğuşlarda yatmaktaydılar. Seyyid'imiz , burada ilk kalp krizini geçirdi. O anı Rahmetli , cennet mekan Başbuğumuz Alparslan Türkeş şöyle aktarmaktadır. 

“…tutukevinde geçirdiği kalp rahatsızlığı dolayısıyla Ankara Mevki Hastanesi’ne kaldırıldı. O gün daha dün gibi hatırımdadır. Görevliler kendisini hastaneye gitmesi için aşağıya indirdiler. Biz, yukarıda kalmıştık. Odamın penceresinden dış kapının açıldığı merdivenleri görebiliyordum. Arvasî hocamızı hastaneye götürecek cankurtaran henüz gelmemişti. Ayakta bekleyecek hâli yoktu. Bitkin bir vaziyette taş merdivenlere oturarak cankurtaranın gelmesini bekledi. Yukarıdan askere seslendim. Bir binbaşı çıktı. Kendisine Arvasî Bey’in rahatsız olduğunu, bir sandalye getirilmesi için emir buyrulmasını rica ettim. Bu ricamdan sonra sandalye getirdiler. Daha sonra cankurtaran geldi ve uzaktan birbirimize el sallayarak ayrıldık, vedâlaştık…” Bu tarihten sonra da inandığı ve uğruna başını koyduğu Türk-İslâm dâvâsını milletine anlatmayı sürdüren Seyyid Ahmed Arvasî, 31 Aralık 1988 tarihinde, daktilosunun başında iken Hakk’a yürüdü.

Türk-İslam Ülküsü isimli kitabı ile Ülkücü Türk Milliyetçisi milyonlarca Türk Gencine rehber ve önder olmuştur. Şu veciz sözü  bu gün Milliyetçiliği öcü gibi gösteren , Türk Milliyetçiliğini Türk olanlara has gibi gösterenlere kapak olsun. 


Seyyid, dolayısıyla Arap asıllı olan S. Ahmet Arvasi’nin neden Türk milliyetçisi olduğu hep merak konusu olmuştur. Bize göre bu ülküyü şekillendiren en önemli faktör, ailesinden gelen asalettir. Eski Van mebusu İbrahim Arvas, Tarihi Hakikatler (Ankara 1964) adlı eserinde bir olaydan bahseder:

Osmanlı’nın dağılma döneminde müridleriyle birlikte Suriye üzerinden Hacc’a giden Abdülhakim Arvasi’ye (N. Fazıl’ın üstadı) oranın ileri gelenleri kendisine medrese yaptırarak her türlü imkanı sağlayacaklarını taahhüt ederek Arabistan’da kalmasını istemişlerdi. “Osmanlı zaten öldü, Türk diye bir şey kalmamıştır.” denilince Abdülhakim Arvasi sinirlenip yerinden kalkmış “Dünyada iki Türk kalsa biri benim!” diyerek meclisi terk etmiştir. 

S. Ahmet Arvasi kendisine bu yönde sorulan bir soruya cevaben şunu söyler: “Ben Afrika’da bir kabileye mensup olarak doğmuş olsaydım yine Türk milliyetçisi olurdum.”


Arvasi’nin şu sözlerine iyice kulak vermek gerek: : “Ben, İslam iman ve ahlakına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, büyük Türk milletini iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece İslamı gaye edinen Türk milliyetçiliği şuuruna sahibim. Benim milliyetçilik anlayışımda asla ırkçılığa, dar bölgeciliğe ve dar kavmiyet şuuruna yer yoktur. İster azınlıktan gelsin ister çoğunluktan gelsin her türlü ırkçılığa karşıyım. Bunun yanında şanlı Peygamberimizin “Kişi kavmini sevmekle suçlandırılamaz”, “Kavminin efendisi kavmine hizmet edendir.” ve “Vatan sevgisi imandandır.” tarzında ortaya koydukları yüce prensiplere bağlıyım.”

Arvasi Türk milliyetçiliğini de şöyle tanımlar: “Milliyetçilik, bir milletin kendini ekonomik, kültürel, sosyal, politik yönden güçlendirmesi ve başka millet ve gruplara sömürtmeme çabasıdır. Bu bakımdan milliyetçilik meşru bir hak ve şuurdur.”. 

“Türk milliyetçiliği İslam iman ve şuuru içinde yücelmeyi gaye edinen ve Türk’ün mutluluğunu burada arayan bir harekettir.”

“Türk milliyetçiliği sadece bir aydın zümre hareketi değildir. Bütün nesil, dilim ve tabakaları ile Türk milletini kucaklayan bir fikir ve harekettir. Onun programı, çağdaş Türk – İslam ülküsünü, sosyal, kültürel, ekonomik ve politik yönleri ile gerçekleştirmektir. Büyük ve güçlü Türk devletini gerçekleştirme iradesini daima ayakta tutmaktır.”

Mekanı cennet , ruhu şad olsun..

Vural Egemen Sarıgöz
31.12.2012


2012 Değerlendirmesi ve Bloğumdaki Yenilikler

Bloğumu 2012 yılının mart ayında yayına almıştım. 1 yılı doldurmasına az bir süre var ama yeni yıla girerken yeni değişiklikler yapmak istedim. Yaptığım değişikliklerden önce 2012 yılını genel olarak bloğum açısından değerlendirmek istiyorum.

2012 yılı bloğum için genel mana da güzel geçti , Burak Gökçöl arkadaşımın nam-ı diğer Navio bana Kodbeyin.com'da kullandığı temayı hediye etmişti. O günden bu güne o temayı kullanıyordum. Tema oldukça güzeldi ve etraftan övgü dolu beğeniler alıyordu ancak tema ihtiyaçları karşılayabilmelidir. Tema da bir sorunu bir türlü çözemedim. Temanın ana sayfasında bulunan otomatik devamını oku eklentisi sayfaları da etkiliyordu. Bu sorun sebebi ile hakkımda sayfasını harici bir sayfa da tutuyordum. Yine de bana bu temayı hediye ederek web dünyasındaki en güzel hediyeyi takdim eden Burak'a sonsuz teşekkürler ederim.

2012 yılında ilk ay ziyaretçi sayısı beni tatmin etmese de 2.ay'dan sonra ziyaretçi sayım oldukça arttı. Şu an ortalama günlük ziyaretçi sayısı 2000 civarındadır. Buna en çok hürriyet'in bumerang servisi etki etmiştir. Bunu dışında webmaster forumlarını da es geçememek lazım. 

2012 yılında bloğumun geliri de ziyaretçi sayısına oranla artmıştır. Bumerangdan yayınladığım tanıtım yazılarından ortalama .....  lira , diğer tanıtım yazılarından ...... lira ve ufak tefek haftalık link ve resimli reklam gelirlerinden ..... lira ile bloğumun aylık geliri 400 lira civarına kadar geldi. Bunun dışında ufak tefek yaptığım webtasarım ve grafik-logo tasarımlarından da sabit olmasa da bir gelir elde ediyorum. 2012 yılında bloğumun bana maddi olarak getirileri bunlardır. (Teknoloji Hocam'ın uyarısı üzerine bumerang'ın kuralları gereği bumerang gelirleri yayınlanamıyormuş.Teşekkür ederim.)

Manevi olarak bana kazançları saymakla bitmez. Yoğun bir iş temposunun içinde bloğuma vakit ayırmam bazılarını şaşırtıyor ama bloğumu seviyorum ve gerekirse uykumdan fedakarlık ederek ona vakit ayırıyorum. İçimi döktüğüm bir alan , bir şeye kızdığımda yada bir şeye çok sevindiğimde hemen soluğu burada alıyorum. Bir nevi benim terapistim diye biliriz. Hobilerim olan bazı konularda araştırma yapmamı da sağlıyor. Örneğin teknolojik ürünlere olan merakım merak ettiğim ürünler hakkında detaylı araştırma yapmaya hatta kullanıp kullanımı hakkında inceleme makaleleri yazmama imkan tanıyor. 

Gelelim bloğumda ki yeniliklere ;

Bloğumun ilk olarak temasını değiştirmek istedim. Yeni yıla yeni bir tema ile girmeliyim diye düşündüm. Bir ara yeni yıl için Zafer Zent'in bir tema tasarımını satın almak istemiştim ama elde olmayan sebeplerden ötürü bir türlü alış verişi gerçekleştiremedik. Sonra araştırdım ve Maroon temasında karar kıldım. Hem kullanıcı dostu hemde düzenli olmasından dolayı benim tercihimdir. Geriye dönük yazılarınızı otomatik düzenlediği için geçmişiniz size zahmet vermiyor. 


Logo değişikliğine gittim. Dribbble.com'da bulunan yabancı bir grafik tasarımcının tasarladığı ve ücretsiz olarak dağıttığı SimpleBits logosunu kullanmaya başladım. Kendisinin izni ile üzerinde değişikler yapıp farklı renklerini ve boyutlarını hazırladım. Bundan sonra bir değişiklik olmaz ise logomu bloğumda ve tüm çalışmalarımda göreceksiniz.

Logolarım ise şöyledir.






İlerleyen zamanlarda bloğumun renklerinde de değişiklikler yapacağım.

Yeni yılın Türk-İslam Dünyası için hayırlı bloğum için bereketli ve güzel geçmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.

Vural Egemen Sarıgöz
31.12.2012




Blog Yazarı Cem Baki ile Röportaj




Cembaki.wordpress.com isimli bloğun sahibi ve blog yazarı olan Cem Baki ile bir röportaj gerçekleştirdik. Röportaj isteğimizi kırmayarak kabul eden Cem Baki'ye teşekkür ederim.


SRGZ Blog; Merhabalar, Öncelikle sizinle röportaj yapma imkanı tanıdığınız için teşekkür ederim. İlk önce bize kendinizi kısaca tanıtarak başlayalım isterseniz? Nerelisiniz , kaç yaşındasınız , mesleğiniz nedir? İnanın bunları çok merak ediyoruz :)

Cem Baki; Asıl siz bana röportaj yapma imkanı verdiğiniz için ben teşekkür ederim. Aslında kendim hakkında anlatacak pek bir şey bulamıyorum. Bitlis’te görev yapan bir öğretmenim. Yaşım da henüz genç:) Ege bölgesindenim desem yeterli bence:)

SRGZ Blog ; Bir Blogunuz var, bloğunuzdan bahseder misiniz? Başka bloglarınız var mıdır?

Cem Baki; Daha önce bir blog açmıştım ve orada internette gezinirken hoşuma giden her şeyi paylaşıyordum. Sonra araya KPSS girdi ve bloğumla birkaç ay ilgilenemedim. Tabii ki bu sürede bloğumun şifresini unuttum:)
Daha sonra görevime başlayınca kafam rahatladı ve yeni bir blog açmaya karar verdim. Ancak yeni açacağım bloğumda değişik bir şey denemeye karar verdim; sadece kendi yazılarımı koymak ve asla resim veya video koymamak. Acaba blogger mı yoksa wordpress mi kullansam diye düşünürken quup’tan bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine wordpress üzerine açtım bloğumu.

SRGZ Blog ; Diğer bloglarınızın / sitelerinizin adresini öğrenebilir miyiz? Belki diğerlerini de ziyaret etmek isteyen okurlarımız olabilir.

Cem Baki; Şimdilik tek bloğum var. Orijinal bir blog fikri daha var aklımda ama bakalım onu ne zaman hayata geçiririm:)

SRGZ Blog ; Acaba cembaki.wordpress.com’u açmaya nasıl karar verdiniz ne kadar süredir yayında ?

Cem Baki; Yaklaşık olarak 8 aydır yayında. “Yaklaşık olarak” ilk açtığım günü hatırlamıyorum çünkü:)
Yukarıda zaten nasıl açmaya karar verdiğimi anlattım. İçimdeki yazar ruhu dürttü diyelim. Aklımın köşesindeki “acaba bir gün ben de meşhur bir köşe yazarı olur muyum?” sorusu bana yazma azmi veriyor.

SRGZ Blog ; cembaki.wordpress.com ne kadar hit alıyor ? Siteden aylık ortalama ne kadar kazanıyorsunuz?

Cem Baki; Bir-iki ay öncesine kadar günde 20-30 ziyaretçim vardı. Sonuçta kendime ait kişisel bir blog ve resim-video olmadığı için insanlar sıkılıyor. Bunun bilincinde olduğum için kafama takmadım. Yazmaya devam ettim. Şu sıralar günde 50-60 kişi giriyor bloğuma.
Yine de şunu belirtmeden geçmeyeyim; temmuz ayında shiftdelete.net sitesi tarafından haftanın blogları arasına seçildim. İşte o gün 585 kişi girmişti bloğuma:)
Ücretsiz açılmış bir blogdan insan ne kazanabilir ki? Ne yatırım yaptım ki ne kazanayım:) Hiçbir şey kazanmıyorum ve kazanmayı da düşünmüyorum. Bloğumu çöplüğe döndürmesin diye Google addwords’e bile kaydolmadım.
Amacım sadece yazmak ve yazdıklarımla hatırlanmak.
NOT: Ücretsiz worpdress tabanlı bir blog olduğu için bazen wordpress, yazılarımın arasına bana sormadan reklam koyuyor. Bundan rahatsız olanlar olursa chrome tarayıcısı ve adblock eklentisini kullanabilir.

SRGZ Blog; Hobileriniz Ve Fobileriniz Nelerdir?

Cem Baki; Hobilerim aslında yok gibi bir şey. Bulunduğum yerde pek bir imkan da yok zaten. Zamanımın çoğunu öğrencilerime ayırmaya çalışıyorum. Fırsat buldukça kitap okuyorum. Hafta sonlarını dinlenerek ve yeğenimi görmeye giderek geçiriyorum. Arada kalan zamanlarda internette geziniyorum ya da bilgisayar oyunları oynuyorum. Kendimi tasarım ve internet hakkında geliştirmeye uğraşıyorum.
Fobilerime gelince; yılanlar ve yalnız kalmak diyeyim yetsin:)

SRGZ Blog ; Bloğunuz da genellikle hangi konular üzerine makaleler yazıyorsunuz?

Cem Baki; Belli bir konu üzerine yoğunlaşmama gayretindeyim. Her konuda ve her edebiyat türünde yazılar yazmaya uğraşıyorum.
Bazen sıradan basit bir şeyden bile bir yazı çıkabiliyor ortaya. Tek problem; aklıma gelen şeyi o an hemen yazmaya başlamam gerek. En azından not almalıyım. Eğer geciktirirsem aklımdakiler silinebiliyor. Bu şekilde yazamadığım 5-10 yazı olmuştur.

SRGZ Blog; Hangi Takımlısınız ?

Cem Baki; Nerede ve ne zaman okudum bilmiyorum ama bir zamanlar bir yazı okumuştum. “Türkiye’ye spor ve siyaset insanları bölmek için Yahudiler tarafından sokulmuştur” diyordu o yazı. Ben de etrafıma dikkatlice bakınca bu sözün doğru olduğunu gördüm. İşte o an parti ve takım taraftarlığını bıraktım.

SRGZ Blog ; Türkiye'de ki blog yazarlığı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Cem Baki; Aslında bu konuda çok fazla bir bilgim yok. Şunu biliyorum ki ülkemizde binlerce blog sahibi var. Bir kaç kod öğrenen herkes hemen bir blog açıyor. Kimseye açmasın demiyorum ama süreklilik ve orijinallik şart bence. Bir iki yazı yazıp bir daha bloğa uğramamakla bu iş olmaz.

Bir de beni güldüren bir şey var, eleman kendi adı-soyadıyla domain alıp site açıyor. Sonra bloğuna girip bakınca her teknoloji sitesinde gördüğümüz haberler çıkıyor karşımıza. Hâlbuki uzman olduğu konularda orijinal makaleler yazsa, çeviriler yapsa veya video anlatımlar yapsa daha başarılı olacak. Ama uğraşmak istemiyor, hazır olanı kullanmayı seçiyor.
Beni üzen bir konu da ülkemizde en çok takip edilen blogların moda ya da yemek tarifi blogları olması. Ama ülkemizin eğitim ve internet kültür seviyesi yükseldikçe bunun da değişeceğini düşünüyorum.

SRGZ Blog; Web tasarım hususunda kendinizi ne derecede değerlendirirsiniz. Örneğin, bloğunuzun sistemi nedir, tasarımı size mi ait, kodlarla aranız nasıldır, grafik tasarım hususunda ne kadar maharetlisiniz?

Cem Baki; Maalesef bu konuda çok kötü durumdayım. Kodlarla aram hiç yok gibidir. Bloğumun sistemi wordpress ve hazır bir tema kullanıyorum. Daha fazla rezil olmadan bu soruyu geçelim bence:)

SRGZ Blog ; Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. Son olarak okurlarınıza ve okurlarımıza 
söylemek istedikleriniz nelerdir?

Cem Baki; Bana bu fırsatı verdiğiniz için tekrar teşekkür ederim. Bloğum henüz 8 aylık ve emekleme döneminde. Bloğuma reklam almadığım gibi herhangi bir yere reklam da vermedim. Bu yüzden çok fazla bilen yok. Sadece tanıdığım insanlar biliyor.
Sayenizde bloğum biraz daha duyulacak inşallah.
Bloguma okumayı seven insanları mutlaka bekliyorum. Okumayı sıkıcı bulanlar maalesef bloğumda sıkılacaklardır.
Geçen gün 100. yazımı yazdım. Ben yazmaya devam ediyorum. Sizlerin de takip etmeye devam etmenizi istiyorum:)
Saygılarımla…


Vural Egemen Sarıgöz
31.12.2012

30 Aralık 2012 Pazar

Novacep.Net ; Sezer Süleyman Şahin Röportajı


Novacep.net sahibi ve blog yazarı Sezer Süleyman Şahin ile bir röportaj gerçekleştirdik . Buradan ilk önce kendisine sorularıma samimiyetle cevap verdiği için teşekkür ederim. 

SRGZ Blog ; Merhabalar, Öncelikle sizinle röportaj yapma imkanı tanıdığınız için teşekkür ederim. İlk önce bize kendinizi kısaca tanıtarak başlayalım isterseniz? Nerelisiniz , kaç yaşındasınız , mesleğiniz nedir? İnanın bunları çok merak ediyoruz :)

NovaCep.net/Sezer Süleyman Şahin ; Merhabalar , Asıl benimle röportaj yaptığınız için ben teşekkür ederim.Trabzon'luyum 24 yaşımdayım. Mesleğim henüz yok öğreniciyim.

SRGZ Blog ; Bir Blogunuz var, bloğunuzdan bahseder misiniz? Başka bloglarınız var mıdır?

NovaCep.net/Sezer Süleyman Şahin ; Evet kendi yazdığım teknoloji makalelerini yayınladığım Novacep.net adlı bir blogum var. Bundan başka 2 tane daha sitem var.

SRGZ Blog ; Diğer bloglarınızın / sitelerinizin adresini öğrenebilir miyiz? Belki diğerlerini de ziyaret etmek isteyen okurlarımız olabilir.

NovaCep.net/Sezer Süleyman Şahin ; Tarih sitem: tarihenotdus.com ve cep telefonları için ücretsiz temalar paylaştığım bloğum var. novamobi.net

SRGZ Blog ; Acaba Novacep.net'i açmaya nasıl karar verdiniz kaç yıldır Nova cep Yayında ?

NovaCep.net/Sezer Süleyman Şahin ; Novacep.net 3 yıldır yayında, önceleri bende mobil forumlarda vakit geçiriyordum daha sonra aklıma bir blog açma fikri geldi ve novacep.net yayın hayatına böylelikle başlamış oldu.

SRGZ Blog ; Nova cep ne kadar hit alıyor ? Siteden aylık ortalama ne kadar kazanıyorsunuz ?

NovaCep.net/Sezer Süleyman Şahin ; Beni tatmin edecek kadar ziyaretçi sayısı ve geliri var.

SRGZ Blog ; Hobileriniz Ve Fobileriniz Nelerdir ?

NovaCep.net/Sezer Süleyman Şahin ; Hobilerim cep telefonlarını kurcalamak, kitap okumak, gezmek, Fobilerim: Akrepten korkarım.

SRGZ Blog ; Bloğunuz da genellikle hangi konular üzerine makaleler yazıyorsunuz.?

NovaCep.net/Sezer Süleyman Şahin ; Genel olarak cep telefonları ile ilgili teknik bilgiler içeren makalelere yer veririm.Cep telefonları için kullanım bilgileri, format atmak gibi..

SRGZ Blog ; Hangi Takımlısınız ?

NovaCep.net/Sezer Süleyman Şahin ; Trabzonspor...

SRGZ Blog ; Türkiye'de ki blog yazarlığı hakkında ne düşünüyorsunuz?

NovaCep.net/Sezer Süleyman Şahin ; Blog yazmak günümüzde giderek arttı.Artık insanlar deneyimlerini veya kişisel görüşlerini daha çok insana duyurabilmek için blog tutuyorlar.Bence iyi bir yöntem daha profesyonel bloglar olmalı...

SRGZ Blog ; Webtasarım hususunda kendinizi ne derecede değerlendirirsiniz. Örneğin , bloğunuzun sistemi nedir , tasarımı size mi ait , kodlarla aranız nasıldır , grafik tasarım hususunda ne kadar maharetlisiniz?

NovaCep.net/Sezer Süleyman Şahin ; Webtasarım konusunda peki iyi olduğum söylenemez Bende sitemin işlerini ücretli yaptırırım. Blogumun sistemi Wordpress, temasını ücretli olarak satın almıştım, basit link oluşturma resme link verme gibi kod bilgim vardır ancak istikrarlı ve iyi bir blog yazarıyımdır.

SRGZ Blog ; Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. Son olarak okurlarınıza ve okurlarımıza söylemek istedikleriniz nelerdir?

NovaCep.net/Sezer Süleyman Şahin ; Bende teşekkür ederim.Okurlarıma ve okurlarınıza buradan yeni yılda tüm sevdikleriyle mutlu anlar yaşamalarını dilerim.

Vural Egemen Sarıgöz
30.12.2012

Allah Azze ve Celle’nin Güldüğü Adam



Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Cennete en son giren kişi cehennemden çıkarken bazen yürür bazen düşer. Cehennemden kurtulduğu vakit döner ve:

‘Beni senden kurtaran Allah’ın şanı ne yücedir’ der. Allah bana öncekilere ve sonrakilere yapmadığı ihsanı yapmıştır, der. Ona bir ağaç gösterilir.

Derki:

−‘Rabbim beni bu ağaca yaklaştır, gölgesinde gölgeleneyim, suyundan içeyim.’

Allah-u Teâlâ:

−‘Ey Âdemoğlu! Bunu sana verirsem umulur ki başka şeyler de istersin.’

Kul:

−‘Hayır, Rabbim’ der ve başka bir şey istemeyeceğini vaad eder. Rabbi, kulunun sabırsızlığını mazur görür ve altında gölgelenmesi, suyundan içmesi için ağaca yaklaştırır. Sonra cennetin kapısının yanında ilkinden daha güzel bir ağaç yükseltilir.

Kul:

−‘Rabbim, altında gölgelenmem ve suyundun içebilmem için beni bu ağaca yaklaştır, Senden başka bir şey istemiyorum’ der.

Allah-u Teâlâ:

−‘Ey Âdemoğlu! Az önce başka bir şey istemeyeceğine dair bana söz vermedin mi? Her halde bu ağaca seni yaklaştırsam başka şeyler de istersin’ buyurur.

Kul yine başka bir şey istemeyeceğine dair Allah’a söz verir. Allah-u Teâlâ kulun sabırsızlığını bilir ve mazur görür, kulu ağaca yaklaştırır. Sonra cennetin kapısından ilk ikisinden daha güzel olan başka bir ağaç gösterilir.

Kul:

−‘Rabbim! Altında gölgelenebilmem ve suyundan içebilmem için beni bu ağaca yaklaştır, Senden başka bir şey istemiyorum’ der.

Allah-u Teâlâ:

−‘Ey Âdemoğlu! Az önce başka bir şey istemeyeceğini bana vaad etmedin mi?’ buyurur.

Kul:

−‘Rabbim! Bundan başka bir şey istemeyeceğim’ der. Rabbi kulunun sabırsızlığını mazur görüp onu ağaca yaklaştırır. Kul ağaca yaklaştığı vakit cennet ahalisinin seslerini işitir ve:

−‘Rabbim! Beni cennetine al’ der.

Allah-u Teâlâ:

−‘Ey Âdemoğlu! Senin isteklerini ne durdurur. Sana dünya ve bir benzerini vermem seni hoşnut eder mi?’ buyurur.

Kul:

−‘Rabbim! Sen âlemlerin sahibi olduğun halde benimle alay mı ediyorsun?’ der.”

Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) bu hadisi rivayet ettikten sonra güldü.

Sonra:

–Benim neden güldüğümü sormayacak mısınız? dedi.

Yanında bulunanlar:

−Neden gülüyorsun? dediler.

Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

−Çünkü Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de gülmüştü.

Sahabeler:

−Neden gülüyorsun ya Rasulallah? diye sorduklarında ise Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−‘Allah Azze ve Celle’de gülmüştür,’ dedi.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Kulun bu sorusu üzerine Allah-u Teâlâ:

−‘Ben alay etmiyorum, fakat dilediğimi yapmaya benim gücüm yeter’ buyurmuştur.”

Müslim

29 Aralık 2012 Cumartesi

Allah´ın Kılıcı: Halid Bin Velid Filmi


Hepimizin de bildiği gibi Halid Bin Velid Efsanevi komutnalardan birisidir. Böyle bir kahraman için bu güne kadar sinema filmi yapılmadıysa bu İslam Coğrafyasının bir ayıbıdır. Gerçi Çağrı Filminin yabancılar tarafından yapıldığını da düşünürsek ayıbımız bir hayli çok oluyor. Gelelim filmimize Film Türk yapımı , son zamanlar da Kaos Örümcek Ağı , Fetih 1453 gibi yapımlarda Türk Filmlerini teknoloji konusunda ne kadar ileri gittiğini gördük. Bu film de de gözümüzde canlandırdığımız savaş sahnelerini teknolojinin nimetleri ile donatarak izleyiciye sunabilirlerse ne mutlu bize ve Türk sinemasına... 

Halid Bin Velid İslam Dünyasının gurur duyduğu komutandır. Dünyada hiç savaş kaybetmemiş nadir komutanlardandır. Müslüman olmadan önce de Müslüman olduktan sonra da hiç savaş kaybetmemiştir. Peygamber Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam'ın Seyfullah (Allah'ın Kılıcı) ünvanını verdiği ve Mekke'nin Fatihi olarak anılan bu efsanevi komutan İslamiyet için sayısız hizmetlerde bulunmuştur.

Allah'ın Kılıcı Halid Bin Velid Filmi 2013 yılında gösterime girecek. Yapımcılığını Fida filmin üstlenildiği film yurt içinde ve yurtdışında , başta İslam Dünyası olmak üzere 500 civarında kopya ile sinema severlerle buluşacak. 

Allah'tan dileğim o dur ki bu film ve bu filmdeki şahsiyet gibi çok sayıda İslam Büyüğünün karakterleri ile evlatlarımız büyür. Pepe , Pocoyo , He-man , Superman, Örümcek Adam gibi saçma sapan , hayal ürünü kahramanlar yerine gerçekten Allah yolunda kahramanlaşmış bu insanlar ile büyürler.

Peygamber Efendimiz'in(s.a.v) ''Ey Hamza yürürken heybetini koru , sen yürürken ölüm bile korkuyor'' buyurduğu Hz.Hamza (r.anh)'ın bir filmi yapılmalıdır.

Daha buna benzer bir çok kahramanımızın büyüğümüzün filmi olmalı...

Filmin çekimleri 2013 yılında başlayacak , Film Fas ve Tunus'ta çekilecek , Fas'ta ve Tunus'ta film için dev platolar kuruldu.  Filmin Bütçesi 20 Milyon Dolar...  Filmde Halid Bin Velid rolü için Al Paçino ile anlaşan Fida Film bu hafta başında Al Paçino'dan bir haber aldı. Al Paçino '' Obama'nın seçim kampanyasında çalışacağı için filme vakit ayıramayacağını'' bildirdi.

Bakalım ve Görelim...

Vural Egemen Sarıgöz
29.12.2012


28 Aralık 2012 Cuma

Wordpress Grafen Teması


Grafen teması Wordpress'in 3.1+ ve üzeri sürümleri için tasarlanmış oldukça şık bir temadır. Grafen Teması tüm tarayıcılar ile uyumludur. Temanın en güzel yanlarından birisi temanın 20'yi aşkın dilde hazırlanmış olmasıdır. Temanın manşet sistemi de vardır. Pek fırsatım olmadı fırsatım olsaydı temanın magazin görünümlü bölümlerini normal blog görünümüne çevirecektim. Artık kullanacak kişi isteğine göre evirir çevirir diyelim. 


Grafen WordPress tema şu anda aşağıdaki dillerde mevcuttur:
Temadan bir görünüm;


DEMO                                                 İNDİR                                    PSD DOSYALARI

KAYNAK:http://www.khairul-syahir.com/wordpress-dev/graphene-theme#.UN6QBuQgYyg

27 Aralık 2012 Perşembe

zSlider; Query Resimli Manşet





Değişik ve şık bir manşet sistemini sizlere tanıtmak istiyorum. zSlider isimli bu manşet sistemi Qurey dili ile yazılmış ve oldukça kullanışlıdır. Kolayca kendi sistemine entegre edebilirsiniz. Özelliklerine kısaca göz atmak gerekirse ; tam 24 adet resimli manşet ekleyebiliyorsunuz.Kaydırma efektli bu manşet sistemi oldukça başarılıdır. Otomatik kaydırma için durdurma ve çalıştırma (Pause/Play) düğmeleri bulunmaktadır.6 saniyede bir otomatik olarak manşet kayar ama dilerseniz kodlardan kaydırma süresini ayarlayabilirsiniz. 
 



24 Aralık 2012 Pazartesi

Productive Muslim Duvar Kağıtları

Productive Muslim uzun zamandır takip ettiğim İngilizce İslam bloğudur. Bir kaç blog yazarının bir araya gelerek Üretken bir Müslüman için bilgilendirici makaleler ve çalışmalar yaptıkları blogdur. 

Gerçekten güzel şeylerden bahsediyorlar. Örneğin orada okuduğum ''Sünnet Spor- Okçuluk'' makalesinden sonra okçuluk sporuna merak saldım. Şu an Adana'da Okçuluk ile ilgili eğitim alabileceğim , bu sporu yapabileceğim yer , klüp , federasyon vs . araştırıyorum. Bu güzel blog kendisi için duvar kağıtları tasarlamış. 

Türk Bloglarında pek ismi duyulmadığı için bende paylaşmak istedim hem böylelikle böyle İslami blogdan herkesin haberi olur , hemde masa üstümüzü süsleyecek İslami Duvar kağıtlarımız arasına yenilerini eklemiş oluruz.






Hadis-i Şerif'lerde Şiir


Şiir günümüzde olduğu gibi asrı saadet zamanında da revaçtaydı. Ben şiir yazmayı çok severim. O ilham adını verdiğimiz şey geldiği zaman insan içinden geçenleri kağıda dökebilir ise ortaya güzel şeyler çıkabilir. Babam'da çok iyi şiir yazardı , belki bu şiir merakını içime salan da o olmuştur. Babamın anlattığına göre dedem de çok iyi şiirler yazarmış. Hatta Arapça ve Farsça şiirleri hala arşivinde duruyor.  Geçtiğimiz günlerde bir sohbet ortamında  şiir yazmak ile alakalı bir fikir ayrılığı zuhur etti.  Hatta aramızda şiir yazmanın günah olduğunu söyleyenler dahi oldu.


Ben daha önceleri İslamiyet'ten önceki zamanlarda Kabe'nin duvarlarına şiirler asıldığını , hatta asılan şiirleri beğenenlerin ücreti mukabilinde satın aldığını işitmiştim. Bu konu da elbette ki Alemlerin Efendisi olan Hz.Muhammed (s.a.v) Efendimiz bizleri aydınlatmıştır diye düşünerek araştırmaya başladım ve şiir hususunda bir çok hadis-i şerif'e rastladım. Bu hadis-i şerifler ışığında şiir ve şiir yazma hususunu belki yeniden değerlendirebiliriz.

Kütübü Sitte'de geçen muteber hadis kitaplarında şiir ile ilgili geçen hadis-i şerifleri inceledim.

Ubey İbni Kab (r.anh)'tan rivayet edilen bir Hadis-i Şerif'te ''Şiir'de Hikmet vardır'' buyrulmaktadır. Buhârî, Edeb 90; Ebü Dâvud, Edeb 95, (5010); Tirmizî, Edeb 69, (2847); İbnu Mâce, Edeb 41, (3755).

İbnu Abbas (r.anh)'dan rivayetle Ebu Davud'da yer alan başka bir Hadis-i Şerif'te "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a bir bedevî geldi. (Dikkat çekici bir üslubla) konuşmaya başladı. Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm):"Şurası muhakkak ki beyanda sihir vardır, şurası da muhakkak ki şiirde de hikmetler vardır" buyurdu."Ebü Dâvud, Edeb 95, (5011); Tirmizi, Edeb 63, (2848).


Amr İbnu'ş-Şerrîd, babasından (Şerrîd'den naklen radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir gün ben Resülullah'ın bineğinin arkasına binmiştim. Bir ara bana:"Hafızanda Ümeyye İbnu Ebi's-Salt'ın şiirinden birşeyler var mı?" diye sordu. Ben: "Evet!" deyince:
"Söyle!" dedi. Ben kendisine bir beyt okudum. O yine:
"Devam et!" dedi. Ben bir beyt daha okudum. O yine,
"Söyle!" emretti. Böylece kendisine yüz beyit okudum."Müslim, Şiir 1, (2255).


Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) Umretu'l-kazâ sırasında Mekke'ye girdiği zaman şâiri Abdullah İbnu Ravâha, önünde yürüyor ve şu Şiiri okuyordu:

"Ey kâfir çocukları (Resülullah'a) yol açın!

Bugün ona gelen vahiy adına, size,

Öyle bir vururuz ki, tepenizi yerinden uçurur,

Ve dostu dostuna unutturur."

Bunu gören Hz. Ömer:

"Ey İbnu Ravâha! Sen Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın önünde ve Allah'ın Harem bölgesinde şiir mi okuyorsun?" dedi. Ancak Resülullah:

"Ey Ömer bırak onu. Onun şiirleri, Mekkeli kâfirlere okdan daha çabuk tesir eder!" diyerek müdahale etti."Buhârî, Edeb 90, 95, 111, 116; Müslim, Fezâil 70, (2323).


Hz. Berâ (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm), Kureyza günü, (şâiri) Hassân İbnu Sâbit'e:

"Müşrikleri hicvet, zîra Cebrâil seninle beraberdir!" dedi."Buhârî, Edeb 91, Bed'u'l-Halk 6, Megâzi 30; Müslim, Fezâilu's-Sahâbe 153, (2486).

Kaynak ; http://enfal.de/kutub/index.htm




Misafirperverlikte Cömertlik


Gelenek ve göreneklerimizden ötürü , dini vecibelerimizin gereği olarak misafiri çok severiz. Hatta halk dilinde Tanrı Misafiri gibi bir kavram vardır ki bu durumda akan sular durur neredeyse... Evimize gelen misafirimize yemekler hazırlar , içecekler ikram ederiz. Onlarla muhabbetler ederek gönüllerimizi paylaşırız. Peki misafir perverliğimizin hududu nedir?
Nasıl bir misafir ağırlama şeklimiz var ? Misafirimize ikramda ne kadar cömertiz?
İşte bu konuda bizlere oldukça ders veren bir hikayeyi dilim döndüğünce aşağıda anlatmaya çalıştım.


Bir gün fakir bir çiftçinin yanına zengin bir bey misafir oldu. O gece orada konaklamak zorunda olduğunu , kendisini misafir edip etmeyeceğini sordu. Çiftçi genç memnuniyetle kabul edip ''Misafire en güzel ikram güler yüzdür'' hadis-i şerifine istinaden misafirine güler yüzlü bir şekilde ikramlarda bulundu. 8 tane koyunu vardı. Koyununun birisini keserek misafirine ikram etti. Bey önüne gelen yemeği görünce memnun oldu ve gayr-i ihtiyari olarak '' Ben koyunu çok severim , hele hele koyunun böbreğini çok çok severim'' dedi.

Bunu üzerine Genç Çiftçi diğer 7 koyununu da kesip böbreklerini pişirdi ve misafirine ikram etti. Misafir olan bey Genç'in bu davranışı karşısında oldukça şaşkındı , onu külfete soktuğu içinde mahçuptu. ''Ben öylesine söyledim , zaten hepi topu 8-10 tane koyunun vardı , hepsini benim için kesip getirdin'' dedi.

Genç çok sakin bir şekilde '' Olur mu , benim evime geldiniz , haneme bereket getirdiniz , Peygamber  Efendimiz aleyhisselatü vesselam'ın bir hadis-i şerifini tatbik etme imkanını bahşettiniz , ben misafirimin sevdiğini elimde olan imkanlar dahilinde tedarik etmeye çalışıyorum'' dedi.

Bir süre sonra Bey genç ile helalleşerek ayrıldı. Obasına , memleketine döndü. Kendi yurdunda kendi yardımcılarına anlattı.

Yardımcıları gencin bu davranışını takdirle yad ettiler. Bey Gence gönderilmek üzere 500 deve 1000 koyun hazırlattı. Gence gönderdi. 

Yardımcıları Bey'e ''Efendim çok cömert davrandınız'' dediler.

Bey '' hayır cömert olan o gençtir , çünkü o bana varı yoğu ne varsa ikram etti , ben ise ona sadece servetimin küçük bir kısmını ikram edebildim'' dedi.

Vural Egemen Sarıgöz
24.12.2012