28 Haziran 2012 Perşembe

Blogcular Yazı Yazarken Nelere Dikkat Etmeli?

Blog dünyası o kadar genişledi ki , bu dünya içerisinde yer alan bloglara göz attığınız da bir çoğunun kopyala/yapıştır mantığıyla yayın hayatına devam ettiğini , bir çoğunun da bloğuna yeteri kadar özen göstermeyip vur gitsin mantığıyla yayın hayatına devam ettiğini görürsünüz. Kopyala yapıştır mantığıyla hareket eden blogculara diyecek sözümüz zaten yok , onlar üreten değil üretileni haksız bir şekilde tüketenlerdir. Bloğunu güncel tutanlara bir kaç tavsiyede bulunabiliriz.

1-Başlıklarınız Dikkat Çekici Olsun...
Makalelerinize konu başlığı belirlerken , belirleyeceğiniz başlıklar dikkat çekici olmalıdır. Bloğunuzu ziyaret  eden bir çok okur ilk önce başlıklara göz gezdirir ve ilgisini çeken , kendisinde merak uyandıran başlıklara ait makaleleri okumayı tercih eder. Bu sebepten seçeceğiniz başlıklar okurlarınızın dikkatini celbetmeliki , o makalenizi okumak istesinler...

2-Yazılarınıza Resim Ekleyin...
Yazılarınız resimlerle süslemeniz demek okuyucunun göz zevkine hitap etmek demektir. Resiml ibir yazı okunurken sıkılma riskini azaltır. Hani eskiden okuma yazma bilmez çocuklar gazetelerin , dergilerin yada kitapların sadece resimlerine bakarlar ya işte tam da bu mana da resimler yazımıza renk katar. Resimlerin çok büyük olmamasına ve yazınızın konusu ile alakalı bir resim olmasına dikkat ediniz. Yazının uzunluğuna ve muhteviyatına göre resim sayısı değişebilir.

3-Yazılarınızda Kaynak Gösterin...
Yazılarınızda bir belgeden,bilgiden,siteden,kitaptan,dergiden vs alıntılar yapıldıysa mutlaka kaynak gösterilmelidir çünkü yazının altında kaynak gösterilmesi o makale yazarının ve sitenin hakka riayet ettiğini gösterir ki bu da çok sayıda kullanıcı için önemli bir ayrıntıdır.

4-Yazılarınızda İmla Kurallarına Uyun...
Yazılarınızda imla kurallarına uymanız okunacak bir makale için yapacağınız en büyük iyiliktir. İmla kurallarına uyulmuş bir yazıyı okumak zevkli olur. Okurlarınıza düzgün bir Türkçe ile birlikte imla kurallarına uymuş bir makale sunduğunuzda sizi bu kategoride ayrı bir köşeye oturtacaklardır. İmla kurallarına uymak blog yazarlığına verilen önemi gösterir.

5-Yazılarınızın Önemli Yerlerini İşaretleyin...
Yazılarınızın önemli yerlerini kalın yada kırmızı renkle işaretleyin. Bu yazınıza renk katacaktır. En azından okuyucularınıza önemli yerleri işaret ederek makalenizin önem arzeden kısımlarını mutlaka okumasını sağlayabilirsiniz.

6-Yazılarınızı Tüm Dünya Okuyor...
Yazılarınızı tüm dünya okuyormuş hissi ile yazmanızı tavsiye ederim zira bu zihniyette yazılan makaleler ciddi ve genel bir yapıya sahip oluyorlar. Arkadaşlarınızla konuşur gibi değilde , biraz diplomatik biraz samimi bir üslup ile yazılarınızı tüm dünyanın okuduğunu düşünerek yazınız.

Vural Egemen Sarıgöz
28/06/2012

Altın Örümcek ödülleri sahiplerini buldu


Altın Örümcek ödülleri sahiplerini buldu


Ülkemizde bugünlerde web sitelerinin işlevselliği ile kullanılışlığını arttırmaya yönelik güzel işler oluyor. Örneğin Altın Örümcek yarışması bunlardan sadece biri. Bu yarışma ile web siteleri tasarım, içerik, özellik/işlevsellik, kullanılabilirlik, standart uygunluğu ve çapraz tarayıcı uygunluğu kriterlerine göre değerlendirmeye tabi tutuluyor.

DorukNet tarafından bu yıl 10.’su düzenlenen Altın Örümcek’te ödül töreni 21 Haziran Perşembe akşamı yaklaşık 3 bin 500 kişinin katılımıyla Turkcell Kuruçeşme Arena’da gerçekleştirildi. Altın Örümcek web sitesinden canlı izlediğim 10.Altın Örümcek Web Ödülleri’nde 4.800’ün üzerinde başvuru değerlendirmeye alınmış. 47 kişiden oluşan ve bilişim, medya ve iş dünyasının önde gelen isimlerinin yer aldığı jüri üyeleri ön eleme, grup elemeleri ve final değerlendirmeleri olmak üzere üç aşamalı eleme sürecini gerçekleştirmişler. 2011 yılının En İyi Web Sitesi Özel Ödülü www.turkcell.com.tr ile Turkcell’in olurken, TEB Pratik İnternet Şubesi, 10. Altın Örümcek Web Ödülleri’nde Garanti Bankası’nı geçerek Türkiye’nin En İyi İnternet Bankacılığı sitesi seçildi.

Bu tür yarışmaların artarak devam etmesinin hem biz internet tutkunları hem de Türk firmaları açısından faydalı olacağını düşünüyorum. Bu şekilde web sitelerinin kalite çıtasını artarak devam ettirmek mümkün olacaktır. Ayrıca web sitelerinin daha interaktif hale getirilmesinin ve kullanıcıların görüşlerine başvurulmasının da faydalı olacağını düşünüyorum. Yani bir şirketin web sitesi sadece üst yönetiminin vereceği karara göre şekillenmemeli, web sitesini kullananlara yönelik düzenli anketler düzenlenmeli. Örneğin Türk Ekonomi Bankası Facebook sayfasında bu tür anketleri düzenleyerek kullanıcıların görüşlerini almaya çalışıyor. TEB Pratik İnternet Şubesi’nin en iyi internet bankacılığı sitesi seçilmesine bir de bu açıdan bakmakta yarar var. Ortak aklı devreye sokanlar her alanda kazançlı çıkıyorlar.

27 Haziran 2012 Çarşamba

Mübarek Ramazan Ayı Grafik Çalışmaları

Mübarek üç ayların içinde bulunuyoruz. Recep ayını bitirdik ve Şaban ayının içindeyiz. Yaklaşık olarak bir 25 gün sonra ramazan ayına gireceğiz. Bolluğun ve bereketin ayı olan Ramazan ayı için eskiden aylar öncesinde hazırlıklar başlardı ancak şimdilerde ramazan ruhunun her geçen gün yitirildiğine şahit oluyoruz. Bir hadis-i şerifte '' Recep Allah'ın , şaban benim , ramazan ümmetimin ayıdır'' buyruluyor. Bu mübarek ramazan ayı Muhammed Mustafa Aleyhisselatü vesselam efendimize ümmet olma şerefine nail olmuş bizlere bahşedilen mübarek bir nimettir. Bunun idrakinde bir ramazan ayı geçirmemizi niyaz ediyorum. Aşağıda ramazan ayına ait derlediğim grafik çalışmalarını bulabilirsiniz.





















Facebook Telefon Konsept Tasarım

Google'ın telefonu çıkınca tasarımcılar Facebook içinde kolları sıvayıp , hali hazır konsept tasarım olarak bekleyen bir tasarıma imza atmışlar. Michal Bonikowski tarafından tasarlanan Facebook Telefonu oldukça şık ve profesyonel görünüyor.Akıllı telefon dediğimiz özellikli ve dokunmatik telefon formatında tasarlanmış telefon facebook'un renklerine sahip.Facebook Telefonunun resimleri aşağıdadır...







Gerçeğe Çağrı Filmi Afişleri

10 Ağustos 2012 tarihinde vizyona girecek olan Gerçeğe Çağrı(total rekal) Filmi şimdiden büyük ilgi ile bekleniyor.11 Ağustos'ta Çalıştığım şirketten 11 günlük yıllık izne çıkacağım tarihe denk geldiği için Adana'da o büyük Cinebonus salonlarının birinde mutlaka bu filmi izleyeceğim.(Rabbim izin verirse...) Gelelim filmimizin konusuna film ''Sıradan bir işçi olan Douglas Quaid, bir süper ajanın anılarını belleğine yüklemesiyle tehlikeli bir maceranın da içine düşer. Silahlı güçler tarafından aranan bir kaçağa dönüşen Quaid'ın şimdi yapması gerekense yeraltı direnişinin liderini bulup Cohaagen'i durdurmaktır. Film, Paul Verhoeven'in aynı kült isimli bilim-kurgusunun bir yeniden çevrimidir.''

Filmin fragmanı burada...
Filmin oyuncu kadrosu da oldukça iyi... 


Filmin Afişleri;











24 Haziran 2012 Pazar

Ücretsiz Hagin Yazı Tipi

Hagin Font Miroslav Bekyarov tarafından tasarlanmış oldukça şık bir yazı tipidir. Web tasarımında ve logo tasarımında rahatlıkla kullanılabilecek bir yazı tipidir. Ücretsiz olarak indirebilirsiniz.

Buraya dokunun indirin...


Ücretsiz Flekso Contour Yazı Tipi

2012 yılında Ben Bloom tarafından tasarlanmış müthiş bir yazı tipidir. Flekso Kontur insani sıcaklığıyla, geometrik bir ekran yazı tipidir. Flekso Kontur genişletilmiş Flekso font ailesinin bir parçasıdır. Flekso Kontur ücretsiz indirilebilir. Aşağıda yazı örneklerini görebilirsiniz. Bu yazı tipinin Türkçe karakter desteği olması ile Türk web tasarımcıların tercihi olacaktır.

Flekso Yazı Tipini indirmek için buraya dokunun...











Metehan Kimdir?


Metehan Milattan Önce 234 ile Milattan Önce 174 yılları arasında yaşamış , Büyük Türk Hükümdarı ve Hakanı'dır... Türk-Hun Devletinin Hükümdarıdır. Oğuz Kağan Destanında geçen Oğuz Kağan olduğu hususunda bir çok tarihçi mutabık olmuşlardır. Metehan ile ilgili edinilmiş bilgilerin çoğu Çin kaynaklarından elde edilmiştir.

 Asya Hun imparatorluğu'nun kurucusu olan Teoman, oğlu Metehan'ın kendisi yerine üvey annesi Yenşi'nin oğlunu tahta çıkarmak istedi.Törelerine göre Türk hatundan olan, has bir Türk'ün tahta geçmesi gerekiyordu. Metehan'ın Üvey Annesi Çin'liydi. Yani Çinli kadından olan erkek çocuk tahta geçemezdi. Bu durumdan dolayı üvey annesi Metehan'ın babasını doldurdu ve Mete'yi komşu kavim olan Yüeçiler'e (Yuezhi) rehin olarak gönderdi. Babası, ardından Yuezhi'lere savaş ilan ederek Mete'yi öldürtmek istedi. Mete, babası Teoman Yuezhi'lerin topraklarına girmeden Yuezhi'lerin elinden kaçtı. Babası bu kadar zorlukları atlatmasının ardından hakkını vermek için emrine on bin çadırlık bir birlik verdi. Sonunda da Mete öz babasını, üvey annesi ve kardeşlerini öldürüp kağan oldu MÖ 209 tarihinde tahta çıktı.


Daha sonra pek çok göçebe kavimin kullandığı çavuş oku adı verilen ıslıklı okun mucidinin Mete olduğu kabul edilir. Çin kaynaklarına göre eğer okunu bir yöne yöneltirse emrindeki askerlerin hepsi o hedefe ok atarak hemen yok ederdi. Bir gün okunu en sevdiği atına çevirdi. Askerlerinden bazıları tereddüt etti. Bunun üzerine okunu sırayla tereddüt edenlerin üzerine çevirdi. Atına ok atmakta tereddüt eden askerlerinin hepsi atılan oklarla öldürüldü. Böylece küçüklükten beri oynadığı okunu hedefe çevirme oyunu emirlerinin tartışılmazlığını da perçinledi. Bir gün emrinde demir disiplini ile yetiştirdiği 10 bin askeri varken okunu ava çıkan babasının üzerine çevirdiğinde askerlerinden hiçbiri tereddüt etmemişti.


Mete Önce Hunlardan toprak talebinde bulunan doğu komşuları Donghu üzerine yürüdü ve onları ağır bir yenilgiye uğrattı. Yapılan anlaşmada Donghular yıllık sığır, at ve deveden oluşan bir vergi ödemeyi kabul ettiler ve MÖ 208 yılında onları hakimiyetine aldı.
Donghu'yu yendikten sonra, Kuzey Moğolistan'da yaşayan Tunguz gibi halkları da içine kattı. MÖ 177-165 yılları arasında Hunların güney batısında, Tanrı Dağları ile Gansu arasında yaşayan Yüeçilein üzerine seferler düzenledi. MÖ 203'te Yueçi'yi mağlup ederek kendi toprağna kattı.
Ordos'da hakim olmaya çalışan Tahin Türklerini yendi. Çin üzerine sürekli seferler düzenleyerek Sarı Irmak'ın güneyindeki kaleleri egemenliğine aldı. Bu zaferlerle, sonradan Hunlara büyük gelirler getirecek önemli ticari yollarının kontrolüne sahip oldu.
Bölgede yaşayan Altay (Moğol, Tunguz ve Türk vb.) kavimlerini egemenliği altına alarak askeri ve stratejik olarak daha güçlü bir hale geldi.
MÖ 200'de Han Hanedanı imparatoru Gaozu'nun (Gao-Di) 320.000 kişilik ordusunu Baideng (bugünkü Datong, Şanşi)'de Peteng Kalesinde kuşattı. Gaozu (Gao-Di) Mete'nin eşine hediyeler gönderdi ve Mete'nin kuzey eyaletlerini Hunlara bırakma ve yıllık vergi ödeme gibi bütün şartlarını kabul etti ve kuşatmadan çıkmasına müsade edildi. Gaozu payitahtı Çang'an(bugünkü Şian)'a dönebildiyse de Mete arada bir Han'ın kuzey sınırını tehdit etmiş ve nihayet MÖ 198'de Gaozu barış istemiş ve Han'ın prensesini Tanhu'nun eşi olması ve yıllık haraç ödemesi şartlarıyla antlaşması imzalanmıştır.


Qin ve Chu ile yıllar süren mücadelenin ardından Han imparatoru olan Liu Bang (Gaozu), Baideng'da Mete karşısında zor duruma düşünce, yorgun ordusunun Hunlarla baş edemeyeceğini farketmişti. Akrabalık  ilişkisi kurmak amacıyla, bir prensesi yüklüce hediyeyle birlikte Hun sarayına gönderdi.
Liu Bang MÖ 195'te ölür, karısı Lü Hou imparatoriçe olur. MÖ 192'de Mete Lü Hou'ya mektup göndererek kaba bir üslupla evlenme teklif eder. Ülkesinin içinde bulunduğu koşullarda Hunlarla bir çatışmayı göze alamayan imparatoriçe, uğradığı saygısızlığa karşın bir mektup yazarak Mete'ye bir prenses gönderir. Çin kaynaklarına göre, Lü Hou'nun davranışı karşısında pişman olan Mete, imparatoriçeden bir mektupla özür dilemiştir.
Çin savaşından sonra, Mete,Yüzehi ve Wusun'u Hun'un köleleri olmaya zorladı.
Saltanatı boyunca çoğu halklar Hun idaresi altına girdi. Onların tümünü, steplerin bütün göçebe atlı okçularını bir imparatorluk altında birleştirdi. Göçebe tebaalarından başka Mete ayrıca Tarım Havzası'nda kendisine bağlılık yemini eden vaha şehir devletleri kurdu. Onun hem askeri hem de idari yapılanması sonradan birçok merkezi Asya halklarında ve devletlerinde uygulandı.
Bölgesinde askeri gücü ile korku saldı. Savaş taktikleri ve askeri disiplini sayesinde Çin İmparatorluğu'nu ve çevre kavimlerle yaptığı savaşları kazandı. Ordusu savaş zamanında toplanan sivillerden oluşmuyordu. Onun yerine sürekli eğitimli ve savaşa hazır halde bulunan profesyonel askerlerden oluşmaktaydı. Hakim olduğu bölgelerdeki geniş tahıl ve yiyecek kaynakları ile ordusunu ayakta tutabiliyordu.
Mete, MÖ 174 yılında öldüğünde, birçok kavimleri çatısı altında birleştiren büyük bir imparatorluk geriye bıraktı. Bu imparatorluk yaklaşık 18 milyon km2 büyüklüğe sahipti. İmparatorluğunun sınırları doğudan batıya Japon Denizi'nden İdil Nehrine ve kuzeyden güneye Sibirya'dan Tibet ve Keşmir'e uzanıyordu. Hunların karşılarında bulunan tek düzenli ve güçlü kuvvet olan Çin ordusunun, iç karışıklıklar nedeniyle idari zaafiyet içinde olması Mete'nin devletini kolayca büyütmesine sebep gösterilir.

Türk destanlarında Çin ve Hindistan fetihlerinde söz edilen Oğuz Kağan'ın Mete olduğu sanılmaktadır. Destanda anlatılan Oğuz Kağan ile Mete'nin hayat hikâyesinde birçok benzerlikler bulunmaktadır. hayat hikâyesinin Oğuz Kağan efsanesinin tarihi temelini oluşturduğuna inanılır.

Türk Kara Kuvvetleri'nin kuruluş tarihi 1363 yılı olarak kabul edilmekteydi. Nihal Atsız 1963 ve 1973'te Türkiye Kara ordusunun kuruluş tarihinin Mete'nin tahta geçtiği MÖ 209 olması gerektiğini yazmıştır.Atsız'ın görüşlerini benimseyen Yılmaz Öztuna da 1968'de Cemal Tural'a Türk Kara Kuvvetleri'nin kuruluş tarihinin MÖ 209 olması teklifini yaptı. Sonraları, K.K.K kuruluş tarihi MÖ 209 olarak değiştirildi.