30 Ekim 2012 Salı

Bond, Sony ile İstihbarat Toplamaya Devam Ediyor!

Sony "Skyfall" kampanyası için ikinci görev geldi, şimdi durum değişti. Bildiğimiz üzere “Skyfall” İstanbul’da çekilmiş Bond filmlerinden. İkinci görevde, Bond nasıl İstanbul’a geldiyse, senin de İstanbul’da bir noktaya gitmen ve burada olduğunu kanıtlaman gerekiyor ki, Bond işini rahat rahat yapabilsin.

Bu görevde @Sony_Turkiye'nin belirttiği lokasyona gidip 4square üzerinden fotoğraflı check-in yapman ve Twitter’da görev hashtag’i olan #M2bengittim altında yaptığın check-in’i yayınlaman gerekiyor. Sony bunu yapan oyuncuların emeklerini karşılıksız bırakmıyor ve çok özel ödüller veriyor. Duyduğum kadarıyla ödüller arasında Xperia Tablet S ve Bond 50. Yıl Blu-ray seti var.


Sony bu arada İstanbul dışındakileri unutmamış, hafta içinde twitter ve facebook hesabı üzerinden soracağı sorulara hızlı ve doğru cevap veren "Ajanlara" sürpriz hediyeler verecekmiş.


Şimdi dikkatimi çekti. Sende aynı durumdaysan hemen takibe başla, istihbaratı topla:
https://www.facebook.com/SonyTR
https://twitter.com/Sony_Turkiye  #AjanS #M2bengittim

Bir bumads advertorial içeriğidir.

26 Ekim 2012 Cuma

Hangi Günde Olduğumuz?

Behzat Ç. Dizisinin 65. Bölüm başında Behzat Amirin beyninden geçenler çok anlamlı geldi bana...
''Bazı günler uyandığımda hangi günde olduğumuzu bir türlü hatırlayamıyorum
pazartesi perşembe pazar ??
insan hayatında günlerin bir anlamı olmalı 
hafta yedi gün değilde üç gün olsa ne değişirdi hayatımda 
yada saatin kaç olduğu hangi günde olduğumdan dahamı önemli 
bilmiyorum...
Cep telefonlarında ki Alarmı icat eden adam, insanların beş dakika daha uyumak isteyeceğini nereden biliyordu?
Çünkü kendisi de beş dakika daha uyumak istiyordu...''



25 Ekim 2012 Perşembe

Oğlum'a Mektuplar-1

Merhaba Oğlum,
Allah(c.c.)'ın rahmet,bereketi ve selamı üzerine olsun. Sen doğmazdan evvel sana 5 mektup yazmış ve bu mektuplar da az da olsa ahvalimizi , biraz da olsa nasıl bir ailede hayatını idame ettireceğini anlatmıştım. Doğmamış Oğlum'a Mektuplar şükür ve hamd mahiyetli, telkin ve nasihat içerikliydi. Bu hususların dozunu arttırarak devam edeceğimden emin olabilirsin.

Oğlum sen doğalı altı ay oldu... Bu mektupları yazabilmek için neden altı ay beklediğimi de merak edersin diye izah ediyorum. Senin doğumunla birlikte hayatımızda bir çok olumlu ve olumsuz değişiklikler oldu. Geceleri burnunun tıkanıklığından dolayı, doktorların ''gece dikkat edin burnu tıkanırsa nefes alıp almadığını kontrole edin'' uyarısı üzerine yaklaşık olarak 20 gün düzensiz bir uyku hali yaşadık. Annen ve ben neredeyse ''çıt'' sesinde başucunda dikiliveriyorduk. 


Bu mektubum da sana Allah Dostlarından bahsetmek istiyorum. Yeryüzünden Alemlerin Rabbi olan Allah'ın dostları ve sevdiği kulları vardır. Bunların En başında ''Habibim'' diyerek hitap ettiği Alemlerin Efendisi , seninde adaşın olan Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed (s.a.v) bulunuyor. 

Allah Dostları Allah Resulü'nün yolundan ayrılmayan , ehl-i sünnet , vel cemaat bir yaşam tarzına sahip kişilerdir. Bu Allah Dostları Peygamber Efendimizden sonra gelmiş , Peygamber Efendimize tabii pek sevgili kullardır. Bu Allah Dostlarının görevi irşaddır. İrşad; Hak ve Hakikati anlatmak , doğruya iletmektir. Hakiki ve Kamil insanlara Mürşid denir. Mürşid'e tabii olana Mürid denir.  Mürşid kimseler imanı sağlama,kurtarma ve muhafaza noktasında insanın can simidi gibidir. Ancak bu noktada sahte Mürşidlerden sakınmak gerekir.

Sahte bir Mürşid edinmek demek , imanı muhafaza etmek şöyle dursun , imanın elden çıkıp gitmesidir ki ,  en tehlikelisi de hala iman sahibi olduğunu sanmasıdır. Kimsenin alnında bu gerçek Mürşid , bu sahte Mürşid diye bir yazı yazmaz ancak alametleri vardır. 


Sahte Mürşid'i anlamak için sana bir kaç ip ucu vereceğim , ilerleyen hayatında karşına ben Mürşidim diyen birisi çıkarsa bu ölçülerde tartar , hesabını yapar , notunu verirsin. 

Sahte bir Mürşid dünyalık kelamı , ahiretlik kelamından çok olandır. Dünyanın parası ve malını diline dolamış birisi gerçek mürşid olamaz. 

Peygamber Efendimizin(s.a.v) sünnetine uygun olmayan veya sünneti terk eden davranışlar sergiler. 

Bazı hallerde Allah'ın emir ve yasaklarına muhalefet olan söylemlerine rastlarsın.

Bazı duruma,mekana ve zamana göre hükümler verir , bazı Hadis-i Şerifleri inkar eder.


Kendisine Allah tarafından bir yetki verildiğini sık sık tekrar ederek insanlara onaylatmaya çalışır. 

Bazı işlerde maddiyatı gündeme getirir. Para ve mal sevgisi açık olmasa da onda görülür.

Bu ve bunun gibi bir çok dine, diyanete, sünnete uymayan sergilenecek ve sergilenmiş tavırlar ile haller sayılabilir. Bizim için Sahte Mürşid'in alametlerinden ziyade Gerçek Mürşid'in alametleri önemlidir.

Gerçek Mürşid'i yalnızca Allah-u Teala Tekaddes Hazretleri bilir ancak Gerçek Mürşid'in alametleri vardır. Bu alametleri barındıran birini bulursan dizinin dibinden ayrılmayasın.

Gerçek Mürşid dünya,para,pul,mal,mülk,makam,mevki gibi dünyalık heva ve heveslerden yüz çevirmiş ahiretin selahiyeti için çalışan ve insanları bu doğrultuda bir araya getirip terbiye etmeye çalışan kişidir.


Tabii olduğu silsilesi geriye doğru takip edildiğinde Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed (s.a.v)'e kadar ulaşır.

Az yer , az uyur , az konuşur ve çok namaz kılar , çok oruç tutar , çok sadaka verir.

İçinde bulunduğu her durumda şükreden ve içinde bulunduğu durumun kendisi için hayırlı olduğunu bilendir.


Dualarını uzun yapar ve etrafındakilerinin ahiretini kurtaracak dualar eder. 

İlim,güzel ahlak,ağırbaşlılık ve mütevazi halleri kendisinde bulundurur. 

İmam-ı Gazali (k.s.) Gençlere Öğütler risalesinden Gerçek Mürşid'in sıfatları isimli bölümde böyle Allah Dostları için , '' Böyle insanlar kırmızı kükürt gibidir nadiren bulunur. Bulunduğunda uyulması uygundur çünkü o muhteremler Peygamber Efendimiz(s.a.v)'in nurundan bir nurdur'' buyurarak gerçek Mürşid'i tarif ederken uyulmasını tavsiye etmiştir.

İlk uyman gereken kişi şüphesiz ki Rabbimizin Alemlere Rahmet olarak gönderdiği Peygamber Efendimiz(s.a.v)'dir. Sonrasında Allah dostlarından bir Kamil-i Mürşid bularak ona tabii olmaktır. Sürüden ayrılanı kurt kapar misali kendini Allah yolundan gidenlerden , Allah için meclis kuranlardan ayrı tutma. Allah diyenlerle beraber olanlar kazanmış , Allah ile aldatanlarla beraber olanlar kaybetmiştir. 

Vatanını,milletini,dinini ve devletini mukaddes sayacak , dualarına Esir Türk kardeşlerimizin özgürlüğüne kavuşmalarını ekleyecek , çalışmalarına bir gün Turan'ın kurulması hedeflerini menzilleyeceksin. Menzil'den ayrılma Oğlum. Hedef dünya da Türk'ün bükülmez bileğiyle İslam'a hizmet etmek , Ahirette Peygamber Efendimiz'in sancağı altında yer almaktır.

Allah yolumuzu açık etsin ve yolumuz üzerinde bize ışık olan , nur saçan Allah dostlarından razı olsun.

Selam ve dua ile...

Baban
Vural Egemen Sarıgöz

23 Ekim 2012 Salı

Bond, Sony ile İstihbarat Topluyor!


,23. macerasına çıkan James Bond’un yeni filmi “Skyfall”, 2 Kasım’da vizyona giriyor. Bu sefer MI6 saldırı altında ve James Bond hem arkadaşlarını korumak, hem de M’e olan sadakatini kanıtlamak zorunda. Sen de gerçek bir Bond hayranıysan, Sony’nin sürükleyici sosyal medya oyunu “AjanS” bir hayli ilgini çekecek.

Sony, “Skyfall” lansmanı ile birlikte geçenlerde açıkladığı sosyal medya oyununun ilk görevini dün verdi. Bond’un zihni sinir alet edevatları olmadan sıkıntıya düşeceğini düşünen Sony, “4 ekran ile Bond’a yardım et” görevini açıkladı. Q’nun verdiği görevde 4 ekran olarak TV – Tablet – Akıllı Telefon ve Laptop düşünülmüş. Bu 4 ekranın nasıl kullanılacağı da kullanıcılara bırakılıyor.


Q’nun sorusu ise şu şekilde:

“Eğer sen olsan, bu 4 ekrandan hangisini seçerdin ve o ekrana hangi özelliği eklerdin?”

Sen de bir ekran seç, farklı ve Bond’un işine yarayacak bir özelliği Twitter’da #M1benyaptım hashtag’i ekleyerek paylaş. En çok retweet edilen ve Sony jurisi tarafından seçilen fikirlerin sahipleri, Bond’un güvendiği Sony Xperia Tablet S, Gala Gecesi davetiyesi ve Bond 50. Yıl Blu-ray seti kazanacak.

Bakalım gerçekten Bond’a yardımcı olabilecek zihni sinir bir yanın var mı?

Yeni görevleri öğrenmek için, #AjanS hashtag’ini takibe devam et.

https://www.facebook.com/SonyTR
https://twitter.com/Sony_Turkiye #AjanS #M1benyaptım

Bir bumads advertorial içeriğidir.

16 Ekim 2012 Salı

Youtube Tıklanmaya Değil Süreye Bakıyor!



YouTube'da yaptığınız aramalarda karşınıza çıkan videolar, genellikle en çok tıklanan videolardır. YouTube bu şekilde size en işe yarar, aramanızla en ilgili video sonuçlarını göstermeyi amaçlıyor. Bununla birlikte YouTube'da yanıltıcı bir isme sahip olup içinde hiç bir şey olmayan videolar da var. Ancak YouTube, son zamanlarda yaptığı bir değişiklikle bunun üstesinden gelmeye başladı bile: Sonuçlarda izlenme süresi daha uzun olan videoları yukarı taşıyarak.

Bu değişiklik, YouTube'a video yükleyenlerin daha kaliteli içerikler oluşturmalarını da sağlayacak. Eskisi gibi bir videoya tıklanması, videonun sahibi için yeterli olmayacak ve izlenmeye değer videoların sayısı artacak.

Yenilik, video yükleyenler için bir başka öneme daha sahip. Videoların arama sonuçlarında nasıl sıralandığından haberdar olan video sahiplerinin, videolarını buna göre optimize etmeleri gerekecek.

YouTube, bu güncellemeyle beraber analytics sayfasına yeni bir bölüm daha eklemiş bulunuyor. Bu bölümde video sahipleri, videolarının hangi uzunlukta seyredildiğini görebiliyorlar.

Zirvedeki Dijital Yaratıcılar Toplanıyor!

Digital Age Summit ‘Dijital Yaratıcılık’ temasıyla bu yıl altıncı kez katılımcılarını ağırlayacak.

Digital Age dergisi tarafından 2007 yılından bu yana düzenlenen ve bu yıl 18 Ekim’de  gerçekleşecek olan Digital Age Summit 2012’nin program detayları bellioldu. Ana sponsorluğunu Vodefone’un , Gençlik  Sponsorluğu’nu ise Coca-Cola’nın sahiplendiği Digital Age Summit Four Seasons Hotel’de gerçekleşecek.




‘Dijital Yaratıcılık’ temasıyla, bu yıl altıncı defa katılımcılarını ağırlayacak olan Digital Age Summit’12’nin ana konuşmacılarından ilki Forbes.com tarafından dünyanın en önemli 10 sosyal medya uzmanından biri olarak gösterilen ‘Unmarketing’ kavramının yaratıcısı ve UnMarketing isimli bestseller kitabın yazarı Scott Stratten. Stratten bu yılki Digital Age Summit’te ‘The Business of Awesome’ isimli yeni kitabından; pazarlama, markalaşma, halkla ilişkiler, sosyal medya, insan kaynakları ve müşteri hizmetleri ile ilgili ana iş konseptlerini kapsayan bir sunum gerçekleştirecek.

Digital Age Konferansı 2012′nin bir diğer konuşmacısı ise sanal âlemde medya tasarımı konusunda araştırmalar ve yaratıcı çalışmalar yapan Beth Coleman. MIT’de ‘Writing and Humanistic Studies and Comparative Media Studies’ bölümünde Yeni Medya Yazarlığı dalında yardımcı doçent olarak çalışan Coleman, son kitabı Hello Avatar: From Virtual Worlds to X-Reality’de ‘sanal tasarım’ ve ‘sosyal ağ kimlikleri’ konularını incelemişti.

Konferansın diğer konuşmacısı ise Porter Novelli Global Teknoloji Uygulama Lideri Richard Cline. Daha önce Voce, Google, Yahoo!, eBay, NetApp, Bell Sports, Intel, Playstation, Dolby, Discovery Channel, Unisys ve diğer benzeri markaları yöneten Richard Cline konferansta Beyond the Conversation: The Evolution ofCorporate Social Media’ başlıklı konuşmasını yapacak.

Bir diğer konuşmacı ise; Mariano A. Bosaz. 2007 senesinden itibaren Coca-Cola South Latin’de İnteraktif Pazarlama Direktörü olarak görev almaya başlayan Bosaz, Coca-Cola’nın dijital pazarlama stratejisini geliştirdi, markaların web/mobil platformlarını birleştirdi ve WorldCup 2012 ile Powerade Latin Amerika gibi projelerin tüm dijital işlerini devraldı. 2011 senesinde Coca-Cola’nın Avrasya ve Afrika Grup İnteraktif Pazarlama Müdürü olan Mariano Bozas konferansta katılımcılarla deneyimlerini Coca-Cola Türkiye İnteraktif Pazarlama Müdürü Yüce Zerey ile ortak gerçekleştirecekleri sunumlarında paylaşacaklar.

Digital Age Summit 2012’nin program detayları ise şöyle:

Digital Age Konferansı saat 9’da Digital Age Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Pelin Özkan’ın açılış konuşmasıyla başlayacak.

Saat 9.30 – 10.20 arasında ise Beth Coleman ’Hello Avatar’ başlıklı konuşmasıyla sahnede olacak.

Coleman saat 10.20 – 10.50 arasında da kitabını imzalayacak.

Saat 13.50 – 14.40 arasında etkinliğin diğer bir önemli ismi Scott Stratten ’Untalk’ başlıklı konuşmasıyla sahnedeki yerini alacak.

Stratten saat  15.30 – 16.00 arasında kitap imzası için okurlarıyla bir araya gelecek.

Saat 16.10 – 16.40 arasında ise Porter Novelli Global Teknoloji Uygulama Lideri Richard Cline ’Beyond the Conversation: The Evolution of Corporate Social Media’ başlıklı konuşmasını yapacak.

İletişim;

Alper Barış alperbaris@kapital.com.tr / 0 212 282 26 40 – 138
İnternet sitesi :http://www.mci.com.tr/konferanslar
Twitter hesap bilgisi : @digitalage
Twitter hashtag :  #digitalage2012










Bir bumads advertorial içeriğidir.

11 Ekim 2012 Perşembe

Evliliği Boşanmaya Götüren 10 Davranış



1. Tartışmalara sert başlamak
Boşanma habercilerinden ilki tartışmalara sert bir şekilde başlamak. Tartışmaya eşlerden birinin çok sert başlaması, örneğin saldırgan bir şekilde, yüksek sesle veya karşı tarafı aşağılayan bir cümle ile başlaması tartışmaların giderek alevlenmesini ve büyük kavgalara dönüşmesini sağlıyor. Bu durumun sıklıkla olması ise çifti boşanmaya götürüyor.



2. Eleştiri ve aşağılama
Çiftlerin birbirleriyle iletişim halindeyken kullandıkları “eleştiri ve aşağılama” ilişkinin yüzde 90 oranında boşanma ile sonuçlanacağını gösteriyor. Örneğin, eşin yaptığı davranışı değil de kişiliği eleştirmek “Benimle bunu paylaşmanı isterim” yerine “Sen çok bencilsin demek”, eşle konuşurken daha üst bir seviyedeymiş gibi onu aşağılayıcı şekilde konuşmak; örneğin dalga geçmek, isim takmak, gözlerini devirmek gibi. Bu davranışları yaptığınızda ona giden mesaj, ona hiç değer vermediğiniz yönünde oluyor.


3. Savunma
Pek çok kişi eşinden herhangi bir eleştiri aldığında hemen savunmaya geçer. Bu davranış esasen eşini suçlamanın bir diğer yöntemidir. Savunmaya geçerek eşinize bu benim değil senin problemin demiş oluyorsunuz. Örneğin, “Bu benim suçum değil, senin şu davranışından kaynaklanıyor” gibi. Eşten gelen eleştirilerden hiçbir zaman sorumluluk almayıp sürekli savunmaya geçildiğinde ilişkinin sonlanma ihtimali artıyor.


4. Duvar örme
Eşlerden birinin tartışma sırasında “Hı hı”, “Evet”, “Hayır” gibi aktif bir dinleme halinden sessizliğe bürünmesi ve göz kontağını keserek iletişimden tamamen kopması kısaca bir duvara dönüşmesi. Tartışmalarda duvar ören eşler genellikle o sırada bedenlerinde hissettikleri yoğun stresi azaltmak için bunu yapıyorlar. Duvar ören bir eşin karşısındaki eş ise bu durumu bir tepki olarak algılıyor ve tartışmayı daha fazla alevlendiriyor.


5. Dolma-taşma
Tartışma sırasında bedende oluşan fizyolojik değişimlerr; örneğin kalp atışının hızlanması, adrenalinin ve kan basıncının artması eşlerin tartışmayı sürdüremeyecek bir noktaya gelmesini sağlıyor. Beynin bilgi işlemleme becerisi azalıyor. Yani eşler tabiri caizse dolup taşıyorlar. Eşlerden biri böyle hissettiğinde kendini korumak için genelde eşiyle iletişimi kesip duvar örüyor. Bu durumun sıkça yaşanması da evliliği sonlandıran nedenlerden biri.


6. Başarısız telafi girişimleri
Bir tartışma sırasında ya da sonrasında bunu telafi edebilecek herhangi bir özür veya af dilemenin olmaması boşanmanın diğer belirtilerinden biri. Evliliğinden mutlu olduğunu ifade eden çiftlerin ilişkileri incelendiğinde tartışma esnasındaki en önemli farklarından biri eşlerine “Özür dilerim”, “Seni kırmak istemedim” gibi cümleler kurmaları.


7. Kötü hatıralar
Boşanmayı sağlayan nedenlerden biri de çiftin geçmişle ilgili olumsuz şeyleri hatırlamaları ve sürekli gündeme getirmeleri. Bu durum yaygın olarak tartışmalarda ortaya çıkıyor ve "Sen şöyle yapmıştın, böyle yapmıştın" gibi cümlelerle başlıyor. Geçmişle ilgili bu olumsuzluklar ilişkinin bugününü ve geleceğini de olumsuz etkileyerek boşanmaya götürebiliyor.


8. Sonraya saklama veya biriktirme
Çiftler birbirleriyle ilgili bir olumsuzluk yaşadıklarında bunu sonraya saklamaya veya birkaç olay üst üste geldiğinde eşleri ile paylaşmaya çalışabiliyor. Böyle olduğunda bekleyen konular başta küçük olsalar bile sonradan büyük meselelere ve kavgalara dönüşebiliyor. Bu durumun sık olması ise boşanmaya neden olabiliyor.


9. Duygusal kopukluk
Duygusal kopukluk eşlerin eskisi gibi birbirleriyle hiçbir şeyi paylaşmamaları, beraber vakit geçirmemeleri, kısacası “biz” olmaktan çıkarak sadece birer birey olarak hareket etmeleri anlamına geliyor. Aldatmanın da bir numaralı belirtisi olan duygusal kopukluk, kaçınılmaz olarak boşanmanın en önemli göstergelerinden biri.


10. Etkiyi kabul etmemek
Eşlerin birbirlerinden gelen etkilere açık olmaları ve birbirlerini dikkate almaları yerine diğerinin söylediği, düşündüğü şeyi reddetmeleri ya da önemsememeleri. Bu konudaki önemli bir araştırma bize erkeklerin kadınlara göre etkiyi çok daha az kabul ettiğini ve kabul etmemeyi sürdürdüğünde boşanma oranının yüzde 80 olduğunu gösteriyor.









8 Ekim 2012 Pazartesi

Haber Sitelerine Kötü Haber...

Haber sitelerine baktığınızda içeriklerinin birbirine ne kadar benzediğini görebilirsiniz , bazı haber siteleri birebir aynı içeriği/haberi yayınlamamak adına bazen grafikleri/haber resimlerini bazende haberde kullanılan cümleleri anlam değiştirmeden değiştirerek yayınlamaktadır. Bu duruma karşı kendi kendime bir kaide getirip bilinir ve güvenilir haber sitelerini takip etmeye başladım. Çünkü alt yapısız ve istihbaratsız yapılan her haber havada asılı kalmaya mecburdur. Milliyet, Hürriyet , HaberTürk , Fanatik gibi gazetecilikte rüştünü ispatlamış haber sitelerini takip ediyorum. Bu duruma bu gazeteler de DUR diyerek bir etkinlik başlatmışlar ve emeklerinin kopyala/yapıştır taktiği ile etik olmayan bir şekilde yayınlanmasına bir isim vermişler ve adına KORSAN GAZETECİLİK demişler. Hatta bu konuda seslerini duyurabilmek için bir internet sitesi hazırlayıp ne kadar büyük gazete varsa altını imzalamışlar...

Bence bu arkadaşların bu sitemine kulak vererek hem internetteki haber kirliliğini önleyebilir hem de kaliteli haber sitelerinin değerine değer katabiliriz.

Tüm gazeteler tarafından yayınlanan uyarı metnini aşağıdan yada buradan okuyabilirsiniz.



Medya sektörü, internet ve mobil teknolojilerinin baş döndürücü gelişimiyle, büyük bir değişim sürecindedir. Gazete, televizyon, radyo gibi geleneksel araçların, internetle ve mobil iletişim araçlarıyla birlikte yeniden tanımlandığı yepyeni ve heyecan verici bir süreç yaşıyoruz.

Bu gelişimin sonucu olarak; bizler de gazetenin yanı sıra, sahip olduğumuz internet siteleri, haber portalları ve benzeri iletişim enstrümanlarıyla okurlarımıza hizmet sunmaktayız.

Ancak, bugüne kadar bazı internet sitelerinin, gazete içeriklerimizi fikir ve emek hırsızlığı yaparak, pervasızca kullanmakta olduğu kamuoyunca da gözlemlenmektedir. Takdir edileceği üzere; bu durum ciddi emek ve maliyetlerle çıkartılan gazeteler ve gazetelerin internet siteleri aleyhine açık bir haksız rekabet oluşturmaktadır. Bu aynı zamanda hukuka ve kanunlarımıza aykırı bir durumun ortaya çıkmasına da sebebiyet vermektedir.

Değerli okuyucularımız,
Gazetelerin içerikleri; yani, haberler, yorumlar, köşe yazıları, yazı dizileri, fotoğraflar, çizgi, grafik, sayfa tasarımı ve benzeri bütün unsurların tek sahibi gazetelerdir.

Bu unsurların şimdiye kadar gazetelerin izni olmaksızın, fikir ve emek hırsızlığı yapılarak bazı internet siteleri tarafından çalınması eylemi “gazetecilik” olarak nitelendirilemez.

Hem gerçek anlamda, emek ve bilgi sonucu ortaya çıkartılan gazetelerin içeriklerini korumak ve hem de sağlıklı bir internet haber medyası düzeni için fikir ve emek hırsızlığına karşıyız.

Bu itibarla,

Ürettiğimiz ve bütün hakları bize ait olan; haber, yorum, köşe yazısı, fotoğraf, karikatür, grafik, çizgi ve sayfa dizaynı gibi materyallerin hiç bir şekil ve hacimde kullanılmasına izin vermeyeceğiz. 1 Ekim 2012 tarihinden itibaren, hiçbir televizyon kanalı, internet sitesi ve haber portalı aşağıda imzası bulunan gazetelerin içeriklerini kaynak göstererek dahi kullanamayacaklardır.

Elbette, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da okurlarımız, gazetelerimizin içeriklerine internet sitelerimiz aracılığıyla ulaşmaya devam edeceklerdir.

Fikir ve emek hırsızlığına karşı duracağımızı ve bu eylemi gerçekleştiren kişiler ve kurumlar aleyhine her türlü hukuki ve mesleki takipte bulunacağımızı, kamuoyuna saygıyla duyururuz.