30 Aralık 2013 Pazartesi

Srgz Blog Pagerank Değeri 4 Oldu!


Eskiden bu tip şeylere çok önem verirdim ve sık sık pagerank güncellemelerini takip eder ve belirli aralıklarla pagerank sorgulaması yapardım. Bugün aklıma geldi ve pagerank değerim ile ilgili bir sorgulama yaptığımda Bloğumun Pagerank değerinin 4'e yükseldiğini gördüm ve haliyle sevindim tabiki... İnsanın emeklerinin karşılığını alması güzel bir şey...

Daha önce pagerank değerim 3 olduğunda da sevinmiş ve buradaki yazı ile okurlarıma duyurmuştum.

Pagerank değerimin yükselmesi ile ilgili temel fikrim blogspot'tur.

Bu konu hakkında da ''Neden Blogspot'' isimli yazımı okuyabilirsiniz.


SRGZ Blog Site Değerlerinin WMaracında ki araç ile sorgulama sonuçlarına bakalım.




Hayatımızı Kolaylaştıran Servisler "iGaranti"

Hep konuşulan bir şeydir Türk bankacılığının dünya teknolojisinin çok ilerisinde olduğu. Gerçekten de öyle, herhangi başka bir ülkede bankacılık deneyiminiz olduysa Türk bankalarının değerini anlarsınız o yoklukta. Garanti Bankası’nın yeni mobil bankacılık platformu iGaranti ile birlikte, bu yargımı bir kez daha haklı çıkaracak bir servis ile tanıştım iGaranti  bankacılığın mobil tarafında can bulmuş ve gelişmiş yüzü. Yani fiziksel bankayı şubeye gitme ihtiyacını neredeyse hayatımızdan tamamen çıkaran bir ürün var artık karşımızda. Bir mobil uygulama ile bankacılık işlemlerinin yanı sıra, alışveriş , QR ile ödeme ve para çekme, Facebook arkadaşına para gönderme gibi birçok farklı ve hayatımızı kolaylaştıran servisler artık hep cebimizde.

iGaranti bugüne kadar çok da kullanmadığımız QR teknolojisini hayatımıza sokmak konusunda iddialı. Çünkü ufak bir QR kodu ile para çekebilir ya da alışveriş yapabilirsiniz. Üstelik tüm kartlarınızı (sadece kredi kartı değil, ehliyet, loyalty kartlarının hepsini) iGaranti’ye kaydedebiliyorsunuz. Yani bir bakıma  telefonunuz yeni cüzdanınız. Hem de bu yeniliği tadarken kuponlar kazanıp, hediyelerin keyfini çıkarabilirsiniz. Mesela iGaranti’ye ilk girişimle birlikte anında Caffè Nero’dan kahve kuponu kazandım.  Aynı zamanda Migros, Bonubon gibi markalarla da anlaşıp kullanıcılara özel ekstra indirimler sağlamışlar.

Yenilikler de bununla bitmemiş. Bugünlerde birçok firmanın yapmaya çalıştığı ama başarısız olduğu sesle yönetme işini iGaranti çözmüş. Bankacılık işlemlerinizi telefona konuşarak yapabiliyorsunuz, özellikle araba kullanırken birisine para göndermek için çok yararlı olacağı kesin.

iGaranti hayatımızdaki sosyal platformların da önemini anlamış olacak ki Facebook üzerinden para gönderip almayı da özellikleri arasına eklemiş..  Sadece Facebook değil, Foursquare’de check in yaptığınızda, çevrenizde bir iGaranti kampanyası varsa size bildirim göndererek haber vermesi çok hoşuma gitti. Sosyal platformlardaki fotoğraflarda etiketlendiğimizde nasıl anında bildirim alıyorsak iGaranti ile para gönderip aldığımız her işlemin bildirimi de anlık.

Alışılmışın dışında iGaranti para  biriktirmek için kullanıcılarını teşvik ediyor. Harcamalarımın takibi ile ay sonuna kadar ne kadar param kalacak, önümüzdeki ay ne kadar param nereye harcanacak tahmin edebiliyorum.  iGaranti, uygulamanın içine şimdi biriktir diye bir tuş yapmış, aklınıza geldiği anda paranızı kumbaraya atmış gibi belirlediğiniz tutarı bir tuşla biriktirebiliyorsunuz. Harcamak için ise  tek tuşla geri aktarıp ,istediğiniz an paranızı kullanabiliyorsunuz.

Son olarak çok şükür denemek zorunda kalmadığım ama çok takdir ettiğim bir uygulamaları daha var. Malum bu kredi başvurusu işi çok tatsız. Uygulama sayesinde kredi başvurusunu tek tıkla yaptığınız gibi kurye ile başvuru formları vs evinize geliyor (daha doğrusu verdiğiniz adrese).

Ola ki uygulamayla ilgili bir sorunuz var. iGaranti’ye sor diye bir müşteri iletişim platformu var. Sosyal mecralardaki tüm kanallardan kendilerine ulaşabiliyorsunuz. iGaranti günün olanaklarını ve teknolojisini çok iyi görmüş, kullanıcı kolaylığını ön plana çıkaran çok şık bir uygulama olmuş. Geleceğin bankacılığının nasıl olması gerektiği konusunda da bize ipuçları sunmuş.

iGaranti’yi hemen indirmek için tıklayın.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Blogger Türkçe Sade Teması


Eskiden insanlar çok fazla kalabalık temalar kullanırdı.Belki de blogculuğun ilk yıllarının olması sebebiyle bir hevesle bulduğumuz her kodu, gördüğümüz her eklentiyi blogumuza eklerdik. Şimdi revaçta olan blog tasarımları Responsive, simple,miniminal denilen tasarımlardır. Bu ilgiye karşın bende hoşuma giden hatta bir dönem bloğumda kullanmayı düşündüğüm temayı Türkçe'ye çevirerek kullanıma sunuyorum.


Temamız ingilizce'den Türkçe'ye çevrilmiştir.


Temanın özellikleri;
Sade ve kullanışlı


Otomatik devamını oku eklentisi

Tüm banner
Tüm menü bar
Otomatik resim boyulandırıcı

Gördüğünüz gibi temamızın sade olması olması için sade özelliklerinde olması gerekiyor.


Temamızın genel görünümü aşağıdadır.

İyi Günlerde Kullanın.




29 Aralık 2013 Pazar

Blogger İletişim Sayfası Oluşturmak

Blogger kullanıcıları bir iletişim sayfası oluşturmak için blogspot dışı araçlardan faydalanır. Temaya çeşitli kodlar eklerdi yada html iletişim forumları ile olayı kapatırdı. Wordpress'te cantact form isimli eklenti ile bu bir kaç yıl önce aşılmıştı. Nihayet Blogger'da bu konuda bir adım attı ve iletişim formu/iletişim sayfası için bir kolaylık getirdi. Bu kolaylık kısmen oldu diyebiliriz. Çünkü getirilen iletişim formu sidebara yada footera widget olarak ekleniyor.

Biz bu yazımız da bu iletişim widgetini sabit sayfaya nasıl ekleyeceğimizi göreceğiz.

Blogger paneline giriş yapın ve yerleşim sekmesinden gadget ekle diyerek işleme başlayınız.


Yukarıdaki resimde gördüğünüz gibi ''Diğer Gadget'lara tıklayarak iletişim Formu yazan widget'i ekleyiniz.



İletişim formu bir wigdet olarak ekledik. Şimdi gelelim bu iletişim formunu sabit bir sayfaya eklemeye.



Yine yukarıdaki resimde görüldüğü gibi sayfalar sekmesinden yeni sayfa ekle diyerek bir iletişim sayfası oluşturuyoruz.

Daha sonra oluşturduğumuz boş iletişim sayfasının HTML kısmına gelip aşağıdaki kodları ekliyoruz.

<form name='contact-form'><div>Adınız : </div><input class='contact-form-name' id='ContactForm1_contact-form-name' name='name' size='30' type='text' value=''/><div>E-mail : <em>(required)</em></div><input class='contact-form-email' id='ContactForm1_contact-form-email' name='email' size='30' type='text' value=''/><div>Mesajınız: <em>(required)</em></div><textarea class='contact-form-email-message' id='ContactForm1_contact-form-email-message' name='email-message' rows='5'></textarea><p></p><input class='contact-form-button contact-form-button-submit' id='ContactForm1_contact-form-submit' type='button' value='Send'/><div style='text-align: center; max-width: 450px; width: 100%'><p class='contact-form-error-message' id='ContactForm1_contact-form-error-message'></p><p class='contact-form-success-message' id='ContactForm1_contact-form-success-message'></p></div></form>

Yukarıdaki kodlar arasında kırmızı ile belirttiğim kısımları dilediğiniz gibi değiştirebilirsiniz.

Bu oluşturduğumuz sayfayı kaydettikten sonra artık iletişim sayfamız hazırdır.

SRGZ Blog İletişim sayfasını görmek için İletişim Sayfası Örneği'ne tıklayabilirsiniz.

İyi günlerde kullanmanız dileğiyle...



23 Aralık 2013 Pazartesi

Tüh!

Kasko kampanyası
Kasko ve trafik sigortası yaptırırken Sompo Japan Sigorta'dan mutlaka teklif alın, sonra pişman olmayın. Göreceksiniz, her zaman avantajlısınız.

Çünkü Sompo Japan Sigorta, müşterilerinin ihtiyaçlarına uygun ürün ve hizmetleri her zaman en uygun fiyatlandırma ile sunuyor.

Kasko ve Trafik poliçelerinde de kazançlı çıkmak için, acentenizden Sompo Japan Sigorta tekliflerini mutlaka sorun. Kârlı çıkın, yüzünüz gülsün.

Detaylı bilgi için tıklayınız.



Bir boomads advertorial içeriğidir.

20 Aralık 2013 Cuma

Yeni Yılın En Süper Kredi'si

Malum, yılbaşı geldi masraflar arttı.
Hediyesiydi, tatiliydi, eğlencesiydi derken
cepte yine para kalmadı...
Diyenlerdenseniz aramıza hoş geldiniz :)

Ben de birkaç gün öncesine kadar kafamda bu düşüncelerle boğuşuyordum. Ta kiii Yapı Kredi’nin yılbaşına özel,
Süper kredi kampanyasıyla karşılaşana dek!
Kredi almak aklımdan geçmişti ama ne yalan söyleyeyim;pek de alasım yoktu. Ancak günde 10 TL’ye 9.000 TL verdiklerini öğrenince hemen kafadan başvurdum!
Düşünsenize bi’, günde 10 Lira nerelere gitmiyor ki!? Hemen başvurayım dedim. Kiii o da çok kolaymış! Bireysel yazıp 4411’e bir mesaj attım, 9.000 TL yılbaşı kredisini kaptım :) Üstüne bi’ de Şampiyonlar Ligi topu kazandım! Kredi alırken bu güzel orta nerden çıktı diye soranlara hemen söyleyeyim;
Yapı Kredi 10-25 Aralık tarihleri arasında her gün Süper Kredi’ye başvuran ilk 100 kişiye Şampiyonlar Ligi topu hediye ediyor!



Hani yeni yıla nasıl girersen öyle geçer derler ya;
Ben yeni yıla Süper Kredi sayesinde
kafam gayet rahat giriyorum!

Darısı hepinizin başına...


Bir boomads advertorial içeriğidir.

15 Aralık 2013 Pazar

Ben Ne Bileyim Yandex Miyim?

Yandex hayatımıza girdi gireli arama motoru özelliğinin yanı sıra bir çok işlevsel alt servisiyle de farklılığını ortaya koymuş durumda. Bunlardan biri olan ürün sorgulamalarına ise artık çok daha kapsamlı ve detaylı yanıtlar veriyor.

Yandex, dizininde yer alan e-ticaret sitelerindeki ürünlerin fiyatlarına, özelliklerine ve farklı mağazalardaki müşteri yorumlarına tek noktadan erişmenize olanak sağlıyor. Ayrıca bir e-ticaret sitesinde arama yaparcasına tüm filtreleme ve sıralama özelliklerini de sunuyor.

Yandex sayesinde kullanıcılar, ilgilendikleri ürünleri detaylı bir şekilde arayabiliyor, buldukları seçenekler arasından teknik özellikleri ve fiyatı açısından en uygun olanı kolayca seçebiliyorlar.



Yandex, Market adını verdiği bu dikey aramasında sadece ürün kategorisi ve markalar arasında seçim yapmaya olanak sağlamıyor, ayrıca teknik özellikler ve fiyat filtreleri aracılığıyla seçim yelpazesini daraltma ve belirli bir ürün, model veya satıcı hakkında yapılan yorumları da inceleyerek kendilerine en uygun seçeneği belirleme imkanı da sunuyor. Seçimlerini yapan kullanıcılar sonrasında ilgili mağazanın web sayfasına yönlendiriliyorlar ve sipariş işlemini burada tamamlayabiliyorlar.



Örneğin almayı düşündüğünüz bir fotoğraf makinesinin özellik ve fiyatlarıyla ilgili bir araştırma yapmak isterseniz bağlantıya tıklayarak test etmeye başlayabilirsiniz.

http://bit.ly/1h6SoDs

Yandex yardımıyla potansiyel müşterilerine ulaşmak isteyen çevrimiçi mağaza sahipleri ise bir katılım formu doldurarak ücretsiz olarak servise katılabiliyor.

An itibarıyla Yandex’te 500'ün üzerinde çevrimiçi mağazanın ürünlerini bulmak mümkün. Çok farklı kategorilerden ilgilendiğiniz ürünlerle ilgili aramaları yaparak Yandex’ten ulaşabilirsiniz.

Örnek olarak:

Kamera: http://ya.cc/6UmH
Cep telefonu: http://ya.cc/6Umx
Tablet: http://ya.cc/6UmV
Televizyon: http://ya.cc/6Umt

Bir boomads advertorial içeriğidir.

10 Aralık 2013 Salı

Türkiye'nin İlk İnteraktif Aşk Hikayesi: Seviyorsan Git Sor!

Samsung, dünyanın ilk interaktif ürün inceleme video projesini, Türkiye’nin ilk interaktif aşk hikayesi ile birlikte hayata geçiriyor.

İstanbul, 28 Kasım 2013 – Samsung Electronics Türkiye, aynı anda iki farklı ilke bir arada imza atıyor. Samsung, bu yıl tanıtımını gerçekleştirdiği en yeni ürünlerine yönelik hazırladığı interaktif ürün inceleme videolarını, Türkiye’nin ilk interaktif aşk hikayesi ile birlikte youtube.com/samsungturkiye kanalında kullanıcıların beğenisine sunuyor.

Samsung Türkiye, son dönemlerde tanıtımını yaptığı ve satışa sunduğu Galaxy Note 3 ve Galaxy Gear ile birlikte, Galaxy S4, Smart TV ve NX300 fotoğraf makinesi ürünleri için, gerek bu ürünleri satın almayı amaçlayan gerekse de hali hazırda bu ürünleri kullanmakta olan müşterileri ve takipçilerinin ürünler hakkında ihtiyaç duyduğu bilgilere, bugüne kadar sunulandan çok daha farklı şekilde ulaşmalarını amaçlayarak, 4 farklı interaktif ürün inceleme videosunu Uzmanına Sor adıyla Youtube kanalında yayınladı.



Samsung, ürün inceleme videolarına ek olarak YouTube kanalında “Seviyorsan Git Sor” adıyla bir de hikaye yayınlıyor. Hikaye, Türkiye’nin ilk interaktif aşk hikayesi olarak adlandırılıyor. Video, ana karakterlerden Çağrı’nın, Melis’e ilk görüşte aşık olmasıyla başlıyor. Tüm film boyunca Çağrı, Melis’in sorusuna yanıt bulmak için çözümler bulmaya çalışıyor. İşin en ilginç tarafı ise; bu hikayeye kullanıcıların da ortak edilmesi. Kullanıcılar, filmi izlerken video içerisinden Çağrı’yı yönlendirebiliyor, diğer karakterleri hikayeye entegre edebiliyor ve gidişata yön verebiliyor. Video boyunca karşılaşılan farklı karakterlerle izleyicileri eğlenceli dakikalar bekliyor.

Samsung Uzmanına Sor projesi; Galaxy Note 3 ve Gear, Galaxy S4, NX300 fotoğraf makinesi ve Samsung Smart TV’nin en önemli ve dikkat çekici özelliklerini çok farklı deneyimlerle anlatıp ve kullanıcılara video içerisinden en merak edilen özelliklere doğrudan gitmelerini sağlayarak, dünya üzerinde bir ilk olma özelliği de taşıyor. Samsung Uzmanına Sor, Youtube üzerindeki ilk interaktif ürün inceleme projesi olarak hayata geçiyor.

Siz de dilerseniz, "Seviyorsan Git Sor" kampanyasının romantizmini interaktif olarak yaşadıktan sonra, Uzmanına Sor videolarına yönelip, ürünlerle ilgili detaylı tüm bilgilere bugüne kadar hiç yaşamadığınız bir video deneyimiyle erişebilirsiniz. Ayrıca, video içerisndeki karakterleri #seviyorsangitsor hashtag’i ile de paylaşabilirsiniz.

Proje dahilindeki tüm interaktif videolara youtube.com/samsungturkiye adresinden ulaşabilirsiniz.


Bir boomads advertorial içeriğidir.

7 Aralık 2013 Cumartesi

Gürültüden Çalışamayanlara Alternatif Çözüm

Uykum çok hassas, bir de yurtta kaldığım için sürekli ses duyup uyanmaktan şikayet ediyordum. Bu soruna tesadüfen bir çözüm buldum. Nasıl daha önce aklıma gelmedi, 12.sınıfta da kullansaydım keşke diye hayıflanmaktayım şu an.

KULAK TIKACI!

Birkaç gündür kullanıyorum. Birkez gece yatarken kullandığım oldu ama genellikle öğle uykularında kullanıyorum.

-Yan odadan gelen sesleri kesiyor.
-Oda arkadaşımın horultularını kesiyor. :D
-Buzdolabı gibi ıvır zıvır sesleri kesiyor.

İnsan sesini kısıyor, müzik sesi sadece boğuklaşıyor (aynı odadaysa tabii).
Ama araştırdım, kullananlar bundan çok daha iyi sonuçlar verdiğini yazıyorlar herhalde ben takmayı beceremedim.

En etkili olanının eczanede 1-2 liraya satılan 31100 cinsi sünger tıkaç olanı olduğunu söylüyorlar.  Silikon olanı pek önermiyorlar. 10-12 liraya kazık olan markalar var hiç bulaşmayın. Bir de bu sünger olan direkt olarak kanalının şeklini aldığı için (çünkü iyice inceltip sokuyorsunuz sonradan o büyüyor.) pratik ve alınca "Bu kulağıma olmadı." deme ihtimaliniz yok.

Yıkayıp kullanabilirsiniz, sadece yıkayınca belli bir süre kullanamıyorsunuz çünkü sıkıştırınca eski haline çok çabuk dönüyor, 1-2  gün böyle oluyor sonra ilk alındığı gibi kolayca sıkışan hale geliyor.

Zararları

Tek zararı alıp ortalık yerde bırakırsanız ve hiç yıkamassanız doğal olarak üzerinde bakteri birikir, iltihap yapabilir. Bundan başka zararı yok yararı var. Uyurken sesten etkilenmeyeceğiniz için daha kaliteli bir uyku çekebilirsiniz.

Uyurken yastığınıza filan değmiyor (doğru takmışsanız), ilk denemelerinizde takmakta epey zorlanıyorsunuz, takınca garip geliyor beyninize değmiş gibi hissediyorsunuz ama sonra alışıyorsunuz.

Kısa süreli kullanımda ağrı sızım olmadı henüz. Bir kere takıp 6-7 saat uyudum o zaman ikinci kez takmaya çalışınca hafif yanar gibi oldu ondan başka bir şey olmadı.

Çıkartırken aniden çıkartmayın ama. Yavaş ve sakince çıkartın.

Forumlarda, sözlüklerde filan araştırırsanı görürsünüz ki yıllardır kullanan müdavimleri olan adamlar var hepsi durumlarından mutlu. Zaten çok zararlı bir şey olsa eczanede niye satılsın? Ki havuza girenlere filan kesinlikle öneriyorlar, havuz suyundan daha az zararlı olacağı kesin.



Önerim gürültüden çok şikayetçiyseniz eczaneden alın bir deneyin. Denemekten zarar gelmez. Eğer doğru taktıysanız, çok acılı bir ağrı oluşmadıysa (öyle bir şey olursa direkt çıkarın zaten), hemen "Kötü hissediyorum." diyip atmayın, alışma süreci isteyebilir. Aklınıza yatmadıysa google'a kulak tıkacı yazıp kendi araştırmanızı da yapabilirsiniz. 

Umarım okulda ders çalışmakta zorlananlar için bir çözüm olur.

Deneyimleriniz varsa paylaşmayı unutmayın sakın!!

Takma videosu: (Direk kulağınıza sokarak olmuyor.)


3 Aralık 2013 Salı

AKP ve CEMAAT Çatışmasına Farklı Bir Bakış!

AKP ile Cemaat arasında dershanelerin kapatılmasından ziyade daha öncesinde bir gerginlik olduğunu anlamak için az da olsa gündemi takip etmek yeterliydi. Fetullah Gülen'in yayın organlarını takip etmek istemesek de gözümüze gözümüze sokulduğunu inkar edemeyiz. Samanyolu Haber sitesini ve Zaman gazetesini takip ettiğimizde tüm gündeminin dershanelerin kapatılması olduğunu görürüz. Manşetten haberler , sürmanşetten sert göndermeler ile dershanelerin kapatılmaması gerektiğini vurgulayan , youtube'a yüklenen videolarda vatandaşa uzatılan mikrofonlara vatandaşın '' dershaneler kapatılmasın'' feryadı bastıran bir medya anlayışının cemaatin gizli propaganda anlayışına uymadığını düşünüyorum.

AKP ve Cemaat arasındaki gerginliğin analizini yapanlara baktığımda hep farklı bakış açıları ile karşılaştım. Arkadaşlarla yaptığımız bir çok sohbette türlü türlü fikirler ortaya atıldı. Tartışma programlarında, gazetelerde , televizyonlarda hep gerginliğin sebepleri konuşuldu. Aralarında haklı olanlar da vardı , gündemi saptırmak isteyenlerde...


AKP, Cemaat gerginliğinin Diyarbakır'da ki Barzani Rezaletini unutturduğunu düşünen oldu mu hiç? Düşünen vatandaşlarımız da kahve sohbetlerinde dile getirdi , buhar olup uçtu gitti.

Cemaatin AKP Kurmaylarına ait kasetlerin bile köşe yazarlarına gönderildiğinin iddia edildiği şu günlerde bu gerginliğin bir perdeleme yöntemi olduğunu anlamamak için Türkiye'de yaşamıyor olmak gerekir.

Dershanelerin kapatılması gibi bir şey söz konusu bile değil iken cemaatin bu kadar sert tepki vermesine anlam veremiyorum. Dershanelerin Özel okula dönüşmesi elbetteki bir maliyet gerektiriyor ancak cemaat bu maliyetin altında kalmaz ve dünyada hatırı sayılır özel okullar arasına girmeyi başarır ki özel okulları da mevcuttur. 

Gelin AKP ve Cemaat gerginliğine bir de şu pencereden bakalım.

Cemaatin Türkiye'de sayıları binleri aşan dershaneleri var , büyük metropol şehirlerde onlarca dershaneleri var. Bu dershanelerden elde edeceği gelirin daha fazlasını elde edecek iken neden tepki göstersin.

Cemaatin dershaneleri özel okul olursa Milli Eğitim Bakanlığına direkt olarak bağlı olacak , öğretmenlerinin hepsi devletin öğretmeni muamelesi görecektir. Yani Necip Hablemitoğlu'nun Köstebek isimli kitabında cemaatin devlet kadrolarına sızma operasyonunu işaret ettiği gibi , cemaat devletin bir fiil tüm tershanelerine girmiş olacaktır.

Bu durumda cemaatin bu dönüşüme tepki göstermesinin ardında yatan gerçek şu olabilir mi?

Cemaat özel okul olmayı istiyor ancak bunu istemiyor gibi görünerek mağduru oynayarak mensuplarına daha bir sokulmayı , mensup olmadıklarına ise kapatılmayı göstererek mağdur görünmeyi mi istiyor?

Cemaatin, Erdoğan'dan olan rahatsızlığını da hasbel kader öğrenmiş olduk. Bu bahane ile Erdoğan olmadan yoluna devam etmek istiyor olabilir.

Tayyip Erdoğan'ın da Cemaatin isteklerini yerine getirdiğini kendi ağzından dinledik. Tayyip Erdoğan cemaate boyun eğmekten bıkmış olabilir mi?

Cemaatin hatırı sayılır mensuplarından doğan hatırı sayılır seçmen kitlesini düşününce bu gerginliğin düzmece mi yoksa gerçekten böyle bir anlaşmazlık var mı önümüzde ki yerel seçimlerde göreceğimiz kesindir.

AKP ve Cemaat gerginliğinde derinlere bakmakta fayda var. Bize gösterilenden başka bir yüzü görmek için derinlere bakmamız şarttır.

Fetullah Gülen'in ilerleyen günlerde bahsedildiği gibi kasetlerin piyasaya sürülmesi emrini vereceği iddiası doğruysa Allah AKP'nin Belediye Başkan Adayı olan Bakanlarına sabırlar versin.

Bizim köşede ki Büfeci Murat abi dahi korkuyor kasetim var mı diye?

Vural Egemen Sarıgöz

Kentsel dönüşümden nasıl yararlanabilirsiniz?

Daha önceki depremlerde az da olsa zarar görmüş, ekonomik ömrünü tamamlamış binanızı halk arasında kentsel dönüşüm olarak bilinen asıl adıyla “Afet Riskli Yapıların Yenilenmesi” hakkındaki kanun çerçevesinde yenilmek ya da güçlendirmek mümkün. Bunun için bina sakinlerinden bir kişinin tapu ve kimlik fotokopisi ile birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yetki verdiği kurumlara başvurması yeterlidir. Başvurulan kurum gerekli teknik incelemeleri yaptıktan sonra deprem risk raporu hazırlayacak ve bakanlığa gönderecektir. Bakanlık raporu onayladıktan sonra eğer binanız riskli çıkmış ise o zaman tapuya riskli bina şerhi koyduracaktır. Siz de bundan sonra istediğiniz bir inşaat firması ile anlaşarak binanızı yeniden inşaa ettirebilirsiniz. Yasa gereği bina sakinlerinden 2/3 çoğunluk evet dediği takdirde  işlemlere başlayabilirsiniz. Yasadan yararlandığınız için anlaşmalı bankalardan çok düşük faizle kentsel dönüşüm kredisi çekme imkanınız da var. Ya da kredi çekmeyerek sadece kira yardımı da alabilirsiniz. Tüm bu süreçten sonra yenilenmiş, depreme dayanıklı ve modern binanızda güvenle oturmaya başlayabilirsiniz.

2 Aralık 2013 Pazartesi

Android Rehber Yedekleme Nasıl Yapılır?

Android Rehber Yedekleme Nasıl Yapılır
Bundan bir 10-15 yıl öncesinde kullandığımız telefonların rehberleri kısıtlı sayıda kişiyi kaydedebilmekteydi. Sadece SIM kartımızda saklayabildiğimiz kişi sayısının da oldukça az olması nedeniyle hala telefon defterleri ve ajandalara numara kaydetme yöntemlerine başvururduk. Neyseki o dönemlerde yeni bir telefona geçiş yaptığımızda rehber yedekleme işlemi çok büyük dert olmamaktaydı. Fakat akıllı telefonların yaygınlaşması ve telefonlardaki depolama problemlerinin aşılmasının ardından rehberlerimize kaydedebileceğimiz kişi sayısı da büyük bir sıçrayış yaptı. Artık binlerce kişiyi telefonumuzun rehberine kaydedebiliyoruz.
Tabi bu durum beraberinde büyük bir sıkıntıyı da getirdi. Android cihazlar için Android rehber yedeklemeişlemi artan rehber kayıtlarına bağlı olarak elle yapılabilir boyutları aştı. Bu nedenle rehberlerimizi yedekleyebilmek için bize klasik kağıt-kalem ikilisinden çok daha fazlası gerekmekte.
Neyse ki Google, Android işletim sistemine dahil ettiği bir özellik sayesinde bize rehberimize kolaycayedekleme yapma imkanı tanıyor. Bu yazımızda da bu işlemi nasıl yapacağınızı resimli olarak anlatacağız.
Android rehber yedekleme işlemi için öncelikle Android telefonumuzun rehberini açıyoruz ve telefonumuzun menü tuşuna basarak seçeneklere göz atıyoruz. 
Android Rehber Yedekleme
Açılan seçenekler arasından "İçer aktar/Dışa aktar" seçeneğini seçiyoruz. Bu seçeneği seçtikten sonra bize rehber yedekleme işlemi için alternatifler sunulacak. Dilersek rehberimizdeki kayıtları hafıza kartımıza yedekleyebilir, dilersek SIM kartımız üzerine yedekleyebiliriz:
Android Rehber Yedekleme
Rehberimizi hafıza kartımıza yedeklemek için "SD karta çıkar" seçeneğini seçiyoruz. Bu seçimi yaptıktan sonra rehber bilgilerimiz hafıza kartımızda özel bir dosya olarak kaydedilecek. Eğer sonradan bu rehber yedeğini yeni telefonumuza veya fabrika ayarlarına döndürdüğümüz telefonumuza yüklemek istersek yine rehberimizdeki aynı menüye ulaşıp "SD kartından al" seçeneğini seçebiliriz. Bu sayede bütün kayıtlarımız kolay bir şekilde geri gelmektedir. Benzer şekilde aynı işlemler SIM kart için de uygulanabiliyor.
İşte rehberimizi yedekleyebilmek için uygulamamız gereken adımların hepsi bu kadar. Umarız yazımız size yardımcı olmuştur, bir sonraki yazımızda görüşmek üzere hoşçakalın.

29 Kasım 2013 Cuma

Ara Yemek (?) Blogu Ne Kadar Anladınız (Test)

Öncelikle not: Bu yazı neden bu kadar geç geldi?? YGS'ye 4 ay kaldı!! Diye yakınan arkadaşlar, naptınız siz yav :)) İnternette 4 ayı küçümseyen insanlar. Yapmayın arkadaşlar 4 ay kısa bir zaman değil. Kaldı ki daha bu işin LYS'si var.

Selam arkadaşlar. Uzun zamandır, gerek derslerimin yoğunluğundan gerekse zaten gerekli gördüğüm her şeyi yazmış olduğumdan, yazı yazmıyordum. Son zamanlarda yorum/soru profili değişti. Artık "umudu kaybediyorum", "ne yapacağımı bilmiyorum" tarzı yorumlar geliyor. Bunu zaten ben de çok kez yaşadığım için blogta türlü yerde değinmiştim. Ama bunlar dümdüz yazılardı ve daha okul açılmamışken ve herkes hevesliyken içeriği boş ve anlamsızdı.

Örneğin "Ders çalışılmaya nasıl başlanır?" (cümle yanlış olmuş yeni farkettim) isimli yazımda yazdığım gibi ders çalışmak için yapılması gereken masaya oturup ders çalışmaktır.

Sınav sistemini suçlayan kişiler (sanki elde daha iyi sistem varmış da uygulanmıyormuş gibi) "Bir insan 4 yılını/hayatını 3 saate nasıl sığdırır?" diye serzenişte bulunurlar. Ama gerçek sınav 3 saat değil 12 yıl + 3 saattir. Hatta bence 11 + 1 yıl + 3 saattir. O 1 yılın anlamı çok büyüktür.

Ne alaka şimdi? Sizin düştüğünüz duruma bütün öğrenciler düşüyor arkadaşlar. Daha önce koyduğum grafiklerin anlamı buydu işte. Yazın iyi başlıyorsunuz okul başlayınca yavaş yavaş düşüyorsunuz sınavlar da gelince ivmeli bir düşüşe geçiyorsunuz. Düşen bilginiz veya performansınız değil. İş kafada bitiyor. Sizin yapmanız gereken şey sabredip, kararlı olup masaya oturmak.

O masaya bir kere oturup derse başladınız mı gerisi geliyor arkadaşlar.

İşin anahtarı masaya oturmak.

Her şey sizin elinizde.

Masaya oturunca uykusu gelenler; uykunun sebebi uykusuzluk değil artan beyin faaliyetidir. Siz yarım saat çalışın ilk oturduğunuzdan çok daha enerjik olacaksınız. Hapla filanla  uğraşıp sağlınızdan olmayın.

---------------

"Ne yapmalıyım? / Ne yapsam olmuyor. / Dediklerini yapıyorum hala başarılı değilim." şeklindeki sorulara yönelik olarak ben de sizin durumunuzu ölçmeye karar verdim.

Kontrol için küçük bir test hazırladım. Soruları neden sorduğumu, doğru olduğuna inandığım şeyin neden doğru olduğuna inandığımı, yanlış olduğu bariz olan cevaplardaki ironilerden anlayabilirsiniz.

Test blogun özeti gibidir ve blogtaki genel kapsamlı ama önemli bilgilerden seçilmiştir. Amaç okuyucularımı uyandırıp atladıkları adımları hatırlatmaktır. Dalga geçmek değil. Bazen apaçık gerçekleri göstermek için üstünü kapamak gerekebilir (bence). Soruların bazıları size hiç hitap etmeyebilir, "Yahu ne saçmalıyor bu adam biz çalışıyoruz ama netlerden memnun değiliz artmasını bekliyoruz bu azimliyazar bozuntusu bize çalışmıyor muamelesi yapıyor." diye düşünecek olursanız bilinki arkadaşlar, soruların bazılarını forumlarda gördüğüm garip tipler için hazırladım. 12.sınıfta hem YGS çalışan hem de bodybuildinge başlayan (başlamaya çalışan) hevesli kardeşler bana göre buna bir örnek mesela.

Not2: Direkt A şıkkı sizin için geçerliyse öbür şıklara bakarak zaman kaybetmeye de bilirsiniz.

*1 *2 şeklinde bulunan dipnotlu cevaplara en aşağıda açıklamalar verilmiştir.

1) Günde ne kadar çalışıyorsunuz?
A) Her gün tüm gün reis.
B) Evden gelince birkaç saat çalışıp sonra dizi felan izliyorum, her şeyi garanti altına alıp sınava  girmek de olmaz ki biraz heyecan lazım soruları tık tık işaretlemek çok zevksiz.
C) Kafam estiğinde çalışıyorum. Sınavda soruları kafam eserse cevaplayacağım.
D) Hiç çalışmıyorum. YGS'den bir saat önce kitaba bir göz atsam yeter.
E) Çalışıyorum ama çalışmam sosyal hayatımın önüne asla geçmez çünkü sosyal hayatın getirisi üniversiteye göre çok fazladır hayat okulunu bitiren adam kazanır üniversite de neymiş.

2) Ders çalışırken ne yapıyorsunuz?
A) Masaya oturup testi mi çözüyorum napıcam!?
B) Bir soru çözüyorum, saate bakıyorum. Bir soru çözüyorum, saate bakıyorum. Bir soru çö.....
C) Sağ elimde kalem sol elimde telefon. Bir soru çözüyorum. Sevgilimle mesajlaşıyorum. "Bir soru çözdüm aşkım diyorum :))" diyorum. Çalışmak için ayırdığım vaktin %80'i de mesajlaşmaya gitmiş oluyor ama vakitten bol ne var.. *1
D) Soru çözerken bir yandan kalemle ritim tutuyorum, kalem kutunun fermuarıyla oynuyorum, masadaki kitapları düzenliyorum vs vs..
E) Düşüncelere dalıyorum, özellikle Felsefe çalışırken çok işe yarıyor.

3) Kilo alıyor musunuz?
A) Hayır
B) Sergen Yalçın gibi göbeğim oldu. *2

4) Çözemediğiniz soruları hocanıza soruyor musunuz?
A) Tabii ki evet. Yoksa ne anlamı var çözmenin?
B) Hayır. Önemli olan çözmek. Çözdükten sonra bilgiler gökten vahiyle kafamıza iniyor zaten.


5) Çözemediğiniz soruları sormadan önce napıyorsunuz?
A) Bir yere not alıp / sayfa numaralarını kapağa yazıp sonra bir kez daha çözmeye çalışıyorum. Soru sorma gününden bir gün önce de tekrar gözden geçirip soruyu hatırlıyıp neyi anlamadığımı tespit ediyorum.
B) Hiç kontrol etmiyorum hocayı soruyla beraber okuyoruz. Hoca önce bana soruyu anlatmakla yükümlü. Bazen anlatmıyor direkt çözüyor, ben de he deyip geçiyorum. Önce çözümü öğreniyorum sonra soruyu, eğlenceli oluyor.

6) Çözemediğiniz soruları ne sıklıkta soruyorsunuz?
A) Elimden geldiğince çabuk sormaya çalışıyorum.
B) Belli bir süreyi tamamlayıncaya kadar biriktiriyorum. *3
C) Bir ayın sorularını biriktirip sormaya uğraşıyorum doğal olarak %75i sorulmamış oluyor. 

7) Çözemediğiniz soruları hocanıza soruyorsanız bunu nasıl yapıyorsunuz?
A) "Hocam şu soruda şurayı anlamadım ben böyle böyle yapmıştım ama cevap böyle diyor." veya "Şu kısım da bizden ne istediğini anlayamadım eldeki verilerle buraya nasıl ulaşırız gelmeden önce formülleri ve örnek soruları gözden geçirdim ama hiç birini bu soruyla bağdaştıramadım."
B) "Hocam şu soruyu çözebilir misiniz?" *4

8) Soruların üzerine ne tip notlar alıyorsunuz?
A) Senin de tavsiye ettiğin gibi kendi özel işaret sistemim var.
B) Yapamadığım soruyu yuvarlak içine alıyorum yetiyor. *5  
C) Kitap dediğin pırıl pırıl olur. Denemeler de pırıl pırıl.

9) LYS-YGS dengesini nasıl yapıyorsunuz?
A) 12.sınıfsam 12.sınıf + dershanede işlenenler şeklinde gidiyorum mezunsam dershanedekilerin yanına birkaç konu da ekliyorum.
B) Ölümüne YGS! YGS bitince geri kalan iki ayda LYS'yi kolayca hallederim zaten hem havalar da ısınacak çalışması kolay olur ekmeği de terime banıp yerim.
C) Dershanede LYS işliyorlar ama YGS varken hiç çalışasım gelmiyoooor. *6

10) Süre durumları nasıl?
A) Sayısalsam Türkçe ve Sosyali sıkıştırıyorum aynı zamanda Matematik/Fen - Türkçe - Sosyal şeklinde gidiyorum süre problemim pek olmuyor
B) Ucu ucuna yetiştiriyorum bazen felsefeyi/dini yetiştiremediğim oluyor. *7
C) Sosyali yapmıyorum o yüzden süre bol. Sosyalin getireceği ek puan bana lazım değil. *8

11) Dershaneyi etkin kullanıyor musunuz?
A) Evet. Hocalarımın peşini hiç bırakmıyorum gerektiği zaman soru sormaktan çekinmiyorum.
B) Hiçbir ödevi yapmayıp soruları da arkadaşlarıma felan soruyor kafam estiğinde.

12) Umutsuzluğa kapıldığınızda ne yapıyorsunuz?
A) Elimden geldiğince çabuk eski halime dönmeye çalışıyorum.
B) Hala çıkamadım..

13) Biyolojide nasıl not tutuyorsunuz?
A) Akıl süzgeciyle! Bir yandan kitabı kendimi vererek ve kafamda canlandırarak okurken bir yandan bilmediğim önemli yerleri not alıyorum.
B) Güzel bir şarkı eşliğinde tüm kitabı defterime geçiriyorum aklımda kitabın %0.001'i kalıyor o da bana LYS'de yeter zaten.

14) Fiziği nasıl çalışıyorsunuz?
A) Videolardan.
B) Kitaptan. Formüllere bir göz gezdiriyorum. Konu anlatımından bir şey anlamıyorum. Tamamı mantığa dayalı bu derste ezberle ful çekerek bir ilki gerçekleştirme niyetindeyim ama soru bankamı açtığım zaman bir testin %80'i yapamayınca moralim bozuluyor.

15) Nasıl bir çalışma planımız var.
A) Konu konu. Mesela bu hafta her dersten falanca konuları işledik. Bu konuların her birini soru bankamdan çözeceğim. Yalnız fizikteki x konusuna çok hakim değilim gibi onu ikinci bir soru bankasından da çözerim. 
B) Diyet listesi gibi ders programı yapıp kendime kurallar koyuyorum, sonra da hiçbirine uymuyorum. Kurallar çiğnenmek içindir.
C) Plan mlan yok Tanrı'nın benim için planları var nasolsa. 

16) Soru bankalarını nasıl kullanıyorsunuz?
A) Önce deneme amaçlı ilkindeki konuları çözüyorum ikinci soru bankasında da yeterince hakim olmadığım konuları işaretleyip çözüyorum. YGS-LYS'de çokça çıkan konuları makul derecede hakim olsam da bir daha çözmeyi ihmal etmiyorum. 
B) İlk kitabı alıyorum hepsini bitiyorum. İkinci kitabı alıyorum onu da bitiriyorum. Sürüp gidiyor. *9
C) Bir sürü kitap aldım ama hiçbirini çözmedim çünkü internetten araştırdığıma göre o kitaplar tü kakaymış yenisini alacağım. Sorun bende değil kitaplarda. 

17) Çıkmış soruları çözüyor musunuz?
A) ÖSS-ÖYSlerin bir kısmını çözdüm. YGS sorularına da göz gezdirdim ama şubat gibi deneme amaçlı çözeceğim.

B) Kim takar OSYMnin kokuşmuş sorularını yaaa. Sınavı da TUBİTAK hazırlıcak zaten. ( Azimli Yazarın notu: yav he he)

18) Mebin kitapları ne alemde?
A) Biyoloji ve Kimyayı okuyup çözüyorum öbürlerinin de ünite sonu değerlendirmelerine dikkat ediyorum mutlaka.
B) Geri dönüşümde. Tasarruf yararlı bir şeydir.

19) Test çözmeden önce konu anlatım çalışıyor musunuz?
A) Evet, soru mu bu?
B) Hayır, spoiler olur eğlencesi kaçar bir şey bilmeden test çözüyorum. Soruların da yarısını yapamıyorum haliyle.
C) Sözel derslerde konu anlatım okumuyorum, oldukça kısa bir iş ama sözel dersler sözel nasolsa okunmaz söylenir. (???) 

20) YGS sizin için ne kadar önem taşıyor?
A) YGS önemli ama asıl iş LYS'de bitiyor bunun farkındayım.
B) YGS'yi önce bir kasayım da onda başarılı olursam gerisi LYS'de gelir nasolsa. *10
C) YGS benim hayatım. LYS'de önemli değil ben duydum bu sene %60 etkilemiyormuş.

21) Tekrar yapıyor musunuz?
A) Evet. Belli bir zamanı mutlaka tekrara ayırırım.
B) Hayır. Konuyu bir kez çalıştıktan sonra rafa kaldırır başka konulara akarım. Sonra da "Konular aklımda kalmıyor yavv." diye hayıflanır dururum.

22) Ders çalışırken müzik dinliyor musunuz?
A) Hayır, müziğin dikkat dağıttığının farkındayım.
B) Evet, çünkü böyle alıştım. Konstransyonumun bozulduğunu düşünmediğim derslerde soft müzikler dinlerim. Sınavlardan önce akıcı, akılda kalıcı müzikler dinlememe ama sınavda dikkatimi dağıtabilir. *11
C) Evet! Sürekli müzik dinlerim. Sınavda soruları bırakıp içimden şarkı söyleyip tempo tutmaya başlarım. Soruya geri döndüğümde nerede kaldığımı unutup çözümü baştan yaparım veya bir anlık uzaklaşma yüzünden yanlış işaretleme yaparım. Olsun müziğe feda olsun! Test çözerken de şarkının en heyecanlı yerinde testi bırakırım. Zaten çözerken de testten bir şey anlamam.

23) Ertelemeyin.
A) Ertelemeyin.

24) Uyku durumları nasıl?
A) Günde belirli bir saatte yatıp kalkıyorum, belirli bir saat uyuyorum ve bu bana yetiyor, yeterince dinç olduğumu düşünüyorum.
B) 9 saat uyuyorum bazen üstüne de çıkıyorum. *12
C) 4 saat uyku düzenine geçmek istiyorum ama bir türlü geçemedim. Bir gün dayandım ikinci gün uyuyakalıverdim. Uyku düzenip çok kötü.*13

25) Ödünlere ne oldu ödünlere?
A) Bilgisayar, televizyon ve pleysteyşın kalktı artık ders çalışmamı engelleyecek bağımlılık yaratan şeylerle işim yok.
B) Kitaplar, defterler, testler kalktı artık oyun oynamamı engelleyecek hiçbir şey yok!! :)

26) Okullardaki hocalardan yararlanıyor musunuz?
A) İyi olanlarından / hızlı çözenlerinden evet.
B) Yoo gerek yok ki. Dershanedekiler yetiyor. Gerçi çoğunu soramıyorum ama zaten sormaya gerek yok azcık da spor olsun diye çözmüş olayım.

27) Temeliniz olmadığını düşündüğünüz bir konuda napıyorsunuz?
A) O konuyu biraz daha basit işleyip her şeyi kökünden öğrenmeye çalışıyorum.
B) Hayata küsüp sigaraya başlıyorum, isyan edip yollara barikatlar kuruyorum, arabaları ateşe veriyorum. 

28) Hatalardan ders çıkarıyor musunuz?
A) Evet, örneğin bu testte gördüğüm ve yanlış yaptığımı düşündüğüm şeyleri değiştirmeye karar verdim.
B) Hayır, testi günde kaç test çözüyorsun sorusuna verdiğimi yanıtı arttırmak için çözdüm sadece.

Cevap Anahtarı
A
A
A
A
A
.
.

*************************************************************************

*1 Bizim okulda vardı bunlardan. :d Bunu yapmayın arkadaşlar.. Yapmayın yani.

*2 Stres insanı yemeye sevkediyor arkadaşlar. Dert etmeyin verirsiniz sonra.

*3 Eğer dershaneniz birebir sistemiyle çalışıyor yani size soru sormanız için hocayla birebir 30-40 dakika mühlet tanınıyorsa bu yöntem kabul edilebilir. Ama çok biriktirmemekte yarar var. Damlaya damlaya göl olur boğulursunuz mazallah.

*4 Kardeşim önce soruyu, sonra da soruyu neden yapamadığını bilmen lazım ki ileriki dönemlerde o yanlışı tekrarlama :) Hocaya bu şekilde soru sorman onu senin hakkında "Yeterince önem vermiyor." diye düşünmeye sevk eder ki haklıdır. Soruları parmakla da göstermeyin lütfen. :d

*5 Yetmez. *4'te dediğim gibi soru hakkında bilginiz olup neyi soracağını bilmeniz lazım, soru sorma zamanında neyi soracağınızı hatırlamanız için de birtakım işaretlere ihtiyacınız olacak. Tabii sınav anında da işaretler kullanarak hem boş bırakacağınız sorular hakkında fikirlerini yazabilirsiniz hem de çözüm yaparken kolaylık sağlayabilir.

*6 Ekstra bir YGS çalışması yapmayın arkadaşlar dershanenin dediğini yapın. Onlar öğrencilerin bu hataya daha önce de düştüklerini biliyorlar ve programı da ona göre uyguluyorlar. Adamlar sizden tecrübeli.

*7 Bu normal gözükse de sıkıntılı, sınavda bundan daha kötü bir durumla karşılaşabilirsiniz. Acilen daha az süre kullanmaya alışmanız gerek.

*8 Lazım, sosyal, sigorta gibidir. "Dikkatsizlik hatalarını" nötrler. Aynı zamanda gözü yükseklerde olanlar için çok çok önemlidir. 

*9 Bu sistem size zaman kaybettirir, A'yı uygulayın.

*10 Yanlış bir mantık. YGS-LYS arası oldukça kısadır, aynı zamanda havalar da ısındığı için hiçbir zaman eskisi kadar hevesli olamazsınız. Bu yüzden LYS'ye gereken önemi erkenden vermelisiniz.

*11 Ben her ne kadar A şıkkını önersem de bu da doğru bir yaklaşım bence.

*12 9 saat ve üzeri çok, azaltılması gerek.

*13 En iyisi A'da yazan uyku düzenidir. Uykudan ödün vermeye çalışmak tüm günden ödün vermekle aynı şey arkadaşlar, gelip de sınav yılında fantazi aramayın. Ben de normalde 8 saat uyuyan biri olarak son yıl 7 saat uykuya geçtim, inanın o bile bende iyi bir etki bırakmadı. Hadi A'da yazdığım gibi sürekli aynı saatte yatıp kalkıp aynı saati uyursanız iyi, vücut kendini ona göre ayarlar ama bu 4 saati vs deneyen kişiler genelde haftasonu da manda gibi uyur (misal ben) o yüzden sisteme adapte olamazlar. Eğer az uyumak istiyorsanız benim önerim şu adresteki siesta uykusudur. 1.5 saatli olanını zaman zaman uyguluyorum. (20 dakikayı uygulamak zor hemen uykuya dalabilen biri değilim. Ama üniversitede öğle arası uzun olduğu için buna adapte olmaya çalışıyorum ben de.) Akşam uykusu 5 saat belki az gelir ama öğlen yapacağınız uyku sizi oldukça dinç kılacaktır. Lisede sınav zamanları yaptığım bir şeydi, son senede de bol bol yaptım.

 

21 Kasım 2013 Perşembe

Türk Milliyetçileri Sosyal Ağları Nasıl Kullanmalıdır?


İçinde bulunduğumuz teknolojik çağın gereksinimi olan internet hakkında edilecek o kadar çok söz vardır ki ,yazımıza mevzu bahis olan ‘’Sosyal Ağlar’’ bu web deryasında adeta bir zerredir. Türk Milliyetçileri için teknolojik gelişmeleri takip etmekten daha önemli olan teknolojik gelişmelerin nimetlerinden en iyi şekilde faydalanmaktır. Elbette ki teknolojik gelişmelerin takip edilmesi de mühimdir ancak takip edip faydalanmamak gibi bir durum da söz konusudur.
  
Bu durum fıkhi manada ‘’ilmiyle amel etmemek’’ gibi bir durum ile eş değer tutulabilir. 
Peki Türk Milliyetçileri sosyal ağları, sosyal medyayı nasıl kullanmalıdır?
Sosyal ağlar denilince aklımıza ilk gelen Facebook ve Twitter  gibi iki internet devi gelmektedir. Sosyal medya yalnızca bu iki mecradan ibaret olmadığı gibi sosyal ağ / sosyal medya da Pazar payı olan ancak ülkemizde ismi pek duyulmamış sosyal ağ siteleri de mevcuttur.
Türk Milliyetçilerinin sosyal ağları kullanmakta ki ilk amacı kamuoyu oluşturmak olmalıdır. Bunun için ilk tercih Facebook ve Twitter olması kadar doğal bir şey yoktur. Ancak sadece bu iki mecraya odaklanıp diğer sosyal medya mekanlarını göz ardı etmek, günümüzde ‘’70 milyon nüfuslu ülkemizde 1000 kişi üzerinde yapılmış anketler’’ mantığından öteye gidemez.
Kamuoyu oluşturmak için kullanılacak sosyal ağlar her şeyden önce kişisel profil siteleri olarak görülmemelidir. Facebook ve Twitter’da çok sayıda kurum ve kuruluş yer tutmakta, bu yerlerde kendilerini takip edenlere fikir beyan ederek komu oyu oluşturmaktadırlar.

Türk Milliyetçilerinin Osmanlı zamanında ‘’matbaa gavur icadıdır’’ gibi bir saçmalığa nazire edercesine ‘’Facebook ve Twitter günah yuvasıdır, gavura para kazandırıyoruz’’ gibi söylemlerde ve fikirlerde bulunması apaçık bir yanlıştır. Size verilen imkânları nasıl kullandığınız önemlidir. Sosyal ağlarda boşa vakit geçirmenin mümkün olduğu gibi harcanan her bir anında dolu dolu geçmesini sağlamakta mümkündür.
O halde ;
1-) Her Türk Milliyetçisinin mutlaka ama mutlaka bir sosyal ağ hesabı olmalıdır.
2-) Oluşturduğu profilin örnek teşkil edeceğini unutmamalıdır.
3-)Kullanılacak hesap bir Türk Milliyetçisine ait olduğuna göre profilin resimleri, videoları ve paylaşımları bir Türk Milliyetçisine yakışır düzeyde olmalıdır.
4-)Diğer fikirdaşları ile her daim iletişim halinde olmalıdır.
5-) Paylaşımlarında ve iletilerinde boş lakırdıdan kaçınmalı ve mümkün mertebe memleket meselelerini dillendirerek çözümler üretmeye yönelik olmalarına özen göstermelidir.
6-)Gündemi yakından takip ederek gerçek gündemin örtbas edilmesine müsaade etmemelidir.
7-)Türk Milletini ilgilendiren konferans, panel, konser ve diğer etkinliklerden haberdar olduğunda daha fazla kişinin de haberdar olmasını sağlamalıdır.
8-)Dış Türkleri ve soydaşlarının meselelerini göz ardı etmemelidir. Her zeminde, her fırsatta bu meseleleri dile getirmelidir.
9-)Sosyal Sorumluluk Projelerine gerekli desteği vermelidir.
10-)Faydalı ve bilgilendirici sayfaları, hesapları, kişileri takip etmeli gerektiği nispetinde yararlanmalıdır.
11-) Bir Türk Milliyetçisi sosyal ağları bilgi edinmek ve bilgi paylaşımı için kullanmalıdır.
12-) Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözü sosyal ağları kullanan her milliyetçi için bir kriter olmalıdır.

‘’Meselemiz ; Milletimizi genel durumdan haberdar etmektir’’


Yüce Türk Milletini sevmek yalnızca evde televizyon karşısında oturup yada sosyal ağlarda ‘’beğen , paylaş , beğen ,paylaş’’ faaliyetinden öte gitmeyen vakit kayıpları demek değildir. Türk Milliyetçisine düşen görev yalnızca sosyal ağlarda yer alan sayfaları, kişileri takip etmek değildir .

‘’Türk Milletini seviyorum’’ diyen her bireyin üzerine düşen görevlerden birisi de çağımızın gereksinimlerinden olan teknolojiyi ve interneti en faydalı, en etkili şekilde kullanmaktır.

Tüm Türk Milliyetçilerine selam olsun…
Vural Egemen Sarıgöz

İNTERNETTEN ALIŞ VERİŞTE GÜVENLİK!


İnternet, teknolojinin nimetleri arasında saygın bir yeri hak ediyor. İnternetin ülkemizde git gide yaygınlaşması ile internet üzerinden alış veriş yapmak da gelişen dünyanın bir gerekliliği haline geldi. Artık bir ‘’tık’’ ile birçok ihtiyacımızı ayağımıza getirtebiliyoruz. İnsanların birçoğu internetten alış veriş hakkında olumsuz düşünüp, güvensizlik duygusu beslese de şimdilerde internet üzerinden bir şeyler alıp satanların sayısı azımsanmayacak kadar çoktur.
‘’Sanal dünyadan gerçek bir şey alıp satmak’’ diye düşünürsek güvensizlik duygusunun oluşması gayet doğaldır.
İnternet üzerinden sipariş ilk defa 1994 yılında Amerika’da Pizza Hut tarafından alınmıştır. 1995 yılında bu gün tüm dünyada tanınan ve en büyük alış veriş sitelerinden birisi olan Amazon kuruldu. Amazon’un hemen arkasından 1996 yılında Ebay ismiyle yeni bir online alış veriş sitesi açıldı. Türkiye’de online alış veriş dünyadan biraz geç de olsa 1998 yılında Hepsi Burada isimli internet sitesi ile başlamış oldu.
İnternetten alış verişi tasvip etmeyenlerin en büyük ve haklı dayanağı dokunmadan alış veriş yapmaktır.
Mesela; İnternet üzerinden aldığınız bir elbise ya da ayakkabı size uymayabilir.
İnternet’ten standartlaşmış ürünleri satın almak bir konfordur. İnternetten alış veriş yapmanın bize ucuzluk olarak geri döndüğünü de ihmal etmemeliyiz. Sahaflarda 30 liraya elde edeceğiniz bir kitabı büyük kitap sitelerinden yarı fiyatına alabilmeniz mümkündür.
Online alış veriş her geçen gün güvenlik seviyesine ivme kazandırırken güvenli alış veriş yapmak için dikkat etmemiz gereken noktalar vardır. Dolandırılmamak için, mağdur olmamak için bir internet kullanıcısı olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirdiğimiz de güvenli bir şekilde internet üzerinden alış verişimizi yapabiliriz.
Ülkemizde binlerce alış veriş sitesinden bahsetmek mümkündür. Bazıları bizlere güvenli alış verişin kapılarını açarken kimi siteler güvenlik dersinden sınıfta kalabiliyor. Dolandırıcılık için hususi olarak açılmış, e-ticaret sitelerini de göz ardı etmemeliyiz.
Güvenli Sitelerden Alış Veriş Yapmalıyız!
Alış veriş yapacağınız sitenin teknik olarak hiçbir eksiği bulunmamalıdır. Bunun için tüm resmi yükümlülüklerini yerine getirmiş ve finansal işlemlerin yapıldığı siteler için geliştirilmiş SSL yani şifrelenmiş güvenli bağlantı kullanan siteleri tercih etmelisiniz. SSL ile şifrelenmiş bir bağlantıya kredi kartı bilgilerinizi girdiğinizde / gönderdiğinizde girilin veriler art niyetli kişilerin eline geçse dahi bu bilgiler şifrelenmiş olduğu için çözülemezler. SSL ile şifrelenmiş veriler yalnızca verilen gönderildiği siteler tarafından çözülebilir. Şifrelenmiş bağlantının anlaşılması için dikkat etmemiş gereken iki detay vardır. Öncelikle adres satırı http:// yerine https:// ile başlamalıdır. Buradaki S harfi secure yani güvenli anlamına gelmektedir. İkinci olarak tarayıcınızın adres çubuğunda bir kapalı bir kilit simgesi görünmelidir. Genellikle kilit simgesine tıkladığınız da sitenin SSL sertifikası ile ilgili bilgilere erişebilirsiniz. SSL sertifikası almak için bu konuda uzman kurum ve kuruluşlara belirli bir miktar ücret ödemek ve onaydan geçmek gerekmektedir. Bu durum sitenin güvenliği ciddiye aldığını ve kullanıcısının güvenini hak ettiğini gösterir. Tarayıcınız sitenin SSL sertifikasının geçersiz olduğu şeklinde bir uyarı veriyorsa o siteden kesinlikle alış veriş yapmamalısınız. SSL Sertifikasını yalnızca alış veriş sitelerinde değil girdiğimiz tüm siteler de gözetlememiz bizim faydamıza olacaktır. Örneğin; Facebook sayfasına girdiğinizde hem https:// hemde kilit işaretini görürsünüz. Bu güvenliğin üst seviyede olduğu bir bağlantı ve site anlamına gelir.

Bazı sitelerde https:// ve kilit simgesi ödeme sayfasına gelinceye kadar görünmez. Ödeme sayfasına gelmenize rağmen hala güvenli bağlantı gelmiyorsa o siteden ivedi bir şekilde uzaklaşmalısınız.

Güvenilir ve Tanınmış Sitelerden Alış Veriş Yapmalıyız!

Bundan kasıt yıllardır kullanıcısına alış veriş imkânı sunan siteleri kullanmaktır. Teknik ve altyapı olarak kullanıcının tüm güvenliğini sağlamış ve bu hususta birçok internet kullanıcısının güvenini kazanmış, adını duyurmuş siteler güvenilir sitelerdir.
Adını yeni duyduğunuz bir siteden alış veriş yapmadan önce o sitenin ödeme seçeneklerine göz gezdirin. Genelde güvenli siteler yalnızca kredi kartı ile değil, kapıda ödeme, mobil ödeme, havale, paypal gibi zengin ödeme seçenekleri sunarlar. Sitenin iletişim bilgilerini mutlaka kontrol edin. Adres, telefon, şirket adı gibi bilgilerin bulunup bulunmadığına bakın. Sitenin tasarımı profesyonel bir hava oluşturuyor, grafikler çözünürlüğü yüksek bir şekilde yayınlanıyor ve tasarımı kullanıcının kolayca kavrayabileceği bir şekildeyse o site güvenlidir.
İnternet sitelerinde, şikâyet sitelerinde, forumlarda site hakkındaki şikayetleri takip edin. Şikâyetlerin çokluğundan ziyade şikâyetlerin cevaplanıp, çözüme kavuşturulduğuna bakın. Gerçek hayatta mağazalar arasında serbest rekabetten doğan fiyat farkları elbette ki sanal dünyanın mağazalarında da olacaktır ancak 100o liralık bir ürünü 99 lira gibi bir fiyat ile satan bir siteye rasgeldiğiniz de o siteye şüpheli yaklaşmalısınız.

Ödeme Seçenekleri / Güvenli Ödeme!
Türkiye’de online alış verişte kullanılan en temel ödeme seçenekleri kredi kartı ve havale/EFT’dir. Bazı siteler mobil ödeme, kapıda ödeme gibi seçenekler sunabilir. Havale/EFT ile ödeme yaptığınızda alış verişinize taksit yaptıramazsınız ve havale/EFT ücreti ödersiniz. Bu durumda birçok site havale/EFT ile yapılan ödemeler %6’ya varan indirimler uygulamaktadır. Kredi kartı ile ödeme yaparsanız bu indirimlerden faydalanamaz ama taksit seçeneğinden faydalanabilirsiniz. Bazı sitelerde kredi kartlarında biriken hediye puanların para olarak kullanılması da mümkündür. Kredi kartıyla alış veriş yapanlar için Sanal Kart kullanılması iyi olacaktır. Sanal Kart birçok banka tarafından müşterisine ücretsiz ya da küçük bir ücret karşılığında limiti hareketsiz zamanlarda 0 lira olan ve istenildiğinde miktarına istenilen kadar para aktarmak suretiyle güvenli alış veriş için kullanılan bir karttır. Kart fiziksel olarak yoktur ancak üzerinde yapılacak her türlü işlem gerçektir. Limitinin 0 tl olması bilgilerinizin çalınmış olması durumunda dahi başkaları tarafından mağdur edilmemenizi sağlayacaktır. Sanal kartı kullanmak istediğinizde sanal kartınıza gerçek kredi kartınızdan kullanacağınız miktar kadar para aktararak güvenli bir şekilde alış verişinizi yapabilirsiniz. Alış verişinizi yapmasanız bile sanal kartın limiti gün sonunda tekrar banka tarafından otomatik olarak sıfırlanır ve aktardığınız para tekrar yerine iade edilir. Sanal kartla yapacağınız her türlü işlem hesap hareketi olarak ay sonunda ekstrenizde görünecektir. Kredi kartıyla ödeme yaparsanız bir sorunla karşılaştığınızda bankanızdan iade talep edebilirsiniz. Havale ya da EFT ile iade mümkün değildir. Ödeme aşamasında bütün sorumluluğu sitenin üzerine atmamalı, kendi bilgisayarımızın güvenliğine de dikkat etmeliyiz. Öncelikle size ait olmayan bir bilgisayarda işlem yapmamalıyız. Kendi bilgisayarınızda ise mutlaka bir anti virüs yazılımı yüklü ve güncel olmalıdır. Alış Veriş siteleri genel de kredi kartı bilgilerini kaydetmezler çünkü veri tabanlarının çalınması durumunda başları büyük derde gireceği için bu sorumluluğun altında kesinlikle girmezler yine de size kredi kartı bilgilerinizin kaydedilmesi için bir seçenek sunulursa kesinlikle bilgilerinizin kaydedilmesine izin vermeyin.
Phishing’e Dikkat Etmeliyiz!
Phishing bilgi ve veri hırsızlığı amacıyla bir siteden ya da şirketten geliyormuş gibi sahte e-posta gönderilmesine Phishing yani kimlik avı ya da amiyane tabirle oltacılık denir. Güvenli sitelerin adı kullanılarak gönderilen bu e-postalar yer alan bağlantılara tıkladığınız da yönlendirildiğiniz bağlantıyı mutlaka kontrol edin. Mesela garanti.com.tr adına gönderilen bir e-postadaki bağlantıya tıkladığınız da bağlantı garanti.com.tr adresine değil de garanti1.com gibi bir adrese yönleniyorsa kandırmak için gönderilmiş bir e-postadır. Bu durumda belirli bağlantılara tıklayarak değil adres çubuğuna sitenin bizzat adını elinizle yazmanız bu sahteciliğin önüne geçmek için en iyi yöntemdir.
İade Koşullarını İncelemeliyiz!
Tüketici kanunları gereği aldığımız bir ürünü belirli bir süre içerisinde belirli koşullar altında iade etme hakkımız vardır. Tüketicinin korunması hakkındaki kanun da online alışverişlerde (buna mesafeli sözleşme de deniliyor) 7 gün içerisinde hiçbir gerekçe göstermeden iade edilebilir ve satıcı 10 gün içerisinde malın bedelini geri ödemek mecburiyetindedir. Malın hiçbir kusuru olmasa dahi 7 gün içerisinde iade hakkınız vardır. Bu kanunda belirtilen zorunlulukların dışındaki durumlar siteden siteye değişiklik gösterebilir. Tüm siteler iade yaparken ürünün orijinal kutusunda iade edilmesini şart koşmaktadır. İade ürün ile birlikte ürünün faturasını da göndermelisiniz. Ayrıca bir dilekçe yazarak iade sebebini açıkça anlatmanız gerekmektedir. Bunun için bazı siteler iade formu mevcuttur. Sitenin iade koşulları sayfasını mutlaka okuyunuz ve okuduktan sonra alış verişinizi yapınız. Eğer iade koşulları şeklinde yada benzeri bir ibare ile yer alan bir sayfa mevcut değilse çok büyük miktarlar da alış veriş yapmayınız. İade edeceğiniz ürün ayıplı yani kusurluysa kargo ücretini yine satıcı firma ödeyecektir. Teslim aldığınız kargo şirketi ile göndermeniz mecburidir. Ürünün ayıplı/kusurlu olduğunu belirttikten sonra karşı ödemeli göndermelisiniz aksi takdirde gönderdiğiniz paketi açan satıcı yetkilileri kusur beyanı bulamadıklarında kargo ücretini ödemeyecek ve kargo şirketine ürünü geri iade edeceklerdir. İade karşılığında bazı siteler paranın iadesi yerine hediye çeki vermeyi önerebilir yada bunu siz talep edebilirsiniz. Bu durumda hediye çekini yada parayı tercih etmek size kalmıştır. Parayı istediğinizde satıcı para iadesi yapmak zorundadır. Burada dikkat edilmesi gereken ne detaylı husus kredi kartından taksitli bir şekilde ödeme yaptıysanız satıcı firma size paranızı aynı taksitler tutarında taksit taksit ödeme yapacaktır.
Tüketici Hakları!
Ülkemizde Tüketici Hakları adı altında ki kanunlar sadece gerçek alış verişlerde değil internet üzerinden yapılan alış verişlerde de tüketiciyi korumayı hedeflemektedir. Bu kanunlar çerçevesinde satıcı firma size ayıplı/kusurlu bir ürün sattıysa 30 gün içerisinde ürünü iade edip paranızın iadesini talep edebilirsiniz. Bazı şirketler böyle durumlarda kendi sitelerinde yer alan koşulları size sunabilir ve iade hakkınızın olmadığını veya süresini geçirdiğinizi söyleyebilirler. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 ve 4077 sayılı maddelerinde tek taraflı sözleşme sunulamayacağı açıkça vurgulanmıştır.
Alış veriş yaparken mağdur olmamak için yukarıda yazılanları dikkate almanızı öneririm.
Herkese hayırlı alış verişler dilerim.
Vural Egemen Sarıgöz
05.06.2013