6 Haziran 2013 Perşembe

TÜRK MİLLİYETÇİLERİ NASIL EYLEM YAPMALIDIR?


Geçtiğimiz günlerde İstanbul/Taksim/Gezi Parkı olayları tüm Türkiye’ye yayılmış ve 69 şehir 250 eylem yapılmıştır. Bu durum olayın ehemmiyetini açıklarken, bu eylemleri yapanlara ‘’2 ağaç için bu kadar eylem yapılır mı?’’ diyen idrak fukarası insanlarında ne kadar fazla olduğunu bizlere göstermiş oldu.
Ülkemizin her köşesinde yapılan eylemlerin ortak noktası siyasi bir amaç güdülmeyip herkesin mevcut iktidarı protesto hakkını kullanmak istemesiydi. Belki de olayların diğer illere sıçrayıp, hadisenin bu kadar büyümesinin tek sebebi iktidarın polisleri vatandaşların üzerine biber gazı ve plastik mermi ile müdahaleye göndermiş olmasıdır.
Gezi Park eylemlerinin güzel yanlarının yanında güzel olmayan yönleri de oldukça çoktur. Örneğin fırsattan istifade etmek isteyen pkk yandaşları gösterile sırasında Apo posteri ve Pkk paçavrası açmaya çalıştılar. Göstericilerin arasında barınamayacaklarını anlayan bu işgüzar bölücüler derhal alanlardan deliklerine kaçıverdiler.
Türk Milliyetçileri olarak bizler bu eylemleri nasıl değerlendirmeli ve bu eylemlere karşı tutumumuz ne olmalıdır?
Her şeyden evvel şu noktanın altını kalın ve kırmızı çizgilerle çizmek gerekmektedir.
Türk Milliyetçisiyim diyen birisi devletinin, milletinin, şehrinin, ilinin,  obasının malına, mülküne zarar vermez , yakıp yıkmaz , vurup kırmaz.
Evet polislerin gösteri yapmak isteyenlerin , demokratik haklarını kullanmak isteyen vatandaşların üzerine ‘’orantısız güç’’ kullanarak sindirmeye çalışması hiç de yenilir yutulur cinsten bir davranış değildir. 
‘’Polise uzanan eller kırılsın’’ diye sloganlar atan bir gençliğin bu gün polis ile karşı karşıya gelmiş olması abesle iştigaldir.
Türk Milliyetçisi polise el kaldırmaz.

Türk Milliyetçisi demokratik hakkını organize olmuş , devletin birimlerinden izinleri alınmış bir ortamda/meydanda/alanda kullanır.

Türk Milliyetçisi dün kendisine söven işçi partililer ile emek partililer ile BDP milletvekilleri ile ‘’düşmanımın düşmanı dostumdur’’ gibi yanlış yerde kullandığında yanlışlar doğuran bir tepki ile bir araya gelemez.
Türk Milliyetçisi yaşadığı şehirdeki reklam panolarını tekmelemez.

Türk Milliyetçisi hastalara hayat taşıyan, derman götüren ambulansları devirmez.
Türk Milliyetçisi polis arabalarına taşlar ile saldırmaz.
Türk Milliyetçisi ‘’Sırrı Süreyya Önder’in peşine takıldılar’’ dedirtmez.
Gezi parkı eylemleri haklı bir sebepten ortaya çıkmıştır ancak ilerleyen safhalarda geldiği nokta itibari ile Türk Milliyetçisinin içerisinde yer alamayacağı bir duruma gelmiştir.
Türk Milliyetçileri bu duruma tepkilerini nasıl göstermelidir?
Milliyetçi Hareket Partisi’nin düzenlediği ‘’Milli Değerleri Koru ve Yaşat’’ adı altında Açık Hava Toplantıları yani mitingleri Türk Milliyetçileri için tek demokratik eylemdir.
Daha önce ülke gündemine cevaben Bursa mitinginde tüm Türkiye Türk Milliyetçilerinin tutumunu görmüştür , daha önce İzmir Mitingi ile bütün cenahlar mevcut iktidara milliyetçilerin bakışını göstermiştir , Daha önce Adana mitingi ülkenin içinde bulunduğu hassas dönemleri değerlendirmiş ve milletine takınması gerektiği tutumu anlatmıştır.
Sırada Erzurum Mitingi var ve Erzurum Mitingi Türk Milliyetçilerinin Gezi Parkı yanlışına ve hali hazırdaki tüm yanlışlara gösterilecek tepkinin tek adıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli ‘’hiçbir Ülkücü orada onlarla kol kola olamaz’’ derken bazı kişilerin ‘’ ben ülkücüyüm ve oradaydım’’ demesi tıpkı şuna benzemektedir.
Bir gün birisi hoca’ya gelip ‘’ hoca hoca bizim hanım senin hanımı genel evinde görmüş’’ demesi üzerine hoca ‘’senin hanım çok iyiydi de genel evinde ne işi vardı’’ demiş..
Sen iyi bir ülkücüydün de O meydan da ülkenin ve milletin malına zarar verenlerle aynı yerde ne işin vardı.
Vural Egemen Sarıgöz
04.06.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder