17 Ağustos 2013 Cumartesi

YGS Performansım

Gördüm ki bazı arkadaşlar dershanelerde seviye belirleme sınavı olmaya başlamış, abi şu kadar şu kadar yaptım moralim çok bozuldu :'( :'( modunda gezenler var. En iyisi kendimden örnek vereyim;














İşte yazın kendine Boğaziçi, Bilkent, Odtü hedefi koymuş çok bilen kendini bilmiş inek bir gencin ilk deneme sınavında karşılaştığı fizik neti: 2,5.  

2,5

2,5




2,5





İki buçuk ya iki buçuk, şaka gibi birader. 6 ay sonra girdiğim sınavda 14 yapmam lazım ki istediğim yere gideyim, bir de bunun LYS'si olacak. 

İlk sınavda Fende 20 net yap. 22 gün kas sonra tekrar sınava gir. İleriye gidiş bekle. Gelen net 13. :) Hocalar da şaşkın "Haydaa bu çocuk dershaneye birinci girdi 114 net yapıyo 7. oluyo, birinci 100 net. Nasıl oluyor lan bu?" modundalar. Fene bakınca acı gerçek meydana çıkıyor tabii. 

Peki ben böyle sürünürken birinci nasıl 100 net yapıp puan farkını takmıştı? Kız yazın ygs fene çalışmış beyler. Ben çalışmadım. Ne kaybettim? Hiç :) 

Gördüğünüz gibi 1 ay sonraki sınavda da iş yok ama Aralığın başında Kimya ve Biyoloji adamakıllı hale gelip artık istikrarlı bir hal alıyor. Ocak ve Şubat denemelerde çıkmamış ama Fiziğin anca martta düzeldiğini sanmayın, bizim (aslında tüm dershanelerin) Fizik soruları problemli. Daha önce de söylemiştim, ÖSS'leri ÖYS'leri değiştirip soruyorlar, ama gerçek YGS öyle değil. Örneğin denemelerde içinde üç makara iki çubuk, bir çubuk altta ve onun altında 2 destek bir de  bir uca bağlı yük varken YGS'de çıkan soru: .... 1 Tahtırevalli! 

Bu arada Fizikte en sağlam yaptığım sınav şu 7.75 olan sınavdı, o sınavda henüz İş Güç Enerjiye geçmemiştik ve işlediğimiz 8 konu vardı ben hepsini yapıp 1 tanesini sallamıştım. Buradan hareketle Fizikte konular aralıkta dahi bitmemiş oluyor ama korkmayın YGS'de konuların bitip bitmemesi çok önemli değil. Ki illa bitiriyorlar. LYS'de de bitiyorlar ama bazı yerleri hızlı geçmeleri gerekebiliyor işte o sakat. Ama YGS'de konuların bitmesiyle ilgili bir endişeniz olmasın. 

İlk kez 140 nete (140 net dönüm noktası gibi bir şeydir, bu çocuğun sayısalda ilk 10 bine girme ihtimali var demektir bana göre) Aralıkta ulaştım. (Resimdeki değil) Bunu söylememdeki amaç çıkıp Ekim'de "Bütün arkadaşlarım çokça netler yapıyor ben çok geç kalmışım çalışmaya :'(" demenizi önlemek çünkü öyle bir şey yok. Sınavda sorulacak bilgiler belli, sonsuz bilgi yok. Dolayısıyla sizin bilgi birikimi olarak belli bir noktaya varmanız gerekiyor, ne kadar erken varmanız çok önemli değil.

Önemli olan istikrardır arkadaşlar. İstikrarı çok deneme çözmek sağlar. Ama çok deneme çözmek yetmez. Her denemeyi hakkıyla, sanki gerçek sınavdaymış gibi çözmelisiniz. Evde çözüyorsanız saat tutmalı tuvalet arası vermemelisiniz, çözerken bir yandan da fıstık yememelisiniz. "Bunu öylesine çözeyim de öbür denemeyi gerçekten çözüyormuş gibi çözerim." diye bahane vermek 160 dakika kayıptır.

Peki denemelerde sürekli iyi yapıp da gerçek sınavda başarısız olan arkadaşlar ne yapıyor? Çoğu Türkçe'ye gereğinden fazla vakit ayırıp Sosyali hatta Feni yetiştiremiyorlar. Bu yüzden denemeleri hakkıyla çözüp sınav gününün tatbikatını 

Artık geleneksel olarak verdiğim öneriyi tekrar vereyim. Geçmiş yılın YGS sorularını kitapçık şeklinde alıp Mart ayında deneyin, yetiştiremiyor musunuz bir bakın. Ben gerçek denemelerde 40 dakika süre arttırırken YGS 2011'in son sorusunu çözdüğümde sürenin bittiğini görünce şoke olmuştum. 2013'te de benzer bir şeyin başıma geleceğini biliyordum bu yüzden sosyali biraz daha hızlı yapıp boşlarıma geri dönmek için süre arttırdım. 

Bir arkadaşım ise demişti ki "İşte ben denemelerde hep yetiştiriyordum da YGS'yi yetiştiremedim ehü ehü :( :( " "Hep yetiştiriyordun yani öyle mi?" diye üsteleyince "Arasıra felsefeyi yetiştiremiyorum." cevabını almıştım. E tabii, o sınav denemelere benzemez, süre arttırıyor olman gerekirdi."

Neyse konu amacından saptı. 
Özetle söylemek istediğim şey Aralığa yani konuların %80'inin bittiği zamana kadar moral bozacak bir şey yok ama ben ne dersem diyeyim moraliniz bozulacak. Bu iyi bir şey. "Nasolsa sonra arttırıyormuşuz." diyip yan gelip yatmayın sakın. O 7.75 yaptım diye övündüğüm fizik netini yaparken 3 kitabı aynı anda çözüyordum. 2.5 yaptığım sırada ise 1 kitap. (Bu fiziğe has bir şey tabii, daha önce söylediğim gibi amaç çalışmak değil öğrenmek, benim fiziği öğrenmem için 3 kitap gerekiyordu yani.) Buradan hareketle "Günde kaç saat çalışmalıyım?" (Cevap: Tüm gün) "Acaba ne kadar çalışsam yeterli olur?" diyen arkadaşlar da böyle soruların cevabını kendi kendine kavradıklarını anlayabilir. Yani tempo kendiliğinden artıyor, siz akışına bırakıp gereğini yapın yeter.


12.Sınıf Konularına Genel Bakış

Yazıya başlamadan önce sanırım daha önce kritik bir konudan bahsetmedim: Türkçe dilbilgisi. Konulara tek tek çalışıp çıkmış sorularını çözmeyi unutmayın arkadaşlar. Bir de o konuya çıkmış soru soru sayısı kadar (ilk başta) değer verin. (Ne kadarı yakın zamanda çıkmış ona bakmaya da unutmayın.) Örneğin atıyorum A konusundan 50 soru çıkmış 10 test çözün,  B'den 20 soru 4 test gibi.

Ama Türkçe dilbilgisi sorularının anahtarı çok örnek incelemektir, çünkü malumunuz matematik çözerken karşılaştığınız orjinal sorulara ihtiyaç duymazsınız çünkü, çözdüğünüz testler o örnekleri hafızanızda tutma amaçlıdır.

Şimdi asıl yazıya gelelim. Nereden geliyor bu 12.sınıf konularının şanı?

Konular genel olarak üniversitede uğraşacağınız şeyler. Hatta türev-integrali üniversitedekiler "Bunları bilmeyen adamları göndermeyin." diyerekten koydurmuş. E bu iki ders hiç öbür konulardan önce öğrenilebilir mi? Doğal olarak 12.sınıf konusu oluvermiş. Bize de hem bu konuları öğrenip hem eski konulara çalışmak gibi zor bir iş kalmış.

Daha önce birçok kez yazdığım gibi bu konuları erkenden işlemekte yarar var. Çünkü erken işlerseniz daha fazla tekrar yapma imkanınız doğar. 1.Türev dönemi 2.Türev dönemi şeklinde dönemlere bile ayırabilirsiniz. :) Ama tabii hepsini en erken nasıl işlerim diye düşünmenize gerek yok, ucundan ne koparıp öğrensem kârdır diye düşünmelisiniz.

Konulara gelelim. Başlığa genel bakış diye yazdım çünkü pek inceleme yapacak bilgi birikimim kalmadı, kalmışsa bile insanın canı yapmak istemiyor pek. :d

Biyoloji: Bu sene 6.sınıfta da biraz gördüğümüz Sistemleri göreceğiz. Ben niye görüyorum ya siz göreceksiniz yani. Sistemlerin önemli kısmı şu: YGS'de de çıkıyoru. 2011 ve 2013'te ikişer tane çıktı. Bu yıl da çıkması olası.

Ben sistemlerden çok korkuyordum açıkçası, açıyordum kitabı neredeyse kitabın tamamını kağıtlara geçirip not çıkarıyordum, daha önce bahsettiğim gibi bu yanlış, akıl süzgeci kullanıp kitabı okuyup kendi cümlenizle not çıkarmanız gerek.

Kemik türlerini, kas türlerini ve kasların yapısını filan çalışmama rağmen hiç öğrenemedim. Sonra çıkmış sorulara bakınca gördümki artık böyle geyik şeyler çıkmıyor. Biyolojinin hayatla harmanlandığı kritik bilgileri soruyorlar. Bir de tabii ki deneyli yorum soruları. Ezber soracaklarsa en temel şeylerden soruyorlar. Siz fotosentez denkleminin tamamını ezberlemişken size okulda da sık sık bahsedilen, okul sınavlarında da çıkan "Fotosentez denkleminde hangi element hangi bileşiğin yapısına katılır." türünde bir soru geliyor.

Demem o ki gereksiz ezberlere kaçmayın. Okulda üzerinde durulan şeyler genelde önemli. Kitapta kırmızıyla yazılmış veya kutucuğun içine konulmuş bilgiler önemli.

Dolaşım sisteminde dolaşım yolunu ezberleyin. Kan nereden pompalanıyor, nerelere gidip kalbe nasıl dönüyor. Kapı toplardamarı nerede? Eğer bu yolu ezberlerseniz (Tabii anlayarak, sadece şeklini çizerek değil.) başka konularda da bir çok soruyu yapabilmeniz olası. Zaten ezberlerken size mantıklı geleceği için çok zorluk yaşamayacaksınız.

Kimya: Bu sene Kimya zor gibi ama kolay da gibi. Öğrenince çok kolay diyeyim.

Bütün sene organik var. Elementler kimyası var bi de görecek misiniz bilmiyorum, bize müfredattan kalktı diyip öğretmedi hoca. Eğer öğreten varsa insanlık suçu işliyordur.

İlk başta "Hımm latince, bir sürü saçma kelime var 1,1 dimetil etan diye bileşik ismi mi olur ühü ühü" diye takılırsınız. Sonra alışırsınız. Adlandırma kısmı basit, orayı hallettiniz mi tepkimelere de test çözmeden sadece konu anlatımına baktınız mı soruların %70'ini çözebilir hale geliyorsunuz zaten. Adlandırma da kuralları iyi öğrenin, iyi öğrenmeden alıştırma yapmaya kalmayın sakın.

İzomeri de çok kolay. Tepkimeler diğerlerine göre biraz daha hafıza istiyor gibi görünse de aslında düşünüp mantığa bağlamaya çalışınca kolay gibi. Yani örneğin bir soruda dümdüz bir bileşik verip bunun ne yapacağını soruyorlar, dümdüz bileşik tek başına ne yapabilir? Parçalanabilir! (Ayrılma tepkimesi) Ayrılan gruba göre tepkime isim de alabilir. H20 ayrılmışsa alkollerden H20 çekilmesi gibi. Düz bileşiğin ne olduğunu bilince ayrılınca ne olacağını da bilebiliriz.

Mantık ve ezberi bir arada götürmelisiniz. Örneğin:

Mantık: Elektrofilik/Nükleofilik tepkimeler ilk bağlanan grubun sebep olduğu karbon haline göre ismini alır. Karbokatyon oluşursa o nükleofilik tepkimedir mesela. Bu bilgi işimize nerede yarar? Direkt soru çıktı bununla ilgili. Hiç mekanizma ezberlememiştim ama bu tanımı biliyordum. Sınavda da ara ürünü yani karbokatyon/karbanyon olayını sordular. 2013 Kimya 28.soru.

Mekanizma ve Enzimleri ezberlemeye kalkmayın. Hocanın üzerinde durduğu kısımları ezberleyin sadece. Yani okul derslerini de iyice dinlemeniz gerekecek.

Okul derslerini dinlememezlik yapmayın sakın. Okulda 5-6 ders boyunca sırf adlandırma egzersizi yaparlarken dershane bunu 1-2 derse indirger, siz de bedava dersi kaçırıp enayiliğinize yanarsınız. (Kendimden biliyorum :) Çok geç başladım dinlemeye) Eğer "Yahu dinliyorum ama anlamıyorum." diyorsanız konuyu bilmiyorsunuzdur konu anlatım videosu izleyin veya okuyun zor bir şey değil. Hele Kimya'da çok kolay.

Bütün arkadaşlarınızla hep birlikte öğrenmek varken sonra da öğrenirim diyip ertelemeye kalkmayın sakın.

Matematik: Bu sene Matematik ilk başta zor gelecek. Okul her şeyi zorlaştırıyor gibi gözükür çünkü (bazı durumlarda gerçekten zorlaştırır.) Benim yazın 12.sınıf çalışın dememdeki amaç da buydu. Konulara aşina olursanız gözünüzde büyümeyecek.

Özel Tanımlı Fonksiyon: Okulda size grafik çizdirmeye kalkacaklar, anlamaya özen gösterirseniz zor değil, sizse gerçek sınavda bu tür soruları şıklardan verip x'e değer verip y'yi bularak yapacaksınız.
Gerçekten çok kek bir konu ama bu zayıf noktası sonradan anlaşılıyor.

Limit: "Sağdan soldan yaklaşıyorlarmış eee bu ne yaaa" şeklinde bir tepki vereceksiniz. Benim anlatmama gerek yok en güzel ekol hoca özetlemiş:


(Bakın ekol hoca da çıkmış sorulara dikkat çekiyor..)

Videoda da gördüğünüz gibi (daha doğrusu göremediğiniz gibi) limit "Baba" bir konu ama sizin yapacağınız şey babaya kafa tutmak değil elini öpüp huyuna suyuna gitmek olacak.

Limitin mantığını biraz kendi anladığım şekilde basitçe izah edeyim: şimdi şöyle bir denklem var diyelim:

(x - 2) / (x - 2) = y  x = 2 için y = ? diye bir soru sorabilmemiz mümkün değil çünkü tanımsızdır paydada 0 olamaz. Ama x = 2 değil de x = 2,0000000000000000000000000001 verebiliyoruz ve alt üstü sadeleştiriyor sonuç 1 çıkıyor. Ama x = 2 vermemiz lazım? 2,0000000000000000001 ile 2 arasındaki fark gözle görülmeyecek kadar az fakat birinde sonuç 1 çıkarken birinde sonuç çıkamıyor.
İşte burada limit kavramıyla karşılaşıyoruz.

Limit x = 2 ye giderken diyoruz, eşit değil sadece oraya gidiyor ve çok yaklaşıyor yani. Sonra x - 2 leri sadeleştiriyoruz. Çözdüğüm bu örneğe 0/0 belirsizliği denir (x = 2 verince 0/0 oluyor ya o yüzden) ve genelde bu tür karmaşık görünen bir örnekte sadece bir sadeleştirmeyle yaparsınız gerisi çorap söküğü gibi gelir.

Bu tür soruları çözerken de hiç "Limit nedir? Belirsizlik nedir? 0/0 belirsizliği nasıl çözülür?" gibi felsefelere girişmeden soruyu gördüğünüz gibi çözerseniz. Eğer soruyu görmeden önceden hazırlanmış hem çok soru çözmüş hem de mantığını oturtmuşsanız bir sorun çıkmaz. Ama bu dediklerimi yapmamışsanız soruyu başka bir soruyla karıştırır ezbere işaretlemeler yapabilirsiniz.

Öğrenciler özellikle şurada hata yapıyor. Bunu not alın mutlaka karşılaşıcaksınız ve bunu görmeseydiniz ilk gördüğünüzde sazan gibi atlayacaktınız.

 "sinx/x " ifadesini görüyor. limit x -> sonsuza gidiyor. Eğer limit x 0'a gitseydi sinx/x cevap 1 olurdu, bu bir kural gibi bir şey,  hocalar okulda ispatını yapar siz unutursunuz ama türev de limitin çözümüne epey yardım ettiği için kolayca yaparsınız.

Fakat burada x 0'a değil sonsuza gitmekte. Sinüsx sadece -1 ve 1 arasında değer alabilir sonsuz olamaz. Trigonometride analitik düzleme oturtulmuş birim çemberi düşünün, sonsuz alabilseydi birim çember diyemezdik. Veya şunu düşünün; sinüs nedir? Karşı kenar bölü hipotenüs. Karşı kenar hipotenüsten büyük olabilir mi hiç? Bir de sonsuz olacak.

Sinüsx 1'den büyük değer alamıyor ama aşağı sonsuz. 1 / Sonsuz 0'dır. Sonsuz tane dilime bölünmüş bir pasta yok gibidir, doyurmaz, oruç bozmaz (boğazınızdan geçen bir atom oruç bozabilir mi hiç? )

Yukarıda yazdıklarımı anladıysanız veya not aldıysanız tebrikler! Bir kalıp soruyu beyin kütüphanenize katmış oldunuz.

Sağdan soldan limit kavramı var. x = 2 yerine x = 2,00000001 verirsem sağdan (sayı doğrusunu düşünün) x = 1,9999999999999999999 verirsem soldan limit olur. Bazı durumlarda sağdan ve soldan limit eşit olmaz biz de bu ifade için "limiti yok" deriz.

Gördüğünüz gibi zor diye şişirilen ama oldukça kolay bir konu. Bence integralden kolay türevden bir adım zor. Çünkü mantık da biraz işin içine giriyor.

Dahası için video izleyin arkadaşlar, ben Matematikçi değilim o yüzden fazla konuşup yanlış bilgi vermek istemem.

Türev: Yukarıda sadeleştirerek 0/0 belirsizliğini çözdük ya. Türev böyle belirsizlikleri hiç uğraştırmadan çözüverir. Türevi bir parabolün bir noktada doğruya indirgenmiş hali olarak düşünebiliriz. (Bir parabolün bir noktasından çizilen doğrunun eğimi denir türeve.)

Yukarıdaki tanıma girersek size kafayı yedirtebilirim o yüzden sadece basit konulara gireceğim.

Türevin çeşitli kuralları vardır. Türev al denildiğinde bu kuralları kullanırız. 0/0 belirsizliğini çöz denildiğinde bu kuralları kullanırız. Bir mağaza edebileceği maksimum kârı bul denildiğinde yine bu kuralları kullanırız. Bir karenin içine çizilebilecek en büyük (maksimum) alanlı üçgenin alanını bulurken değişiklik olsun diye... yine bu kuralları kullanırız!! :)

Kurallar kurallar, işte kural odaklı bir konu olduğu için türev de kolaydır. Kurallar da öyle karmaşık şeyler değil. x üzeri 5 var diyelim. Bunun türevini bulurken 5'i x'in yanına atar, üssü 1 eksiltiriz. Yani 5x üzeri 4 olur. Tebrikler işi kaptınız artık Maksimum-Minimum problemlerini çözebilirsiniz!!

İntegral: İntegral biraz zor. Çok fazla soru tipi var, ama sınavda en kolayları geliyor yani "İntegral yapamıyom ben yaaa!!" dediğinizde çıkmış sorulara bakmanız moralinizi fazlasıyla düzeltecek. 2013'te integral biraz zordu ama "Çok zordu çok çalışmama rağmen kalem oynatamadım." diyenlerin sözüne güvenmeyin, sınavın geneline göre kolaydı integral (bu kadar zor bir konunun kolayı böyle olur anlayışlı olmak lazım) , türev daha zordu hatta bu sınavda. Öyle öğrenmek (daha doğrusu ezberlemek) için kafa patlatılan bir sürü gereksiz soru tipinin hiçbiri yoktu. Ama çok ilginç ve orjinal sorular vardı. (Benim hatırladığım 2 tane vardı, asıl sorun bu sorular sınavın bitime 10-15 dakika kala karşınıza çıkıyor dolayısıyla panikten eliniz ayağınıza dolanıyor. E integral gibi bir konuda sınavın başında yapılmaz ki. İşte böyle bir handikapı var bu integralin.)

Gözünüzü korkuttan sonra integralin ne olduğunu açıklayayım. İntegral türevin tersidir. Az önce x üzeri 5 'in türevini bulup (x^5 diyeyim ona) 5x^4 demiştik. İntegral ise 5x^4 neyin türevidir diye sorar. Daha doğrusu integral 5x^4 nedir diye? Siz de x^5 + c diye cevaplarsınız. İyi de c nereden geldi? Sabit sayının türevi 0'dır bu yüzden bir ifadenin belirsiz integralini bulurken o sabit sayıyı da bilmediğimiz ama hesaba katmak istediğimiz için c deriz. Neyse burayı daha fazla eşelemeyeyim.

Basitçe integral türevin tersidir de diyebiliriz. Haydaaa , biz daha düzünü bulamıyorken bir de tersi çıktı karşımıza! Evet malesef integrale gelince isyan feryatlarınız yükselecek ama daha ona çok var paniğe kapılmayın. İntegraldeki differansiyel kavramı kafa karıştırıyor ama soru çözüp pratik yaptığınızda adamakıllı anlamadığınızı düşünseniz bile (ama anlamışsınızdır) soruları çözersiniz. Kafanızda net olmayan yerden bir tane soru gelir anca onu da ya yaparsınız ya yapamassını, ama sonra parabolde alanı integral yaparak sorun derler, siz hiç integral diferansiyel neymiş sorgulamadan okulda/dershanede öğrendiğiniz gibi çözersiniz soruyu. Problem çıkmaz.

Bitirişi de şununla yapayım. Daha önce defalarca söylediğim gibi konuya aşina olursanız konuyu daha rahat anlar, ondan korkmaz hatta onu seversiniz. Bu yüzden ötfye limite ve türevin maksimum minimum problemleri kısmına kadar çalışırsanız hem okulda daha iyi anlar hem de sınav haftasında ygs çalışmalarınızı aksatmazsınız.

Geometri: Geometri bu sene pek dert edebileceğiniz bir ders değil. Biz dert etmedik, hoca dersi vicdani anlatıyordu (ders anlatmasa otursa oturduğu yerden para kazanmış olacak çünkü) kimse de dinlemiyordu herkes test çözüyordu hoca da karışmıyordu, iyi bir hocaydı. Geometride bir sürü uzayda/düzlemde (hangisi ben de bilmiyorum) doğru kurallarıyla başlıyorsunuz, muhtemelen hiçbirini ezberlemeyeceksiniz ama birkaç tanesini bilmeniz iyi olabilir 1 soru gelme ihtimali var. Zaten kendiniz etrafınızdaki köşelere kalemlere filan bakarak mantık yürütebiliyorsunuz.

Sbsye girerken öğrendiğiniz silindir prizma alanları filan var onlar da pek zor değil. Bir de uzayda doğru denklemi filan var bunu ben ilk dönem hiç çalışmadım ikinci dönem öğrendim biraz da paniğe kapıldım ama sınavda sadece denklemi sordular. Yani üzerinde çok kafa yoracak bir konu değil ama çalışmayın demiyorum, yukarıdaki dersler kadar problemli değil demek istiyorum.


Fizik: Geometriyle aynı şekilde, bu seneki Fizik konuları öncekilere göre hafif. Bir adamakıllı Optik var da o zaten YGS konusu olduğu için dershanede işliyorlar, hocanız da saf gibi "Vayy cingözlere bak derste suspuslar sürekli sıranın altına bakıyorlar ama sınavda çatır çutur yapıyorlar." diyor. (Sıranın altında da test kitapları var tabii :) ) Kondanzatör transformatör filan var ama isimlerini telaffuz etmek konunun kendisinden daha zor öyle diyeyim. Yalnız sözel konularda var, ben ne okudum ne dinledim eşşeklik ettim sınavda çıktı. (Transistör) Bu konulara dikkat etseniz iyi olur.
(YGS'de pek olmuyo da denemelerde filan deprem görürsünüz hiç çıkmaz ama LYS'de yaptılar oldu.

Yazı bu kadardı, umarım yararlı olmuştur. Herkese iyi çalışmalar. :)






Not Alma Programı - Evernote

Daha önce blogun sırf YGS-LYS blogu olmadığını söylemiştim ama o yazıların aciliyeti olduğu için ilk onları yazdım, blog kişisel bir blog. Bu yazı hem size yani YGS-LYS'ye hazırlanan arkadaşlara hem de herkese hitap ediyor aslında.

Ben çok fazla not alan bir insanım, gerekli-gereksiz aklıma gelen ve gitmemesini istediğim her şeyi not almaya çalışırım, ama uzun uzun yazarım ama sadece anahtar kelimeleri kullanıp uzun yazıyı yazmayı daha sonraya ertelerim. Tek değilmişim, edebiyat hocam da cebinde bir tane not defteri bulunduruyordu.

Bilgisayar notepadlerle dolduğundan ve microsoft wordu sevmediğimden (yavaş açılıyor) bir not programı bulayım dedim. (Aslında ilk hedefim birkaç sene sonra dil öğrenip yazmaktı, ama gördümki gerek yok.) Böyle not almak için gani gani program varmış; Evernote, Springpad, Microsoft OneNote, Simplenote bunlardan bazıları. Bence çok da üzerinde durulacak bir konu olmadığından direkt Evernote'u indirdim ben de. (Onenote da iyi diyorlar.)


Böyle bir pencere çıktı karşıma. Merak etmeyin program Türkçe yapılabiliyor. Notlarınıza etiket atıyıp programlandırıyorsunuz, "Ders Notları" "Yapılacaklar" gibi. Yanda da gruplara kolayca erişebiliyorsunuz.

Notlar içinde arama yapabilmek de iyi bir özellik.

Program beleş ama premium versiyonu da var. Ama daha iyi not alabilmenize yarayacak bir şey göremedim. (Ekşi sözlükte: " aralarındaki fark aylık olarak kullanabileceğiniz bant genişliği ve ücretli versionda pdf, doc vb. farklı formatta dosyaların da not olarak eklenebilmesi. ücretsiz versionda aylık 40 mb, premiumda 500 mb veri transferi yapabiliyorsunuz. " yazmışlar.)

Yazı yazmadan önceki amacım programı iyice öğrenip enine boyuna incelemekti ama ne gerek var ki? İş adamı değiliz bir şey değiliz. Not almayı kolaylaştırıyor mu kolaylaştır. Buyrun afiyet olsun.

Şuradan edinebilirsiniz:

https://evernote.com/intl/tr/

3 Ağustos 2013 Cumartesi

Damlaya Damlaya Göl Olur

Arkadaşlar malum yeni yazı geldi elbet bloga gireceksiniz, ufak bir hatırlatma yapayım dedim.

Daha önce verdiğim programlarda hep her gün 2 paragraf testi çözmeniz gerektiğini yazmıştım. (ve öncelik çıkmış soruların, martta deneme olarak yapacağınız YGS 2010, 2011, 2012, 2013 hariç) Bunu bir kez daha hatırlatayım. Bunu alışkanlık edinirseniz paragraf sorularında daha başarılı olacağınız aşikar. Çoğu yerde görürsünüz bu öneriyi, ben gece yatmadan önce 10 paragraf çözdüm diyen mezunlar var. Şu an okul açılmadığından ve bol zaman olduğundan minimum 2 tane öneririm ama asıl öneririm bunu bir alışkanlık haline getirmeniz, yoğun bir günde 10 tane de iş görebilir yani. Çünkü bugünden başlayarak çözdüğünüz testler Mart'a kadar bir yığın haline gelecek, siz de az çalışmayla çok tecrübe edinmiş olacaksınız disiplininiz sayesinde. 

Not: İsterseniz 2'den fazla da çözebilirsiniz. Ama her gün işlediğiniz dershane konularını halletmeden ekstra paragraf çözümü yapmayın derim.

Not2: Paragraf işine önce konu anlatımlı kitap veya internetten ön hazırlık yapmanızı bilmemkaçıncı kez tekrar öneriyorum, bence kritik bir mevzu. Sonra buradan çeşitli tekniklere de bakabilirsiniz.

Ayrıca ben sosyali çalıştım nasıl tekrar edeyim diyenler oldu, onlar da deneme kitabı alıp haftada bir-iki tane filan deneme çözebilirler, o denemeler de göl olacak nasolsa :)) "Mezunların Başarı Hikayeleri ve Tavsiyeleri" isimli yazımdaki bir arkadaşın yazdığı bu deneme olayının önemini kavratan yazıyı okuyabilirsiniz.

Bu dönemde biraz YGS eğilimi başlayabilir, her zaman dediğim gibi dershane programına uyun onlar YGS-LYS dengelenmiş bir program güderler. Niye böyle bir uyarı yaptım? Daha şimdi YGS denemesi çözmek çok YGS kasıp hataya düşmeye dalalet görülebilir, ben tekrar olsun diye yazdım, gene söylüyorum dershaneyle paralel gitmek asıl hedef şu anda, sürekli YGS çalışıp dershaneyi ve dolayısıyla LYS'yi boşlamıyoruz.

Mezunların Başarı Hikayeleri ve Tavsiyeleri (1 Güncelleme)

Burada kendim bir yıllık tecrübelerimi paylaşıyorum. Fakat bu kaynak veya ben ne kadar güvenilirim? Ya da sadece bir kişinin söylediklerine göre çalışmak ne kadar doğru? Bu site 12.sınıf sayısallar için iyi bir kaynak ama mezun ve eşit ağırlıkçılar ne olacak? Bunu düşünerek internetten bulduğum başarı hikayelerini derledim ve bu arada kendi yazdıklarımı da bir doğrulayayım / karşıt düşünceleri de göstereyim  dedim. Biraz "Bak ben şöyle demiştim lafıma geldiniz." ağırlıklı bir yazı olacak ama ne yapalım, bir tez belirtmek önemli olduğu gibi onu da desteklemek de önemli.

Yazan: Psydia / Donanımhaber

Hedefine giremeyip mezuna kalıp ikinci yılında sınavı deneme çözerek kazandığını savunan bir arkadaşın başarı hikayesi. (9000'den 500'e)

http://forum.donanimhaber.com/m_78968379/tm.htm

Güncelleme: Arkadaş kaldırmış konuyu. Bana izin verdi, buraya yazıyorum önerilerini:



"Arkadaşlar selam.

ÖNEMLİ: Yazım http://azimliyazar.blog...asar-hikayeleri-ve.html da paylaşıldı ve azimliyazar bana çok teşekkür etti. Ben de ona teşekkür ederim tecrübelerimi başka insanlara ulaştırdığı için.
Teşekkürlerimi iletmekle beraber, bu yazıyı ve azimliyazar'ın blogunda paylaştığı yazıları REFERANS ve KAYNAK GÖSTERMEDEN başka sitelere kopyalayan şerefsizleri kınıyorum.

Lütfen ilk mesajı okuduktan sonra pm atın arkadaşlar, çok fazla pm geliyor ve hepsini cevaplayamıyorum. Ayrıca gelen pm'lerin çoğunda sorulan soruların cevabı ilk mesajda mevcut. . Mezuna kalan arkadaşlara daha fazla yardımcı olabilirim çünkü onlar belli bir çalışma düzenine, sınav alışkanlığına tecrübeye sahipler ve bu konuda anlatılanları daha iyi anlayacaklardır. 12. ve 11. sınıf olan arkadaşlardan zaten dershaneyi takip etmeyi bırakıp konuları kasım sonuna kadar bitirmelerini bekleyemem, sınav sistemiyle ilgili öğrendikleri önyargıların kırılması için bu sınava 1 defa girmeleri lazım en az.
Okumaya vakti olmayanlar için özet: YATIN KALKIN DENEME ÇÖZÜN
---
Geçen sene istediğim dereceyi yapıp Bilkent ya da Odtü EE'ye gidemediğim için tercih yapmayıp sınava tekrar girmeye karar verdim.






Gördüğünüz gibi Matematik berbat. Diyeceksiniz şimdi bu matematikle bu adam nasıl mühendis olacak, orasını karıştırmayın 

Evet arkadaşlar sonuç geldi ve yıkıldım ben. Matematiği bu kadar kötü beklemiyordum. Aslında bekliyordum çünkü nasıl bir cesaret geldiyse artık boşlarımın hepsini salladım  10 gün kadar süren yıkıntı döneminden sonra toparlandım ve tercih yapmayacağımı söyledim aileme. Tıp yazdırmak isteyen akrabalar oldu ama hepsine gereken cevabı verdim, kendi hayalimi akrabanın sözüne değişmeyecektim herhalde.

Fem dershanesine yazıldım mezun olarak ve tekrar çalışmaya başladım. Kitaplar dergiler verdiler, hepsini harıl harıl çözmeye uğraşıyordum. Tam bir inek gibi, ne anlama var ne bir şey. Amaç kitaplar bitsin yani 
Kasım ayı geldi Femset 3 de bitti. Adamakıllı denemelere girmeye başladım Zaman olsun Fem denemeleri olsun. Ama hiç kendim evde deneme çözmüyordum (sınav zamanına kadar da çözmedim). Netler hep aynı 140-148 arasında inip çıkıyor. Bu durum şubat ayına kadar devam etti. Şubat ayında ilk defa 150 neti gördüm  havalara uçtum resmen 1-2 günlük rehavete girdim bu sevinçle.
Her neyse, YGS günü geldi sınava girdik bir şeyler yaptık. Derece şöyle geldi: (bu arada LYS sonucu da görünüyor ama ondan biraz sonra bahsedeceğim)






Gördüğünüz gibi geçen sene ile neredeyse aynı. Dedim ki kendime "ulan bir insan 1 sene çalışır da hiç mi bir şey eklenmez bilgisine". Bu düşünceyle biraz moral bozukluğu ve hayal kırıklığı yaşadım ama Allah'tan çok etkilenmedim. Yine amele gibi soru bankası yaprak test devam ettim. Sonra mayıs'ta Güvender sınavı oldu matematiğim 8 yanlış geldi  15 yanlışa göre gelişme var belli ki ama yine yetmiyor bana. 1 senemin boşa geçtiğine iyice inanır oldum o sıralar.

Sonra rehberlik hocam bana bir deneme seti verdi "bunu mutlaka çöz" dedi. Çözdüm ben de. Fark ettim ki deneme çözmek sb çözmekten çok daha kolay ve zevkli. O zaman bende şimşekler çaktı, kendi kendime dedim "sınavda önüme soru bankası mı koyacaklar sanki, deneme koyacaklar" bunun üzerine dershaneye gitmeyi ve soru bankası çözmeyi bıraktım ve piyasadaki tüm deneme setlerini almaya karar verdim. Güvender sınavından LYS matematik sınavına kadar yaklaşık 120-130 tane deneme çözmüşümdür. Yani soru bankası gibi deneme çözer oldum günde 3 hatta 4 deneme çözdüğüm zamanlar oldu. Şimdi kafamı taşlara vuruyorum "keşke daha önce bunu fark etseydim" diye.

Çözdüğüm 100 civarı matematik ve 20-25 civarı fen denemesinin üzerine sonuçlar gördüğünüz gibi arkadaşlar. Matematik 15 yanlıştan 2 yanlışa indi (fizik 4 yanlışa çıktı ama çaktırmayın  ) ve bu artış tamamen denemelerde yapamadığım soruları deşmem sayesinde oldu. Bütün sene fdd bilfen soru bankalarını çözdüm hiç netim artmadı. Şimdi diyorum "keşke akıl etseydim de sene başından denemelere başlasaydım" diye.

ÖZET:

1. Ölümüne deneme çözün. Neden? Çünkü sınava yakın sorular denemelerde olur.
2. Şimdiki aklım olsa dershaneye yazılmaz, onun yerine tüm dershanelere teker teker gidip, bütün sene denemelere girmek için izin alır parası neyse peşin olarak yatırır, tüm dershanelerin denemelerine girerdim.
2. "Konularım eksik" deneme çözmemeniz için bahane olamaz. Bu bahaneyi çok duyuyorum. Benim mayıs ayına kadar konularım eksikti, zayıf olduğum konular vardı ve bu eksiğimi denemeler çözerek kapattım. Aslında eksik değil, fakat o konularla ilgili soruların nasıl çözüleceğini bilmemek esas problem. Bu da ne yazık ki deneme çözüp yanlışları analiz etmeden düzeltilemiyor.
3. Soru bankası çözer gibi 25'li deneme kitabı çözün. Yanlışlarınızı MUTLAKA VE MUTLAKA kesip dosyalayın. Günaşırı dosyanızdaki soruları tekrar çözün, elinizde kalanları hocalarınıza sorun. Çözdüklerinizi çöpe atın, daha sonra bakmıyorsunuz emin olun. 
4. Günde 3-4 deneme çözmek cidden zahmet değil. 320-360 soru dediğin nedir ya? Madem 360 soru külfet geliyor, soruyu hızlı çözmeye çalışın. Birim soru başına geçen zaman az olduğu için sıkılma miktarınız da azalacaktır. "Bazısı dakikada 2 soru çözer bazısı da 2 dakikada 1 soru çözer" de bahane değil. Ben de 2 dakikada 1 soru çözüyordum ama sonradan hızlandım işte. O kadar ki, kol gibi denilen 2013 lys matematik bile yetişti.


Şimdilik aklıma gelenler bu kadar, daha sonra eklerim belki. Bu sene sınava girecek olan arkadaşlar, şimdiden vakit kaybetmeyi bırakıp denemelere başlasalar iyi olur. 

--------

Bazi sorulari pm'den cokca aliyorum bu sorulari teker teker cevaplamak yerine buraya yazayim.

1) Geo/fizik/mat derslerim sifir ne yapmam gerekiyor deneme onermeyeceksiniz herhalde?
- Oncelikle sunu belirteyim. 15-16 fizik geo neti, 25 mat neti sifir demek degildir. Bu civarda net yapiyorsaniz denemeden baska bir sey cozmenize gerek yok. Ama sorularin yarisindan fazlasina kalem degdiremiyorsaniz, ihtiyaciniz olan sey "Tamami cozumlu soru bankasi". Cozumlere baka baka soru tiplerini ogrenirsiniz bu sekilde, benzer sorular cikti mi cozum yolunu bilmis olursunuz. Ozellikle geometride bu yontem cok ise yarar.

2) Nasil verimli calisilir?
- Arkadaslar bu sozu gerek ogretmenler gerekse ogrenciler cok soyluyorlar: Az calis ama verimli calis. Simdi verimli calisma nedir onu belirtelim. Daha dogrusu verimli calisma ne DEGİLDİR onu soyleyelim.
Konu calismak verimsiz calismanin ilk ornegidir. Zaten okulda dershanede konuyu anlatiyorlar not aliyorsunuz daha niye konu calisiyorsunuz? Saatlerini gunlerini hatta haftalarini "eksik konularini bitirmek" icin harcayanlar var. Bunu yapmayin. Bunun yerine acin onunuze soru bankasini yaninizda da konu anlatimli kitabi bulundurun, cozemediginiz soruda kitaba bakin. Ya da cozumlu soru bankasi alin cozemediginizde cozume baka baka ogrenin. Ama konu calisarak haftalarinizi harcamayin.

Nasil verimli calisacagimiza gelince. Onunuze koydugunuz soru bankasini denemeyi ya da baska bir kaynagi sure tutarak cozun. Mumkun oldugunca kisa surede bitirmeye calisin hatta bunun icin kendinizi cok zorlayin. İste bu verimli calismadir. Bir de ogrenciler "bazilari 1 dakikada 2 soru cozuyor bazisi da 2 dkda 1 soru cozuyor" diye bahane uretirler. 1 dkda 2 soru cozenlere bu yetenek gokten zembille inmedi herhalde; onlar su iki seyi yaptilar:
-Soru cozerken asiri konsantre oldular ve kendilerini zorladilar
-Bol soru cozduler.
Evet arkadaslar konsantrasyon yetmiyor ne yazik ki. Bu konsantrasyonla cozebildiginiz kadar cok soru cozmek gerekiyor. Ancak bu sekilde hizli ve dogru soru cozmeye alisabilirsiniz.

Kisacasi; az calisarak basarili olmak diye bir sey yok. Turkiye'de ilk 1000'e girenlerin 60-70'ini taniyorum ve HİCBİRİ az calismadi. Gecelerini gunduzlerine kattilar ve soru cozerken adeta transa gectiler hicbir seyle ilgilenmediler.

3) Ne kadar calismaliyiz, sen ne kadar calisiyordun?
-Gecmis senelerde bilkent ee'ye giden bir abim bana sunu dedi: "Bilkent zor ama tipki vardiyali bir isci gibi sabah 9-aksam 4 suresi icinde odevleri projeleri bitirirsen hicbir problemin kalmiyor, aksam 4'ten sonrasi tamamen sana kaliyor istedigini yapabiliyorsun." Ben boyle calistim iste. Yani sabah 9-aksam 4 araligi 7 saat calistim gunde. Peki sonra ne yaptim? Aksam 4'ten sonra kitabin yuzune bakmadim. Cs global offensive bf3 knight mass effect bioshock ne oynamak istediysem oynadim bilgisayarda. Evet bu kadar calismaya ragmen gunde 2 saat pc oynuyordum :D
Yani kisacasi arkadaslar, vaktinizi planlayarak harcarsaniz emin olun bol bol vakit kaliyor dinlenmek icin.

----------
Bir arkadaşa yazdığım pm'den bir kısım: (özel olmadığını düşünüyorum söylediklerim çoğu kişi için geçerli)
quote:

Dostum sakın moralini bozayım ailemi dinleyeyim deme. Ben dinlemedim ailemi ve karlı çıktım. Bana da çok dediler "tıp tutuyor neden gitmiyorsun puanına yazık etme" diye. Onlar senden daha mı iyi bilecekler hangi puanın iyi olup hangisinin yazık olacağını? Şimdi hedeflediğim dereceyi tutturdum ve hepsi bana zamanında öyle dedikleri için pişmanlar.
"Yanımda olan kimse yok" demişsin. Bu senin için önemli mi, hedefine ulaşırken illa yanından yürüyen birisine mi ihtiyaç var? Ayrıca "karar verdim" dediğin anda akan suların durması gerekiyor. Ailene senin hakkında konuşma izni vermemelisin dostum çok ciddiyim. Çünkü en bilinçli anne baba bile evladının hedeflerinden amaçlarından haberdar olamaz; olduklarını zannederler orası ayrı. Senin sahip olduğun vizyona bilgiye kültüre sahip olamazlar asla.

Bu durumda senin şunları yapmanı tavsiye ederim dostum:
1- Hedefini kesin ve net olarak belirle ve hedefini soranların haricinde kimseye söyleme. Sorsalar da söyleme. Keza ben sene içinde sorduklarında sadece "mühendislik" dedim.
2- Hedefin için çalışırken çalışmanı engelleyecek her şeyi ortadan kaldır. Gerek yakarak yıkarak, gerekse tatlı dille. Umarım ailen benimki gibi değildir de yakıp yıkmak zorunda kalmazsın.
Bu maddeyi biraz daha açacağım. Seni engelleyecek şeyler nelerdir?
-Dershane
-Kız-erkek ilişkileri
-Ailenin sana tavsiye vermeye çalışması
Bu üçünü hallettiğin sürece önüne pek engel çıkmaz. Bunlar hakkında kısaca konuşayım.

Dershane: Günün en verimsiz ve en çok zaman çalan öğesi. Fem dershanesine gidiyordum sabah 9'dan öğlen 2 hatta 3'e kadar ders dinliyordum. Gitmesi gelmesini saymıyorum bile. Bak normal bir vardiyalı çalışan (memur işçi öğretmen) nasıl çalışır? Sabah 9 akşam 5 değil mi. Akşam 5.30 gibi evine gelir çoluğuna çocuğuna bakar gezmeye gider sohbet eder televizyon izler. Biz ne yapıyoruz peki? Normalde günde 7-8 saat derse ayırmak gayet güzel ve verimliyken bu 8 saatin 6'sını dershaneye hibe ediyoruz! Sonra da telafi etmek için evde ekstra 6 saat çalışıyoruz etti mi 14 saat sana? E nerede kaldı bizim dinlenmemiz eğlenmemiz gezmemiz kendimizi geliştirmemiz? Bunu göz önünde bulundurarak dershaneye git ya da gitme. Ya da dershaneye yazılacaksan yazıl yine ama yalnızca denemelere girmek ve soru sormak için kullan çünkü ben öyle kullandım. Günde 8 saatimi derse ayırdım gerisinde de eğlendim kitap okudum pc oynadım alışveriş yaptım.

Kız-erkek meselesi: Çok bir şey söylememe gerek yok. Kızların %90'ı kezban erkeklerin de %90'ı kamil bu yüzden karşına çıkacak ilişki kuracağın kişi muhtemelen sürekli trip atan, sana mesaj yazan ve yanıt bekleyen, işinin gücünün farkında olmayan birisi olacak. Kendine uygun karşı cinsi ancak mantalite olarak senin seviyende olan insanlarla birlikte olacağın bir ortamda (ÜNİVERSİTE) bulabilirsin.

Ailenin sana tavsiye vermesi: Peşin olarak söyleyeyim. Ailen hiçbir şey bilmiyor. Bunu onlara direkt olarak söyleyebilirsin bu saygısızlık olmaz. Bilmiyorlarsa bilmiyorlar kardeşim kabul etsinler ve senin yolundan çekilsinler değil mi?
Ailelerin tavsiyeleri bizi şu yüzden tedirgin eder: Bize bir tavsiyede bulunurlar ve bu tavsiyeye uymamızı beklerler. Halbuki tavsiyelerinin bizim için hiçbir faydası yoktur çünkü bu sınava hazırlanma işi %1000000 münferit olarak yapılır. Biz de onların bu tavsiyelerine uymadıkça (daha doğrusu doğru bildiğimizi yaptıkça) onlar sinirlenir "laf anlatmaktan dilimde tüy bitti" derler. Yav he he deyip geçmek zorundasın işine devam etmek zorundasın. Zaten seni iş başında yani ders çalışırken gördüklerinde yavaş yavaş susacaklar.
Bir de şu var: hani dedim ya "eğlendim pc oynadım" falan diye. Ona da laf edecekler mutlaka "sen kendini çok biliyor sanıyorsun da bir b.k değilsin" diyecekler. Bu durumda onları susturamazsın. Susturmak için yegane yol sınav sonuçların olacak. Sınavlarda dershanede ilk 5'ten türkiye'de ilk 200'den aşağı düşmezsen sana söyleyecek hiçbir şey bulamazlar.

3-Hiçbir surette çevreni etkileme ve çevrenden etkilenme. Tamamen kapalı kutu ol kimse senin ne yaptığını bilmesin; yalnızca yaptığının doğru olduğunu sonuçlarla göster. Pragmatizm mantığı yani: ne olduğunun önemi yok, sonucu iyiyse iyidir.

Bu söylediklerimi kendi tecrübelerime dayanarak söylüyorum. Doğru ya da yanlış olanlar olabilir, sana uygun olan ya da olmayanlar olabilir. Ama genel hatlarıyla bunları uygularsan, özelde de çok sağlam ve verimli bir plan yaparsan, planına da kimseyi karıştırmazsan Allah'ın izniyle başarılı olursun dostum.


------
quote:

Orijinalden alıntı: yagmur adam

tamam yazı güzel deneme olayı kafama yattı fakat verimli çalışma için yazdığınız şeyler çok saçma geldi. şu ana kadar mat-geo hariç bütün derslerde az soru bol tekrar mantığıyla gittim bana en mantıklı sistem de bu geldi. konular zaten çok iyi pekiştikten sonra önüme gelecek her soruyu yapılabilir sonuçta? 

Hocam ustunuze alinmayin ama dediginiz sistemi (az soru cok tekrar) uygulayan arkadaslarim 18k'nin ustune cikamadilar. Bol deneme bol soru cozen arkadaslarimin en kotusu akdeniz tip'a gitti. Durum boyle iken bazi ezberleri bozmak ve arkadaslari bilgilendirmek gerekir.
Oncelikle az soru cozerek basarili olmak yalnizca bir hayaldir bunu kafanizdan silin atin. Gunluk 400 500 sorularin sizin icin normal olmasi gerekir ilk 1000'e girmek icin cunku butun ilk 1000'e giren tanidiklarim boyle yapiyordu. İlk 1000'e girdiklerine gore yanlis da yapmiyorlardir herhalde.
"Konularin mantigini kafaya oturtmak" diye bir sey yok bunu fark ettim sene icerisinde. Mantik bayram ziyaretine oturmaya mi geliyor sanki  kitabi onumuze acip okuyarak mantik kavranmaz. Nasil kavranir peki ondan bahsedelim: mesela bu "mantik" problemi en cok tarih dersinde var. Ozellikle oncullu sorularda 2 oncul arasinda kalip yanlis yaptigimiz cok olmustur. Bunun cozumunu buldum ama ben.
1) Yanlis yaptigim sorulari kenara ayiriyordum.
2) kavrayamadigim onculun aciklamasini ya kendim yapiyordum ya da hocaya anlattiriyordum. Aciklamayi da mutlaka duzenli olarak bir deftere not aliyordum.
3) Benzer konuda bir soru ciktiginda (mesela ornek iki sorumuz" 18.yyda kapitulasyonlarin surekli hale getirilmesinin sonucu olarak hangisi gosterilmez" VE "1-2-3 yargilarindan hangilerinin kapitulasyonlarin kaldirilmasina bagli oldugu soylenebilir" olsun ve ilk soruyu yanlis yapmis olayim) ikinci soruyu cozerken 1.soruyla ilgili aldigim notu hazir bulundururdum, soruyu eger dogru cozduysem ilk notumu korurdum fakat yanlis cozduysem notu silip her iki soru icin de aciklayici olan bir not yazardim (ya da yazdirirdim).

Burada "benzer soru" anahtar kelimemiz arkadaslar. Benzer soru gorebilmek icin haliyle cok soru cozmek gerekiyor. Bunun yaninda hic gormedigimiz soru tiplerini de gormemiz gerekiyor. Bu is tam olarak puzzle yapmaya benziyor; elimizde bir parca var ve bu parcanin yanina uyan parcalari ariyoruz. Dogru parcayi bulmak icin tum parcalari elden gecirmek gerekiyor."

*

Yorumum: Daha önce Matematikte fazla deneme çözmediğimi çünkü zaman sorunu çekmeyeceğimi ve denemelerinde normal soru bankalarından farklı olmayacağını düşündüğümü ama sınavda yanıldığımı söylemiştim. Bu arkadaş çok deneme çözerek Matematik'i çok iyi yapmış.

Deneme çözmek önemli, dönemlik yazıyorum dedim ne zaman denemelere ağırlık vermeniz gerektiğini söyleyecektim, zaten benim söylememe gerek kalmayacak, dershaneye gidiyorsanız veya forumda takılıyorsanız en basitinden okula gidiyorsanız denemelerin popüler olduğu herkesin sıklıkla deneme çözdükleri bir zaman gelecek, o zaman anlıyorsunuz düzenli olarak deneme çözmeniz gerektiğini.

Arkadaş mezun olduğu için konulara az buz yatkınlığı var (şubat ayına kadar 140-148 gidiyormuş adam, bu netleri konuları bilmeden yapmıyor herhalde), ama şu da varki gereğinden erken çözmeye başlayınca konuları bilmediğiniz için kolay soruları da kaçırıp öğrendikten sonra yapmayacağınız netleri yapıyorsunuz, böyle denemeler güvenli değil.

Ama mezunlar için aynı şeyi söyleyemem, onlar şimdiden deneme çözmeye başlayabilirler (tabii geçen yıl da az buz çalışmışlarsa) hatta başlamaları lazım.

Ama asla, "konuları tam bitirmedim yeaa" diyerekten deneme çözmekten kaçmayın, her zaman söylediğim gibi kendinize bahane vermeyin. LYS için deneme çözme zamanı konular bitse de bitmese de en geç mayısın başı arkadaşlar, ben mayısta düzenli olarak deneme çözmediğim, konuların bitmemesini bahane ettiğim için çok pişmanım. Bunu size sonra hatırlatacağım.

Not: Türkçe ve belli bir yere geldiyseniz Sosyalden deneme çözmeniz fena olmaz ama. (Ve konuları da az buz biliyorsanız Matematikten). Okul zamanı haftada hepsinden 2şer kez tane çözseniz damlaya damlaya göl olur.

Özet: Deneme çözmek çok süper geliştirici bir olay ama 12.sınıflar gaza gelip hemen başlamamalı, mezunlar ise başlayabilir. Şahsi görüşüm.

Yazan: ranziranzo / Donanımhaber

TM'de 4800 küsürüncü olup da Boğaziçi İşletmeye girmek için mezuna kalan bir arkadaşın başarı hikayesi. (4800'den 500 küsüre)

http://forum.donanimhaber.com/m_64269786/tm.htm

Yorumum: TM olmadığım için yorum yapmayı doğru bulmuyorum. (Okumadım da :D)

Yazan: viper3 / Donanımhaber

Ege Bilgisayarı bırakıp çalışıp Celal Bayar Tıpa giren azimli bir arkadaşın başarı hikayesi.

http://forum.donanimhaber.com/m_78862695/f_//tm.htm (Hikaye)
http://forum.donanimhaber.com/m_78922015/tm.htm (Tavsiyeleri)

Yorumum: Şoktayım, adam bilgisayar mühendisliğini bırakıp tıpa girmiş, ben tıpı beğenmeyip bilgisayar mühendisliği yazdım. :)))

Bu arkadaşın yazısı bu yazıyı yazmamda en büyük etken. Çünkü yazdığı çoğu şey beni doğruluyor ve blogu yazarken isabetli tespitler yaptığımı bana gösterdi.

Yatarak kazandım diyene inanmayın evet. Yaprak test konusu da önemli.

Asıl olay ders planında bitiyor beyler. Size yazdığım plan/program yazısında diyet listesi gibi program yapmayın sık tekrar yapın diyip beyinde yeni bir şey öğrenirken kurulan sinapsların (bilgi köprüleri) zor yapılıp o bilgi hiç kullanılmadığında çabuk yıkıldığını söylemiştim. Bu arkadaş da tekrarın üzerinde durmuş.

Aynı şekilde konu konu çalışmanız gerektiğini söylemiştim arkadaş da aynı şeyi yapmış. Ve en önemlisi, yazarak çalışmalıyız demiştim, o da yazarak çalışmanız gerektiğini söylüyor.

Tüm gün çalışmanız gerektiğini, ideal öğrencinin böyle olacağını söylemiştim, arkadaş öğlen 2 den akşam 10'na kadar çalışıyordum diyor. Hoş bunu yapmak aşırı bir sabır ister ama yaptığınızda da başarı garanti, gördüğünüz gibi 3 yıl derse oturmamış eskiden de dersleri iyi olmamış bir adam neler yapmış.

Ve "Soru Sorma-Çözme Sanatı" isimli kilit yazım olarak tarif ettiğim yazımda üzerinde durduğum şeylerden birini arkadaş doğrulamış. Ben demiştim ki soruları önceden gözden geçirin, çözümde hocayla ortak hareket edin diye. Bakın arkadaş ne yazmış:

"-İnce detay2: Kestiğim soruları mutlaka ama mutlaka Perşembe günü yani hocaya sormadan 1 gün önce tekrar edip yine çözmeye çalışıyordum.Ve soruyu hatırlıyordum.çoğu kez zatne hocaya tam çözdürmedim hocam şunu anlamadım diyip geçiyorduk soruları.Yani kısaca soruyu sormadan önce mutlaka bilin.Hocayla birlikte hatırlamayın soruyu."

Yazan: cenk5233 / Donanımhaber

Sınavı 12.sınıfta ortalama bir çalışmayla kazandığını söyleyen bir arkadaşın sürecin psikolojik yönü hakkında tavsiyeleri ve hız taktiği.

http://forum.donanimhaber.com/m_78869377/tm.htm

Yorumum: Cenk sınıf arkadaşım(dı). Benim yazılarıma saçmasalak dediği için onun yazısı hakkında konuşmakta vicdanen bir rahatsızlık duymuyorum açıkçası. Konu içinde tartışmalarımızı da görebilirsiniz.

Açıkçası lise boyunca düzenli çalışmış, 12.sınıfta dershanede haftada 40 saat ders görmüş birinden "ortalama çalışın." tavsiyesi almak ne kadar sağlıklı tartışılır. Doğru olan lise boyunca çalışmaktır, ama zaman makinesi henüz icat edilmediğinden, bu blog da lise defteri değil YGS-LYS Rehberi olduğundan bu seçeneği elemek durumundayız. azimliyazar.blogspot.com

Bunu geçersek, inanma kısmından pek bahsetmemişiz, internette de pek bahsedilmiyormuş galiba, özür dileriz. Peki inanmıyorsanız burada işiniz ne?

Süreçten zevk alma işinin ben zaten insan tabiatında olan bir şey olduğuna inanıyorum yani size bunu anlatmaya gerek pek yok. Gene de söyleyeyim; bizim okul bu yazıyı okuyan bir çok kişiye göre "inek" bir okul, (bence değil), kimsenin çıt çıkarmayıp ders çalıştığı zamanlar da oldu, herkesin muhabbet ettiği de.
Ben sadece derse kapanan, hiç kimseyle konuşmayan, ruh sağlığı bozulmuş bir insan görmedim çevremde, kendim de öyle olmadım. Hiçbirinizin de öyle olacağını sanmam. Şu ana kadar ("Bu yolda vermeniz gereken ödünler." yazımda da bahsettiğim) bırakmanızı söylediğim şeyler oyun, dizi gibi size zaman kaybettirecek şeyler. Nolifer takılmıyoruz evet, ve asosyal olun hayattan kopun desem bile (ki demem, ben öyle yapmadım çünkü) hiçbirinizin bunu yapmayacağını da bilincindeyim. :)

Hız taktiği güzel, uygulayabilirsiniz bazı denemelere. Ben biliyordum ama uygulamadım, benim düşünceme göre sınav 160 dakikanın kontrolüdür, 120 dakikanın değil. Kişi 160 dakikayı kontrol etmeye eğitmelidir kendini. Onun yerine Türkçe'yi 3.sırada yapıp yaymadan, sıkıştırarak ve çeşitli taktikler uygulayarak çözmenizi söyledim ki ben öyle yaptım.

Not: Bir de sosyal önemsiz demiş ama onun yaptığı gibi sosyalde 30 net yapmak büyük bir başarıdır, sizin korkunuz sosyali yetiştirememek olmalı, sosyal çalışmadaki amacınız çok net yapmak değil, kısa zamanda yeterli bir net yapmak olmalı. Ben sosyali sınavlarda (martta) 1-2 yanlış yapıyordum sınavda sosyali 20-25 dakikada hızlı hızlı yaptım (süre kalmadığından değil, süreyi 10 dakika arttırdım boşlarıma dönmek için) ve 32,5 net çıkardım sonra da boşlarıma dönüp 1 fen 1 de matematik yaptım, açıkçası yazın sosyal çalıştığım için pişman değilim pek.

Yazan: Vladimir İlyiç Lénin / Donanımhaber

Gereksiz yere çok YGS çalıştığından şikayet eden bir arkadaşın tavsiyeleri. (YGS: 32 bin LYS: 14 bin)

http://forum.donanimhaber.com/m_78076292/tm.htm

Yorumum: YGS olayı doğru, gerçi ful YGS Sayısal kasmak yerine az Türkçe'ye baksaymış daha iyi yerde olurmuş. Yalnız bu arkadaşın hala anlayamadığı şey şu; Önce Kasım'a kadar YGS konularını bitireyim sonra LYS'ye geçeyim diye bir şey yok, hep dediğim gibi sayısalda dershaneyle beraber ilerleyin. Geriden asla gitmeyin. YGS'yi kasımda bitirmek demek YGS'yi çok abartmakla eşdeğer çünkü zaten dershaneler YGS-LYS karışık işliyor, siz de onların gittiği sırada gitmeniz gerek. Bir de şundan bahsetmiş, daha önce de yaptığım uyarı, 12.sınıfa da çalışmanız. O 12.sınıf konuları ikinci döneme bırakılmayacak kadar kritik. İsterseniz onun da dediği gibi yarıyıl tatilinde organiği bitirebilirsiniz.

Ve evet arkadaşın dediği gibi hayatınız için bir yılı heba edin. Veya bu bir yıldan sonraki seneleri heba etmemek için bu yılı heba edin, yukarıda çalışmayıp bilgisayar mühendisliğine girip sonra çalışıp tıpa giren ve bu arada 3 senesini kaybeden arkadaşı gördünüz.

Yazan: didemtuna / Frmtr

Ezber yöntemini çokça kullanan müstakbel bir doktorun tavsiyeleri.

http://www.frmtr.com/ygs-ve-lysye-hazirlik/4524675-tip-okuyorum-lys-icin-tavsiyelerim-ve-ipuclarim.html

Yorumum: Tekrar konusuna vurgu yapan biri daha. Ama bu arkadaş ezber olayını biraz fazla abartmış, tıpçı olacağı önceden belliymiş :) Ezber konusuna pek katılmıyorum, hele fizikte daha önce üzerine tonla yazı yazdığım gibi mantığını anlamak daha önemli, biz lise 1'de yapıyoduk formül ezberleyip sınava girip geçer not alma işini. Ama önemli bir noktaya değinmiş o da şu:

"Öğrencilerin en büyük hatası konuyu hemen atlama telaşı ve bol bol soru çözme telaşına düşmeleri. Farklı olan kazanıyor. Konuya ağırlık veren kazanıyor." 

Ben de daha önceki yazılarımda konu ağırlıklı gittiğimi söylemiştim.

Yazan: Alesyones / Frmtr

Hiç matematik temeli yokken video izleyerek matematiği halletmiş ve sınavı 3.girişinde kazanmış birinin hikayesi.

http://www.frmtr.com/ygs-ve-lysye-hazirlik/4833624-matematikten-anlamayanlar-gelin-tavsiyelerim.html

Yorumum: Arkadaşlar daha önce de söylemiştim, videodan çalışın. Videolu Konu Anlatımı - Dershane - Soru Bankası - Tekrar - Deneme şeklinde gidin diye, arkadaş bu şekilde matematiği hiç yoktan var etmiş neredeyse (2x + y = 0 'da y'yi karşıya atmamak ilkokul matematiğini bile bilmemek demek.) Ve söylediğim gibi dersi iyi dinleyip düşüncelere dalmadan sohbet etmeden hocanın anlattığını iyice anladıktann sonnra not tutmanın öneminden bahsetmiş arkadaş. (Klavyemin n tuşu takılı kalmadı, vurgu yapmaya çalıştım.)

Yazan: Alesyones / Frmtr

Üstteki eleman tavsiyeler vermiş gene.

http://www.frmtr.com/ygs-ve-lysye-hazirlik/4748120-ogrencilere-tavsiyelerim.html

Yorumum: Bilindik kaynaklar olayı pek doğru değil açıkçası, ben hocalara danışarak ve arkadaşların kaynaklarını inceleyerek kaynak almaktan yanayım. 1 gün gezme tozmayı da pek doğru bulmuyorum, her gün ders çalışmalı ki çalışmaya alışın, ama her gün ölümüne kasacaksınız diye bir şey yok, bir gün çok yorgun olursunuz (fiziksel anlamda, tembellik yapasınız gelir anlamında değil) o gün rutin 2 paragraf testinizi çözer, önceki günlerden kalmış bir konunun bir kaç testini tamamlar, hala yorgun olduğunuzu görürseniz vurup kafayı yatarsınız. Ama bedensel olarak kendinizi iyi hissettiğiniz bir günü böyle harcamayı önermem ben.

Öte yandan arkadaş benim dediğim gibi konu konu çalışmanın üzerini çizmiş.

Yazan: PantheraPardusFrmtr

Fen sınavından (22.06.2013) çıktığı gibi ders ders öneri vermiş bir arkadaşın yazısı.

http://www.frmtr.com/ygs-ve-lysye-hazirlik/5404531-seneye-sayisaldan-hazirlanacaklara-nacizane-tavsiyelerim.html

Yorumum: Benim fizikle ilgili söylediklerime benzer şeyler söylemiş. Modern fiziğe geçil oldu bu sene, (daha doğrusu 12.sınıf konuları vardı, yıldızlar, transistör filan) bu seneden sonra ne olacak bilinmez. Optik 4-5 soru demiş de bu sene o kadar fazla soru yoktu optikten, gene de önemli bir konu. Ama mekanik konusunda söyledikleri kesinlikle doğru, mekanik okulda abartılmış, sınavlarda zor sorulmuş, öğrencilerin gözünü korkutmuş ama gerçek sınava gelince neredeyse en kolay soruların geldiği konular bütünüdür. Konunun temel taşlarını bilirsiniz, sonra acayip acayip işlemli baba sorular bulup çözmeye kalkıp hataya düşersiniz (ki bazılarını hocalar da çözemez.) Çıkmış soruları çözün, orada görürsünüz.

Yazan: Phoenix__ / Donanımhaber

Bu başarı hikayesi değil günlük, okumadım ama nasıl bir yıl geçirebileceğinizi görmek için okuyabilirsiniz.


http://forum.donanimhaber.com/m_61708698/tm.htm

--------------------

Yazı bu kadar arkadaşlar, daha devam etmeyi düşünüyordum da siz de insansınız hepsini okumakta zorlanabilirsiniz. (:D) Ben yazılarımı doğrulamak için farklı kaynaklar gösterdim, zıt görüşleri neden doğru bulmadığımı yazdım.

İyi çalışmalar.