31 Ocak 2014 Cuma

Misafir Yazar;Tarih Çağlarının Son Durağı-Ahir Zaman!

Yeryüzüne düzen ve Allah’ın hidayetini (Allah’a ulaşmayı) sağlamak için gönderilen İslamiyet ve ona tüm benliğiyle inanan ve hisseden insanlar için, yaşadığımız dönemin yaşam koşullarının bize ağır gelmesi kaçınılmazdır.
İnanan ve iman eden herkes için hayattaki tek gayenin Allah’a ibadet etmek olduğunu bile bile, dünya işlerine kendimizi kaptırarak bu görevin unutulması, hatta Allah’a ibadet etmeyi bile yalan dolanlarla karıştırıp insanların kolayına getirilmesi, artık İslamiyet’e göre beklenilen sona varış dönemi olan “Ahir Zaman”ı yaşıyor olduğumuzun neredeyse bir kanıtı niteliğindedir.
Eminim bu yazıyı okuyanlar arasında, “Dinin nedir ?” diye sorulduğunda “Müslümanım” diyen, fakat Müslümanlığın şartlarını uygulama konusunda hiç bir şey yapmamış, hatta bunu günlük bir konuşma diliyle cevaplayıp, bu eksikliğin en ufak bir sıkıntısını bile duymayan bir çok insan olacaktır.


Evet… Biz Müslümanız ve yapmamız gereken, Allah’a karşı yükümlü olduğumuz şeyler var. Sadece bir on dakika ayırıp; tüm dünyevi işlerinizi unutup (Borç, sağlık, para, mal, mülk, hasret, sevgi, korku, üzüntü, sevinç ) bir an için neden bunları yaşadığımızı, neden varoluğumuzu, ve ölüm gerçeğini bir düşünün. Belki bir on dakika bu sorulara cevap vereceksiniz ama aradan biraz vakit geçtikten sonra yine yapıyor olduğunuz şeyleri yapacaksınız, ya da belkide gerçekten Allah izin verirse onun hidayetine ulaşıp gerçek bir Müslüman olacaksınız kim bilir. Ama şu bir gerçektir ki, ahir zaman da bunları ne kadar düşünürseniz düşünün, hadislerde belirtildiği gibi bu zor zamanda imanı elde tutmak kor ateşi elde tutmak kadar zor olacaktır.
Ahir zaman ile ilgili birkaç sahih hadislerden örnek vermek gerekirse;
1)  “İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki dininin gereklerini yerine getirme konusunda sabırlı/dirençli davranıp müslümanca yaşayan kimse avucunda ateş tutan kimse gibi olacaktır.”(Tirmizî, Fiten,73; Ebu Davud, Melahim,17).
2) Efendimiz; “o günlerde iyi bir iş yapan kimse, başka zamanlarda o işin aynısını yapanın alacağı ecrin, sevabın elli katını alacağını..” müjdelemiştir.(bkz. a.g.y).
3) “Öyle bir zaman gelecek ki, kişi helâlden mi haramdan mı kazandığına aldırmayacak!” (Buharî, Büyû; 7)
4) Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-:




“-İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki o vakit müminin kalbi tuzun suda eridiği gibi eriyecek!” buyurdu. “

“-Niçin eriyecek yâ Rasûlallah?” diye sorulduğunda:

“-Kötülükleri görüp de onları değiştirmeye güç yetiremediği için” buyurdu. (Ali el-Müttaki, Kenz, III, 686/8463)

            Bu ve aynı konuyla ilgili söylenmiş birçok sahih Hadis-i Şerif’e, buradaki yazımda paylaşmış olduğum videodan ulaşabilirsiniz.
            Konumuzu toparlamak gerekirse, yaşadığımız dönemin farkında olup, dinimizi yaşamaktan utanmadan, Allah’ın emirlerini hayatımızın en ön planına getirirsek, digger kalan dünyevi işlerde Allah, zaten bizlere yardım edeceğini söylüyor. Bunu bilerek yaşamak hem içimizdeki sıkıntıyı giderecek, hem de huzur ve İslamın güzellikleriyle dolu bir ömür yaşamamızı sağlayacak. Allah tüm müslümanlara, müslümanlığın gerçek esaslarıyla yaşaması için yardım etsin… 

30 Ocak 2014 Perşembe

Konsantrasyonu Sağlamanın 5 Kısayolu

Konsantrasyon konusunda herkes sıkıntı çeker. Bu sıkıntı özellikle sınav senesinde belirir. Hevesle masaya oturursunuz, 5 dakika sonra bıkarsınız. Durumu tecrübe ettiğim için blogta bunun hakkında birkaç yazı yayınlamıştım. "Düzenli çalışmaya alışık değilsiniz doğaldır, bu yüzden özellikle yazın kendinize birden yüklenmeyin, tempo yavaş yavaş kendiliğinden artar zaten. Ders çalışmaya şartlanın. Müzik dinlemeyin, çok akılda kalan bir şeylerse sınavlarda başınıza ders açar. Çalışamıyorsanız bile en azından masada bir buçuk saat kalmaya gayret edin. Sürekli saate bakmayın, düşüncelere dalmayın" gibi ifadelerde bulunmuştum.

Bunlar yanlış değil. Bu yazıyı yazmamın nedeni ise bu sıkıntıyı ben de çekmeye başladım. Ama benim başıma ders çalışırken değil film izlerken ve kitap okurken geliyor. Ders çalışırken illa kafayı kullanıyorum bu yüzden ilk 1 saatten önce yoğun bir konsantrasyon eksikliği yaşamıyorum ama bu iki zevkli işi yaparken kafayı kullanmayı birazcık ihmal ettiğimde beynim başka yerlere gidiyor ve "Memento" filmindeki adam gibi "Ya az önce ne izledim/okudum ben moduna girip başa sarıyorum.

Bu yüzden kendim için biraz araştırma yaptım (google'a "exercises to have better concentration" yazdım çünkü daha önce "Ferrari'sini Satan Bilge" isimli dandik kitabı okuduğumdan bu tür tekniklerden haberdardım.") ve sizin de işinize yarayacak birkaç önemli bilgiye rastladım.

Şu adresten çeviriyorum: http://www.wikihow.com/Improve-Your-Concentration

Özellikle 5.Yol çok hoşuma gitti uygulayın mutlaka.

İlk iki metot bana uğraştırıcı geldi siz daha meşgulsünüz size hayli hayli uğraştırıcı gelir o yüzden yazmaya gerek görmüyorum.

1- Oksijen







Yerçekiminden dolayı kan vücudumuzun alt bölümünde toplanır, beyne daha az kan gider(miş.) Kanın akışını kolaylaştırmak için arada kalkıp yürümeliyiz. Biyolojik kısmını iyi açıklayamamışlar, ama bilgi doğru, burası olayı doğruluyor, burada da endorfin salgıladığı için diyor.

Kişisel tecrübelerime gelirsek oksijen olayı önemli, yürümeseniz bile havadar bir ortamda çalışmalısınız. Ders çalışırken bir anda başın ağrıyorsa oksijensizliğe işaret olabilir. Malum kış, odayı havalandıramıyorsanız bile arada 5-10 dakikalığına balkona çıkın, ben kütüphanede çalışırken bunu yaptım yararını gördüm.

2- Beyine Teneffüs Yaptırın






Beyin saatlerce bir şeye konsantrasyon olmaya çalışıyorsa zamanla konsantrasyon gücü düşer, bu yüzden ara vermek önemlidir. Bundan blogta da bahsetmiştim. Ara verirken daha önce de söylediğim gibi masaya geri dönebilecek şekilde ara verin. Wikihow'da bir de power nap adı verilen 20 dakikalık şekerlemelerden yapın demiş bu önemli, buna ayrı bir yazıda değineceğim.

3 - Bir işi bitirmeden öbürüne başlamayın


Eğer öncekini bitirmeden yeni bir şeye başlarsanız beyne "İstediğim gibi atlama yaparım sorun yok." mesajı vermiş olursunuz ve bunu alışkanlık haline getirirsiniz. Yapmayın. Sıradaki işi düşünmeyin bile. Beyne "Önce önümdekini bitirmeliyim." mesajı verin.

4 - Örümcek Kuralı


Örümcek kuralı şu: Titreyen bir diyapozonu bir örümcek ağının yanına koyarsanız ilk başta örümcek merak eder, "N'apıyor bu liseli?" der, gelir onun ne olduğuna bakar. Fakat o diyapozonu sürekli ağın yanına bırakırsanız örümcek de durumu kanıksar ve diyapozonu sallamamaya başlar, bir daha oraya gelmez.

İşte siz de bu örümceği örnek almalısınız. Sürekli yaşanan, konsantrasyonunuzu dağıtan (ya da sizin dağıtacağınızı sandığınız) ve sonucunu bildiğiniz durumları sallamayıp önünüzdekine odaklanmalısınız. Kapı gıcırdar, kuş cikler filan bunlar hep olağan şeylerdir. Örümcek gibi ufacık hayvan bunları önemsemiyorsa siz de önemsememelisiniz.

5- 5 Tane Daha Kuralı


Bu yöntemi beğendim, aslında yazıyı yazmamın nedeni de bu yöntem.
Sıkıldınız,bunaldınız, konsantrasyon gücünüz azaldı. O zaman "5 Tane Daha" diyin.
"Şu 5 X (artık her neyse) kendimi vererek halledeyim." diyin.
5 Matematik sorusu daha çözün. 5 sayfa daha okuyun. Ama kendinizi sanki yeni çalışmaya başlıyormuşsunuz gibi verin, oflaya puflayarak değil.
Başarabildiyseniz yine "5 tane daha" diyin, başaramadıysanız 5 dakika ara verin. :)

*

Burada kısayollardan bahsettiğim, aşağıda uzun vadeli yollar var. Bunlar:
- Düzenli ve ihtiyacınız olduğu kadar uyumak.
- Plan yapmak.
- Meditasyon yapmak. (Hı?)
- Sağlıklı beslenmek
- İdeal bir çalışma ortamı (gerekirse kütüphaneye gitmek.)
- Egsersiz yapmak.
Bunları zaten çok kez duyduğunuz için çevirmedim ama soru olursa cevaplamaya hazırım.

İyi odaklanmalar.













25 Ocak 2014 Cumartesi

Daha.net Sponsorluğunda Hosting ve Domain Çekilişi

Herkese merhaba,
Daha önce sizlere blogumda çekilişler düzenleyeceğimi duyurmuştum. Nihayet 2014 yılı içerisinde gerçekleştireceğimiz ilk çekilişi başlatmış bulunuyoruz.

İlerleyen zamanlarda daha büyük ödüllerle çekilişler düzenleyeceğiz.

Gelelim çekilişimize;
Çekilişimizin sponsoru Daha.net hosting firmasıdır. Daha.net hosting benimde 2 yılı aşkın süredir kullandığım güvenilir bir hosting firmasıdır. Domain/alan adı kayıt etmek, hosting paketi satın almak çok kolaydır. Kullanışlı arayüzü ile kod bilgisine bile sahip olmadan istediğiniz türden bir web sitesine sahip olabilirsiniz. 

Çekiliş ile Verilecek Hediyeler
1-) Daha.net hosting firmasından 1 Yıllık Bireysel Hosting Pro Paketi çekiliş sonunda birinciye verilecek ödüldür.


Pro paketin değeri  ; 125,81 tl (54 dolar)
Disk Alanı ; 5 gb
Aylık trafik ; 30 gb
Pop3 E-mail Adresi ; 25 Adet
Bireysel Hosting Pro Paket hakkında daha detaylı bilgiye buradaki linkten ulaşabilirsiniz.


2-) 1 Adet domain / alan adı çekiliş sonunda ikinciye verilecektir. Domain yine daha.net hosting firmasından kayıt ettirilecektir.İstediğiniz her hangi bir domaini com, net, org, biz gibi uzantılar ile kayıt edebileceksiniz. 

3-) Teselli Armağanı;  "SRGZHOSTING" kodu ile tüm VDS/VPS ve web hostinglerde %20 İndirim sağlayabiliriz. Daha.net hostingden alacağınız zaman indirim kodu kısmına SRGZHOSTING yazarak %20 indirimden faydalanabilirsiniz. % 20'lik indirim çekilişe katılan tüm bloglar için geçerli olacaktır.

Çekiliş Şartları ve Koşulları
Zorunlu Şart: Çekilişe katılıp, bu hediyelerden birine sahip olmak istiyorsanız aşağıdaki çekiliş metnini hiçbir değişiklik yapmadan blogunuzda yeni bir yazı olarak yayınlamanız gerekiyor. Yazıda, çekiliş metninin öncesine veya sonrasına dilediğinizi yazabilirsiniz. Önemli olan yazının içerisinde bir yerde bu çekiliş metninin aynen yer almasıdır.

''SRGZ blog'da Çekiliş var ! (yazının başlığı bu ibare olacaktır.)

Daha.net sponsorluğunda düzenlenen çekilişle özel ve güzel ödüller sizleri bekliyor. İsteyen her blog yazarının katılabileceği bu çekiliş sonunda birinciye 1 adet 125 lira değerindeki Bireysel Hosting Pro Paketi , ikinciye 1 adet domain ve çekilişe katılan herkese daha.net alışverişlerinde %20 indirim. Tek yapmanız gereken buraya tıklayıp çekilişe katılmaktır.''

Çekilişe birden fazla blog ile katılabilirsiniz. Blogunuzda yayınladığınız çekiliş metnini sosyal medya üzerinden yayınladığınız takdirde +1 çekiliş hakkı daha kazanırsınız. Her bir sosyal medya hesabı için +1 çekiliş hakkıdır. Çekilişte dikkate alınacak sosyal medya siteleri facebook,twitter,google+ 'dır. Burada dikkat etmeniz gereken tek şey paylaşımınızın ''herkes açık'' ibaresi ile paylaşılmasıdır. Herkese açık olarak paylaşılmayanlar dikkate alınmayacaktır.


Bir çekiliş hakkı daha kazanmak istiyorsanız. Aşağıdaki kodları blogunuzdaki  sidebar yada footer kısmına ekleyebilirsiniz.Yönetim panelinize giriş yaptıktan sonra Yerleşim > Gadget Ekle > HTML/JavaScript yolunu takip ederek aşağıdaki kodları yapıştırın.

<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="http://www.srgz.blogspot.com/" rel="nofollow" target="_blank"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvv_jXToWU4yrhmJ0SaZ3nkELxy-B7_UkTSMVaLfGjeOy5lNAN43kLKTW5B2bTNgKqYPX0CfEW0rO9MbEK8PlNKW1H7m9kfha30YN01dgaxi3ORytHvgRhgxMm09bgSJ7ZfP4s3fY4pl7P/s1600/avatar478_4.gif" /></a></div>

Yukarıdaki kodlar sitenizde aşağıdaki gibi görünecektir.


Yukarıdaki şartları yerine getirdikten sonra yorum kısmına aşağıdaki sıra ile bilgi vermelisiniz.
Yazının yayınlandığı blog linki;
Facebook paylaşım linki;
Twitter paylaşım linki;
Google+ paylaşım linki;
Srgz Blog logosunun eklendiği blog linki;
e-mail adresi;


Kazananlar çekiliş aracı kullanarak belirlenecektir ve çekiliş video olarak yayınlanacaktır.

Çekiliş Tavimi
Çekiliş başlangıç tarihi ; 25.01.2014
Çekiliş bitiş tarihi ; 28.02.2014
Açıklanma tarihi ; 03.03.2014


Önemli bilgiler
-Çekilişe ha kazanan blogların listesi çekilişten 1 gün önce SRGZ blog facebook sayfası, twitter sayfasında yayınlanacaktır.

- Ödül kazananlar haklarını satamaz, devredemez ve erteleyemez. Ayrıca ödül kazananlarla 72 saat çerisinde irtibat kurulamazsa, hakları yedek talihliye geçer.

- Sadece bu etkinlik için oluşturulan paravan bloglar çekilişe kesinlikle dahil edilmeyecektir.

Tüm katılımcılara bol şans diliyorum.

Anlamlı Bir Resim


Knowledge: Bilgi birikimi
Exprerience: Tecrübe

;)

Yarıyıl Tatili ile İlgili

Şimdi arkadaşlar ben yarıyıl tatilinde ne yaptığımı eksiksiz hatırlamıyorum. Ama tekrar söylüyorum diyet listesi programı yapmadım, yapıp da uysaydım hatırlardım zaten bu benim için dönüm noktası olurdu. :) Neyse önerilerime gelirsek;

* Şu kadar konu bitirin, şunu mutlaka bitirin demeyeceğim ben zaten bloga sadece yazın bitirmeniz gereken konuları yazdım, ki ona da pişman oldum tepki çekmişim, ve ygs'den önce hangi 12.sınıf konularını bitirmeniz gerektiğini düşündüğümü yazdım. Gerisi için hep OKUL + DERSHANE dedim bunda da kararlıyım.

* Hatırlarmısın veya okudunuz mu bilmem, dershanenin açılmasıyla okulun açılması arasındaki zaman dilimine "Çorba" diyip bu dönemde elinizden geldiğince çok çalışıp dershanedeki kimsenin gitmediği ofislerden (etüt odalarından, soru sorma derslerinden vs) faydalanmanızı yazmıştım.

Hah işte muhtemelen aynı durum şimdi de var. Muhtemelen ofisler yazdakinden daha kalabalıktır ama bütün gün oraya kapanırsanız illa soru sorabilirsiniz. (Muhtemelen matematiğin önünde bir yığın vardır, akıllı davranıp diğer dersleri aradan çıkarın arasıra da matematik sınıfını kol açan edin millet dershanenin kapanışından 1.5 saat önce filan orayı boşaltmaya başlar nasolsa.)

Kısacası Sömürme taktiğini uygulayın ;)

* Daha önce de söylediğim gibi uzun tatilleri yönetmek zordur, ilk üç gün bir heves çalıştıktan sonra 4.gün tatil ilan edersiniz, bir bakarsınız 5.gün de tatil oluverir. Bunu engellemek için:

1- Her gün çalışın. (Ve tüm gün :)) Bir gün bile tatil yapmayın. Canınızın en tatil istediği, en hevessiz olduğu günde bile son çare olarak 1.5 saat ders çalışın sonrasın bakarsınız.

2- Evdeki kişi ve eşyalar sizin çalışmanızı engelleyebilir. Böyle bir durum varsa kütüphaneye gidin, dershaneye gidin, okula gidin. Hatta yanınıza telefon almayın ki rahat rahat çalışabilesiniz. (Tabii gideceğiniz yer uzak değilse.)

* Eksik konularınızı gözden geçirin. Hatta bitirmeniz gereken konuları bir kağıda yazın. (hepsini yazmayın ama, ta lysden önce bitireceğiniz konikleri yazmayın, amaç program yapmak diyet listesi değil.) Önce hangisini çalışmanız gerekiyor gibiyse oradan başlayın ve bitirince (konu anlatımına çalışıp testlerini de çözünce) yanına bir tik atın. Yapamadığınız soruları hocaya sorduktan sonra tükenmez kalemle bir tik daha atın. Konu zor ve önemli bir soruysa martta tekrar edebilir, kırmızı pilot kalemle bir tik daha atabilirsiniz. Kısacası tekrar "konu konu çalışın" demekten başka bir şey yapmadım.

* Hala sözel çalışmayan varsa denemelerin gidişatına göre bir şey düşünsün.
Bana "Direkt soru çözüp hocaya götürsem olmaz mı?" diye soranlar oluyor hala, bakın arkadaşlar siz konuyu bilmeden hocaya giderseniz hocanın anlattıkları size genel kültür gibi gelir. Şöyle açıklayayım, eğer konu çalışırsanız konu belirli hatlarla kafanızda belirir, hocaya sorduğunuz sorular sayesinde de hoca boşlukları doldurur. Hiç çalışmadan biyoloji çözmek gibi bir şey. Ki sosyal daha kolay gözükse de daha zordur, çünkü konular birbiriyle bağlantılıdır. Basit bir örnek, hoca der Amerika'yı Avrupalılar Hindistan'a ulaşmak amacıyla farklı yollar ararken tesadüfen buldular. Bu cümle ne tarih bilgisi ne de coğrafya bilgisi olan 4 yaşındaki bir çocuğa bir şey ifade etmez değil mi? Bu cümleyi o çocuk sadece ezberleyerek öğrenebilir. İşte siz de o çocuk gibi olmadığınız kesinse de Avrupalıların neden Hindistan'a ulaşmak amacıyla farklı yollar aradığını bilmiyorsanız sizde de bir şeyler eksiktir. Zor bir şey değil ya, hadi bunu da hocaya sordunuz. Çünkü Hindistan'a giden yollar Osmanlı'nın elindeydi. (Gerçi bunu tam açıklayamadım Osmanlı elindeyken niye oradan geçmek yerine maceraya atılmayı seçtiler Osmanlı tüccarlara fahiş fiyatlar mı kesiyordu yoksa İspanyollara Portekizlilere kıldı da onları geçirmiyor muydu napıyordu.) Peki Osmanlı o yollara nasıl sahip oldu ve o yollar neler? Böyle böyle taş devrine kadar varabiliriz. Halbuki konuyu oturup bir okusaydınız şimdi sadece aklınıza takılanları soruyor olurdunuz.

Bir de şu var ki tarihe en baştan çalışmayı düşünenler karşılarına bir yığın çıkacaklarını sanıyorlar ama yanılıyorlar. Macaristan belediye başkanı Layoş elçimizin kafasını kesip Kanuni Sultan Süleyman'a göndermiş bunun üzerine Sultan Macaristan'a yürümüş Layoş'u kurşuna dizdirmiş felan bunlar sorulmuyor sınavda. Meb kitabından bu tip ayrıntıları çıkardığınızda geriye kitapçık kalıyor. Sizin çalışacağınız şeyler İstanbul fethinin sebepleri, sonuçları, Osmanlı'da batılılaşma tarzı şeyler. Hani tarih sınavlarında "Neden?" ile başlayan 10 puanlık klasik sorular olurdu ya işte onlar.
Eğer bilip bilmediğinizden emin değilseniz konuya çalışmadan önce çıkmış soruları da çözebilirsiniz.

Not: Ben derim ki coğrafyanın ilk 3-4 ünitesine (hatırlamıyorum ama iç kuvvetlere kadar olan kısım olmalı, yani harita bilgisi iklimler dünyanın hareketleri vs. gerçi dünyanın hareketleri çıkıyor muydu hatırlamıyorum) ve Türkiye'nin özelliklerine ne olur ne olmaz çalışın. Felsefe ve tarih ise sizin birikiminize kalmış biraz da. Bir şeyler biliyorsanız her şeye de çalışmak olmaz tabii. Yine de bilgilerinizi tazelemek için konu anlatımları en azından bir kez okuyun derim.

* Konularla ilgili bir şey söylemem demiştim ama şunu söyleyeyim. Eğer YGS'de çok geri kalmadıysanız bence YGS veya LYS'den birini bırakıp tamamen ötekine konsantre olmayın. Yine de size koçluk yapan kişiler (hocalar vs.) daha iyi bilir. Tabii zaten sırf benim fikirlerime bağlı kalmıyorsunuzdur etraftan araştırıyorsunuzdur zaten.

* Artık yavaştan deneme kitapları çözmek için uygun zaman bir zaman bence. Bir yandan konu çalışırken bir yandan deneme kitabı çözebilirsiniz çok abartmadan. (Bitmemiş konular her zaman önceliklidir.) Deneme kitabı çözmek eğlencelidir.

* Ha unutmadan, okul dönemi boyunca uykusuzluk çektiyseniz uykusuzluk veriminizi düşürüyorsa bence bu işkenceye devam etmeyin, alarm kurmadan normal gözünüzü ilk açtığınız gibi uyanın, dinç kafayla çalışın. (Gözünüzü ilk açtığınızda (çişe gitmek hariç) diyorum, tutup da 10 saat uyumayın, fazla uyumak daha beter eder, baş ağrısı yapar ya da en azından ben de öyle oluyor.)

İyi tatiller (!)

24 Ocak 2014 Cuma

Size Soru Kaçıracak Üç İhmal

Sınav yaklaşıyor, biraz da sınava yönelik şeyler yazayım dedim. Kısa bir yazı olacak ama 1 soruda işinize yarasa kârdır.

(Yazıyı bitirdikten sonra gelen güncelleme: kısa filan olmadı malesef :( )

DİKKAT! YGS 2013 ile ilgili spoiler içerir. Hala çözmediyseniz sorulara bakmanızı tavsiye etmem, ama yazıyı okumanızı da çok ertelemeyin unutursunuz munutursunuz. :d

1- İşlem Hatası

İşlem hatası pis bir şeydir. Bir çoğumuzun klasik Matematik sınavlarında notunu pisi pisine yemiştir. 

Bu dönemde çözdüğünüz denemelerde (artık konuların çoğunu bitirdiğinizden) Matematikte hatalarınız genelde işlem hatasından, dikkatsizlikten, soruyu iyi okumamaktan, soruyu anlamamaktan çıkar. Siz çözüme bakıp "Auuuu işlem hatası yapmışıııım." "Auuu dikkatsizlikmiş pöf" diye kestirip atarsınız. Ama aslında o hatanın da bir nedeni var, hiçbir şey tesadüf değil, bu yüzden denemelerde rasgele, "olur o kadar", "nazarlık" diye tabir ettiğiniz hatalarınızın da üzerine gitmelisiniz. "Hatalarınızdan ders çıkarmalısınız."

Ben bir kaç tane örnek vereyim. 

*En önemli olmasına rağmen önemsenmeyen hatalardan biri kafanızdakileri kağıda iyi geçirmemek, dolayısıyla işin büyük bir kısmını beyninize bırakmak dolayısıyla onun hata yapmasına mahal vermektir. 

Bunu önlemek için önce rahat düşünebilmenize yeterli olabilecek kadar soruyla ilgili notlar alın. 

Einstein'ın bir ünlü bir sorusu var, bilirsiniz. Ünlü bir internet fenomenidir. Soruyu gören insanların %98'i çözemezmiş. Soruda değişik milletlerden insanlar var, 5 ev var renkli renkli, İngiliz kırmızı evde oturuyor, Danimarkalı çay içiyor, Rus vodka içiyor, Malboro içenin komşusu 75 kuruşa tavuk döner yiyor vs. Bu soruyu zannedersem 3 kere gördüm, ilk ikisinde uğraşmadım karışık geldi, 3.sünde açtım excel dosyasını tek tek özellikleri birimlere yerleştirip tavuk döneri yiyeni buldum. Sonra öğrendim ki üstatın bu soruyu anca %2 çözer demesindeki amaç (tabii demişse muhtemelen soru da yüzde de rivayetten ibaret ama) "bakan uğraşmaya tenezzül etmez." diye düşünmesi. Durun bi toparlıyorum, bir moral alkışı alayım bi saniye..




YGS 2011'den bir soru. Basit ama şimdi aklıma daha iyi bir örnek gelmedi.

Sorunun başında verilen "cuma ve öncesinde üretilen iş makinelerinin sayısı, salı ve öncesinde üretilenlerin dört katıdır." ibaresini görüp 4x = y 'yi yapıştırırız.

Ola ki devamında ne yapacağınızı bilemediniz. (Tekrar ediyorum örnek basit, üzerine bir şey yazmadan direkt ne yapacağınız belli ama daha zor sorulara uygulamak için veriyorum, gerçi YGS'de daha zor soruyla karşılaşır mısınız bilemem.) Orada salı ve öncesi diyor ya heh işte onun yanına salı + pazartesi + öncesi = x yazın. Veya soruda çok fazla "öncesi" geçtiği için kafanız karışmasın diye Pazartesi ve Öncesi'ne A diyin. A sizin başlangıç yani 0.değeriniz olsun zaten 20'ye eşit. Salı ve öncesi = Salı + A olur. Salı + A yani Salı + 20 = x ise Salı x -20'dir. Tabii hepsine tek tek x + (x-1) şeklinde yazmamıza gerek yok örneğin cuma çok açık. Cuma + Perşembe + Perşembeöncesi ( bu da değişik bir yazım tarzı olarak iş görebilir, bilerek bitişik yazdım.) = y Perşembe + Perşembeöncesi = 140 Cuma da çıktı y - 140. y'nin 4x olduğunu bulmuştuk zaten. Gerisi çorap söküğü gibi gelir.

İşte burada anlatmak istediğim soruya işinize yarayacak notlar alıp da beyninize bıraktığınız yükün bir kısmını kağıda verirseniz hata olasılığını düşürürsünüz, ayrıca çözümü daha kolay görürsünüz. Aslında Soru Sorma-Çözme Sanatı isimli yazımda yazdıklarımı hatırlatmış oldum.

*

Soruyu daha iyi görmek için soruyla ilgili notlar aldık, ama iş bitmedi. Çözümü de aynı disiplinle yazmalıyız. Eğer denklemleri düzgün yazamazsak karışık denklemlerde hata yapabiliriz. Burada el yazımızın güzel olması da önemli. Acele edeceğim diye kötü yazıp sonra hata yapmayın. Veya işlem basamaklarının bir kısmını yazıp bir kısmını beyine havale etmeyin. Beyine anlık işlemleri yaptırın, işlemlerdeki önemli yerleri hafızanızda tutmaya çalışacağınıza kağıda not alın. (Örneğin çözüm yaparken x'in tek olduğunuzu buldunuz, yazın bir kenara " x tek " diye.)

Çok yapılan (ben de niye genelliyorsam, ben çok yaptım yani) hatalardan biri: sorudaki çözümün yarısı çok basittir yarısı uzun zaman alır. Örneğin cevap 1/2 + denklemin çözümünden ibarettir. Denklemi çözersiniz, bir oh çekersiniz, sonra çözümden çıkan cevabı direkt olarak işaretlersiniz. Eee 1/2 ile toplayacaktınız (toplayacaktım) hani ne oldu? Gitti soru.

Bunu engellemek için yapabileceğiniz bir şey yine ve yine kağıda not almak. 1/2 + denklem (3x/(x^2+56 işte denklem neyse artık) yazmak yerine çözümü sıkıştırmayacak ama görünür bir yere "ÇÖZÜME 1/2 EKLENECEK" yazabilirsiniz.

Tekrar söylüyorum işlem basamaklarını eksiksiz yazmaya bakın, güzel yazın; hızlı olun ama acele etmeyin. 5'i S gibi yazmayın. 6'yı G gibi yazmayın. (Bir kere 65'i görüp "Bu GS nereden geldi?" diye sorduğum olmuştu. :D) Aşırı küçük yazıp üstüste sayılarla yaptığınız işlemleri yanlış yapmayın. Çözümler size kolaylık vermeli.

* Şimdi vereceğim örnek aslında yukarıdakinin yavrusu gibi ama yine de yazayım. İşlemleri kafadan yaparken de yanlış yapmanız olası. Tekrar söylüyorum kağıdı ideal kullanmaya bakın.

* Uzun işlem gerektiren soruların da son ana bırakılması işlem hatasını tetikler. Tabii gelin upuzun soruları inatla çözün zamanınızı yiyin diyemem. Öğütleyebileceğim tek şey - daha önce de söylediğim gibi - başladığınız işi yarım bırakmamanız. Bir soruyu çözmeye başlarsınız, çok uzun gelir, "dersiniz bunun kısa yolu var ama ben göremedim." sonra çözümü gördüğünüz de aslında sizin yaptığınızın aynısıdır, sadece birkaç basamak daha ileri götürmeniz gerekmektedir. (Yani siz soruyla ilişkinizi arkadaşça bitirmeden önce öyleydi.) Soruyu çözerken bir sıkıntı gelir ("kal" gelir o ne demekse) bir anda çözmeyi bırakıp öbür soruya geçersiniz. (Genelde bu durumlarda öbür soru daha kolay olduğundan daha çekici gözükür.) Hah işte bunu yapmamaya özen gösterin. Bununla "bir soruyla kavga edip zamanı tüketmek." arasında fark var. Zaten YGS'de Matematik soruları çözülemez değil, o yüzden puanınızı çok etkilediği için Matematik sorularını mümkün mertebe boş bırakmamaya çalışın. (Tabii sallamayın da.)

* Bir de heyecandan ilk sorularda hata yapmanız olası, ilk sorularda ekstra dikkatli olun. Aslında siz Matematik sayfasını açtığınız anda "Aha şimdi süper dikkatli olmalıyım" diye kendinize telkinde bulunun, her soruda da bu telkini tekrar edin. O ilk sorularda hata yapabilirsiniz geri dönün diyeceğim de geri felan dönemeyeceksiniz. O yüzden ekstra dikkatli olmak makul bir çözüm. Tabii dikkatli olacağım diye de baştaki kolay soruları ağır ağır çözmeyin. BKZ: LYS Mat 2013, çoğu kişinin "LYS'de süre sıkıntısı yok" diyip integral sorularına bakamadan havlu attığı bir sınavdır.

* Bu konudan muzdaripseniz sadece benim yazdıklarımla sınırlı kalmayın (ben de internetten yardım aldım zaten), google'a "işlem hatası" yazıp başka kaynakları da tarayın.

*


İşlem hataları genellikle Matematikte affedilir, çünkü şıklardaki sayılar öğrencilerin hatalı yollarına göre yerleştirilmiştir, yani bir kişi doğru çözümü yapıp 6 x 24 = 144 buluyorsa, öbürü 6 x 18 = 108 buluyorsa şıklarda da 144 ve 108 bulunur, 6 x 24 = 120 diyen kişi hatasını farkeder. Ayrıca işlemler daha komplike olacağından çoğu kişi işlemleri acele edip zihinden yapmak yerine yazarak yapar.  Lâkin sayıların birbirine yakın olduğu ve işlemler daha basit olduğu için Fizik (ve bazen de Kimya) sorularında işlemlere dikkat edin. (YGS'de pek olmaz gerçi ama LYS'de başıma geldi malesef) Ekstradan dikkat edin demiyorum, işlemleri tamamen boş vermeyin, önemseyin, Matematikte yaptığınız gibi.



2- Kısa devre

Şimdi yazacaklarım tam olarak işlem hatası sayılmadığı için ek başlık açma gereği duydum.

Beklediğinizden düşük aldığınız bir sınav alır, gider kağıdınıza bakarsınız ve o da ne? Yanlış yaptığınız sorulardan 0 almak yerine parça parça puan almışsınızdır ama emin olduğunuz bir soru gitmiştir. Cevap anahtarına baktığınızda aslında kolay olan bu sorunun üzerinde yeterince düşünmediğinizi farkedersiniz. İşte bu yazı bununla alakalı.

YGS 2013 İptal Edilen Matematik Sorusu

Bu soruyu çözmek 5 saniyemi aldı ve cevap doğru çıktı. Çünkü soru iptal edildi ve tüm cevaplar doğru sayıldı. :)

Ben bu soruyu gördüm, ki soru sonlara doğru geldiği için eskisinden daha dikkatsiz (daha doğrusu ihmalkâr) ve aceleci olduğumu söyleyebilirim, şöyle bir okudum, dedim bu mod sorusu. 5 = 220 (mod 5) demek ki cevap V. Hadi öbür soruya.

Tüm bunları yapmam 5 saniye sürdü. Tüm sorulara gayet güzel zaman ayırırken modüler aritmetik konusundaki çok "bilmişliğim" (daha doğrusu "hiç bilmemişliğim" çünkü fazla soru çözdüğüm bir konu da değildi) beynimi sağlıklı düşünemez hale getirdi. Beynim kısa devre yaptı.

Benim bu soruyu yapamamın görünen nedeni soruyu iyice okuyup anlamadan çözüm yapmam ama ben size rehber hocaları gibi "soruyu okuyup iyice anlayın" dersem 39'da soruda bu dediğimi yapmazsın aha işte yukarıda gördüğünüz gibi 40.soruda pürüz çıkacak.

Sınavın akışına dalıp, eski konsantrasyonunu yitirip, soruları sanki evde test çözüyormuş gibi çözerseniz bu illa olur. Bunu engellemek için:

1- Mat ve fende (veya alanınızda diyeyim) her soruda belli bir düşünme miktarınız olsun, hiçbir soruyu soruyu okuduktan 3 saniye sonra işaretlemeyin. (Tabii basit bir soruyu da çok uzatmayın, matematikte ilk 10 soru kek olur genelde)

2- Geleceğinizi belirleyecek olan sınavda bulunduğunuzu hiçbir zaman unutmayın.

3- Geleceğinizi belirleyecek olan sınav sadece 23 Mart (ya da artık kaç Mart olduysa) o sınavda gireceğiniz 3 saatten ibaret değildir. Sahip olduğunuz her saat dilimi geleceğinizi belirlemektedir. Bunun bir oyun olduğunu düşünürseniz o her saat karşınıza çıkan ufak canavarlar, YGS bölüm sonu canavarı, LYS oyun sonu canavarıdır. 

YANİ

Sınavla ilgili hazırlıklarınızı, işlem hatası yapmamayı, kısa devre yapmamayı vs TÜM DENEMELERİNİZE UYGULAMALISINIZ.

4- Yukarıda olduğu gibi sorulara bakarken ön yargılara kapılmayın her soruya eşit bakın.

SINAVDAN ÖNCE KENDİNİZİ ŞARTLAYIN, DİYİN Kİ SINAVDAKİ HER SORUYU İYİCE OKUYUP ANLAMADAN İŞARETLEME YAPMAYACAĞIM.

*** Benim bir ara kullandığım yöntem; (Sınavda kullanamadım malesef alışkanlık edinemedim çünkü) şık işaretleme yapmadan önce sorunun ne sorduğuna son bir bakış atmak. Zaman kaybı sıfıra yakındır. Özellikle "hangisi söylenemez?" türevi sorularında işinize yarar.

5- Özellikle fen sorularında, doğru şıkkı bulduktan sonra öbür şıklara bakıp biraz sorgulama yaparsanız belki de (varsa) hatanızdan dönme şansınız olur.

Özet: Beyniniz kısa devre yapmasın.

3- Sınav Sırasında Bildiğiniz Yöntemlerden Vazgeçmeyin

Çok açık ve net, gerçek sınav deneme sınavlarınız gibi olmalı. Kodlama şekliniz, hangi dersi önce çözeceğiniz vs. hepsi denemelerle uyuşmalı. Bu yüzden deneme sınavlarında her şeyi deneyin, yok ben bunu şimdi yapmama gerek yok sınavda yaparım, ben şimdi sınavı kontrol etmeyeyim erken çıkayım gerçek sınavda kontrol ederim felan demeyin. O 160 dakikanın kontrolünü kazanmak önemli. Sınav 120 dakika değil unutmayın.

Bir de sınavda yeni çözüm şekilleri keşfetmeye çalışmayın. 

Yine benim bir hatam, YGS 2013 Matematik Sorusu (32.soru, aşağıdaki yani)
 (merak etmeyin daha fazla yanlışım yok bu son :)) ) 


Boy ortalaması sorulmuş. Ben hiçbir denemede böyle kolay bir soruyla karşılaşmamış olacağım ki değişik bir şey denedim, tüm boyları tek tek yazıp birbirlerine ortaladım (1 - 5 ortası 3 gibi) ve yanlış buldum. Niye yanlış bulduğumu tam olarak bilmiyorum. Halbuki, uzun sürecek olsa da, akıllı davranıp bildiğim yoldan vazgeçmeyip tüm öğrencilerin boylarını toplayıp öğrenci sayısına bölseydim o sorum doğru olurdu. Ben ise macera yaşadım ve sonu hüsranla bitti

Demek istediğim siz böyle yapmayın, denemelerde ne yaptıysanız, hoca size nasıl anlattıysa öyle çözün soruları, sınavda işleri kolaylaştırayım derken berbatlaştırmayın.


4- Ön bilgilere Dikkat

ÖSYM'nin 2013 YGS'deki tuzağı, çay sorusu. (AĞIR SPOILER)




Bu sorunun iptal olması gündemdeydi. Gazeteler "MEB Kitabında soruyu yalanlayan ifadeler bulunmaktadır." tarzı şeyler yazmıştı. Ama totolarından haber üretmişler yine. Kitapta "Isı, aktarılan enerji olduğuna göre maddenin ısısından bahsedebilir miyiz? Örneğin, “suyun ısısı”, “havanın ısısı” şeklinde ifadeler doğru mudur? " şeklinde geçiyor.


Sorunun cevabını vereyim çünkü bu "ön bilgi" meselesini açıklayabilmem için şart. Sorunun cevabı II ve III. Isı transfer edilen enerjidir. Maddenin kendi başına ısısından bahsedemiyormuşuz. Ya da bilmiyorum napıyoruz. Bilmeme de gerek yok zaten.


Çünkü ÖSYM baba zaten ihtiyacım olan bilgiyi en yukarıda vermiş.


"Bu bilgiyi eninde sonunda kullanacaksınız a dostlar." mahiyetinde bir de çizik atmış "transfer edilen" yazısının altına.


Lâkin ben dahil çoğu öğrenci o çiziğe dikkat etmeden "ne var bunda 4.sınıf konusu" diyerekten soruyu "çözüp" işaretledik ama hiçbirimiz o "4.sınıf" bilgisi orada niye var ne işe yarıyor diye düşünmedik.


Bu ön bilgi olayı ileriki zamanlarda başınızı ağrıtır mı bilmiyorum. 1980lerdeki fizik sorularının tamamı böyleyken (yani sanki üniversite sınavı değil de laboratuvar raporu veriyormuşuz gibi hava vardı sorularda) 2000lerde hiç böyle ÖSS sorusu gördüm mü hatırlamıyorum. Yine de tekrar söylüyorum 1 soru 1 sorudur bu tip ön bilgilere dikkat etmekte fayda var.

 
***

Yazı bitti geçmiş olsun.

O değil de kısayol'un doğru yazımına bakarken böyle bir şeye rastladım belki işinize yarar.

Hadi iyi çalışmalar.

23 Ocak 2014 Perşembe

Her Blog Yazarına Lazım Olacak Program; Wunderlist

Wunderlist programını ilk keşfettiğimde blog yazarlığına yeni adım attığım yıllardı. 2005 yılından beri bu programı kullanırım. Tabi o zamandan bu zamana oldukça gelişti. Sanırım ilk ismi de wunderlist değildi. Alternatiflerine göre oldukça kullanışlı ve bir o kadar da basittir. Kolay bir kullanıma sahip olan Wunderlist programı hatırlatma özelliği ile diğerlerinden ayrılıyor. Hem mobil hemde pc versiyonlarının olması blog yazarları için bulunmaz bir özelliktir. Ücretli ve ücretsiz olarak versiyonları vardır ancak ücretsiz sürümü de işinizi fazlasıyla görecektir.



Yukarıdaki resimde görüldüğü üzere arayüzü böyledir. Sol tarafta istediğiniz kadar kategoriler oluşturabiliyorsunuz.  Vakti zamanı gelince tamamlanan görevlere yanında bulunan tik işareti ile tamamlandı işareti koyarak üstünü çizebiliyorsunuz.

Mail Desteği;
İlgili kategoriye mail adresinizi girdiğiniz de mail adresinize bir hatırlatma maili gönderilir.

Hatırlatıcı Özelliği;
Oluşturduğunuz göreve bir alarm ekleyerek hatırlatmasını sağlayabilirsiniz.

Blog Yazarlarına ne gibi faydalı olabilir?
Her blog yazarı bu programı bilgisayarında ve telefonunda kullanarak blogu ile ilgili aklına gelenleri not alabilir ve daha sonra müsait olduğunuz bir zamanda hatırlatmasını ayarlayabilirsiniz.

Hem özel, hem blog hemde iş yerinizde rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Senkronize bir şekilde çalışma sistemi ile bir den fazla bilgisayara, birden fazla cihaza yükleyerek kullanabilirsiniz. Cep telefonunuzdan aldığınız notları bilgisayarınız da görürsünüz. İş yerindeki bilgisayarınız da aldığınız notları evdeki bilgisayarınız da , tabletinizde de görebilirsiniz.

İzlemek istediğiniz filmlerin bir listesini tutabilirsiniz.

Randevularınızı not alarak hatırlatmasını sağlayabilirsiniz.

Facebook ile bağlantı kurabilen program sayesinde diğer blog yazarları ile , arkadaşlarınız ile listelerinizi paylaşabilirsiniz.

Türkçe dil desteği olması ise büyük bir avantajdır.

Değişik renk ve tasarımda ki arka planlardan birisini zevkinize göre seçebilirsiniz.

Programı buraya tıklayarak indirebilirsiniz.
Programın resmi sitesi ise buradadır.

Programdan bazı görüntüler aşağıdadır.






İyi günlerde kullanmanızı dilerim.
İyi Bloglamalar,
Vural Egemen Sarıgöz

21 Ocak 2014 Salı

Online Film İzlemenin Keyfini Çıkarın!

İnternet hayatımıza girdiği günden bu yana artık her işimizi internetle ile görür olduk. Online film izlemek artık hayatımızın vazgeçilmezlerinden biridir. Hafta sonlarını değerlendirmek , birlikte güzel vakit geçirmek isteyenler için film izlemek kalsik ama bir o kadar da eğlenceli bir yöntemdir. Arkadaşlarımızla, sevdiklerimizle izlediğimiz filmleri çok uzun zaman sonra dahi hatırlarız. Güler yada heyecanlı bir şekilde anımsatmaya çalışırız.

İnternette Online film izleme hizmeti sunan bir çok film sitesi vardır. Bunların arasında güncel olanları sayılı sayıdadır.  Bir film sitesini güncel tutmak emek ve uğraş isteyen bir iştir. Filmlerin internet ortamına aktarılması dahi başlı başına bir iştir.

Bu  hizmeti sunan internet sitelerinin arasından sıyrılıp çıkan, işinin hakkını veren çok az kaliteli film sitesi vardır.

Film izlemek için doğru adresi bulmak gerekir. Film sitesi seçerken dikkat etmeniz gerekenler vardır. Kullandığı player'ın kalitesi, video kalitesi ve filmlerin site üzerinden kolay ulaşılabilirliği tercih sebebi olmalıdır.

Film izleme siteleri arasında sizlere önerebileceğim etkin, güncel ve zengin içerikli HdFilmciyiz.net sitesidir.

Filmleri IMBD değerlerine göre sıralayabilir ve bu değere ulaşmış filmleri listeleyerek, dünya üzerinden en çok oy alan filmleri izleyebilirsiniz.

Nasıl bir film izleyeceğiniz hakkında bir fikriniz yoksa size ''tavsiye filmler'' kategorisinden film önerebilmektedir.

HdFilmciyiz sitesinden e-mail adoneliği yaparak yeni eklenen filmler için birer e-posta alırsınız ve yeni eklenen her filmden anında haberiniz olur.

Belgesel, çizgi filmler,bilim kurgu filmleri, müzikal filmler gibi her film sitesinde bulunmayan kategorilerde filmleri izleyebilirsiniz.

Tavsiye Edebileceğim Filmler

2014 yılı filmlerini de rahatlıkla izleyebileceğiniz sitede size ısrarla izlemenizi tavsiye edeceğim filmler vardır.

2011 yapımı olan ve baş rolde X-men serisinde Wolverine karakterinden tanıdığımız Hugh Jackman'ın yer aldığı Çelik Yumruklar filmini mutlaka izlemelisiniz.

Amir Khan hayranlığınız varsa kaçırmamanız gereken filmlerden biriside Ghajini'dir. Amir Khan'ı 3 aptal ve her çocuk özeldir gibi baş yapıt filmlerden hatırlayacaksınız.

Film izlemek için en doğru adres HdFilmciyiz.net adresidir.

Online film izlemenin keyfini çıkarın!

Etkili Blog Yazmanın 5 Kuralı (Video)

Etkili blog yazma üzerine 5 önemli kural vardır. Bu kuralı profesyonel bir şekilde videoya dönüştüren Ömer Ertaş , bu güzel videoyu youtube kanalında paylaştı. Kısa ama çok etkili öğreticiliği olan bu videoyu mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. Video da yer alan 5 maddeyi yerine getirdiğiniz de başarılı bir blog yazarı olabilirsiniz.

Buyrun videoyu birlikte izleyelim.

Blogger com.tr Uzantısı ile Yayında!

Az önce blogumu göntülediğimde sonuna .tr uzantısının geldiğini fark ettim. Diğer blogları kontrol ettim Türkiye'den yayın yapan tüm blogger hesaplarının sonuna .tr uzantısı eklenmişti.

Artık sizde blogger alt yapısındaki blogunuzu görüntülediğinizde sonuna .tr uzantısının geldiğini göreceksiniz.

Daha önce srgz.blogspot.com olan blog adım srgz.blogspot.com.tr oldu. Blogger sitelere ulaşmakta problem yok, yine com uzantısını yazdığınızda sonuna .tr uzantısını otomatik olarak getiriyor.
Ne diyelim vatana millete hayırlı uğurlu olsun.

Sonuna .tr uzantısı geldiğine dair güncel bir kaç blogdan örnekler;





GCM Forex’te İşlem Gören Dövizler



Forex piyasasında para birimleri döviz kurları/ döviz çiftleri/ pariteler halinde işlem görürler. baz döviz ve karşıt dövizden oluşan bu pariteler X/Y şeklinde gösterilirler. Bunun anlamı ise X’ dövizinin piyasa değerinin Y dövizinin piyasa değerine oranı anlamına gelmektedir.

GCMForex şirketinde işlem gören dövizler majör ve minör olarak , işlem hacimlerine göre gruplandırılmışlardır.

Majör Para Birimleri; Dolar/USD, Euro/EUR, Türk Lirası/TRY, İngiliz Frangı/GBP, Japon Yeni/JPY, Avustralya Doları/AUD,Kanada Doları/CAD,İsviçre Frangı/CHF

Minör Para Birimleri; Yeni Zelanda Dolar/NZD, Singapur Doları/SGD, Güney Afrika Randı/ZAR,Brezilya Reali/BRL, Macar Forinti/HUF, Meksika Pezosu/MXN, Çek Korunası/CZK, Polonya Zlotisi/PLN, Rus Rublesi/RUB.. vs. şeklinde sıralanabilir.

GCM Forex’te pariteler halinde işlem gören para birimlerinin oluşturduğu temel pariteler en sık işlem gören ve kazandıran paritelerdir. GCMForex’te en aktif ve en likit paritelerini oluşturan para birimleri ise USD, GBP, EURO, AUD, CAD, JPY ‘dir.

Genellikle değer kaybeden para birimine alış işlemi ile yatırım yapılarak, değeri yükseldiğinde satış işlemi ile elden çıkarılır. Böylelikle aradaki pozitif fark kazanç olarak bakiyeye yansımaktadır. Para birimleri çeşitli faktörler4den etkilenerek değer kazanıp değer yitirebilirler. Bu hareketleri önceden tahmin edebilmek Forex Piyasasında ciddi avantaj sağlamaktadır. Dolayısı ile tahmin yürütebilmek için piyasa gözlemi yapmalı, dünya gündemini yakından takip etmeli, söz konusu para biriminin geçmiş dönemlerdeki zaman,fiyat grafiklerini indikatörleri de göz önünde bulundurarak , temel ve teknik analiz yöntemlerinden uygun olanları doğrultusunda analiz etmek gerekir. Başarılı analizler doğru tahminleri , doğru tahminle ise kazançlı işlemleri getirecektir.

Hatalı analizler sonucu hatalı tahminler ile yapılan işlemlerin zarar etmesi çok normaldir. Bu gibi durumlarda hedge işlemleri ile aynı oranda ters yönde pozisyon açılarak zararın dengelenmesi beklenebilir veya risk kontrol araçları olan emirlerden faydalanarak zarar durdurulabilir, kar muhafaza edilebilir hatta zarar eden pozisyon tek bir emir ile kapatılarak kar edecek şekilde tekrar açılabilir. Önemli olan trading esnasında paniklemeden ve acele etmeden fakat hızlı ve mantıklı kararlar alabilmektir.

GCM Forex’te işlem gören tüm bu para birimlerinin hangisinin değer kazanıp hangisinin değer yitireceği az çok gündemde gizlidir. Eğer bir ülke belirsiz bir siyasi politika izliyorsa yatırımcıların ilgisini kaybedecek dolayısıyla para birimi değer yitirecektir. Çünkü yatırımcılar sadece güvendikleri para birimlerine yatırım yaparlar.

Minor para birimleri ise genellikle tercih edilmemekle birlikte gelişmekte olan ülkelerin para birimleri oldukları için tercih edilseler dahi çok fazla bir getiri sağlamadıkları için tercih edilmemektedirler.

20 Ocak 2014 Pazartesi

En İyi Online Film Sitesi; HdFilmciyiz.net

Hepimiz boş zamanlarımızı güzel ve yaralı etkinliklerle geçirmek isteriz. Kimimiz kitap okur,kimimiz müzik dinler,kimimiz sinemaya gideriz. Evde film izlemenin keyfini yaşayanlarda vardır. İnternette Online Film İzleme imkanı sunan bir çok site mevcuttur. Bu sitelerin bir çoğu fragmanları filmin tamamıymış gibi yanlış yönlendirmelerle vakit kaybettirmektedir.

Film izlemek için ne isabetli film izleme sitelerinden birisi de online film izleme imkanı sağlayan HD Filmciyiz sitesidir.

İster tek parça halinde isterseniz bölümler/partlar şeklinde izleyebilirsiniz. Filmleri izlemeden önce konusu, oyuncuları,yönetmenleri,senaristleri hakkında detaylı bilgilerin yanında fragmanların yer alması da bir avantajdır.

Fragman filmin özetidir. Fragmanını beğendiğiniz siteyi hemen izleme imkanına sahipsiniz.

Bir film izlediniz ve çok beğendiniz, beğendiğiniz filme benzer filmleri size öneren bir site yapısına sahiptir. Filmlerin IMBD puanları hakkında da bilgi vermesi ile filmin kariyerini görebilirsiniz.

İzlediğiniz filmler hakkında yorum yaparak filmi daha önce izlememiş ve izlemek isteyenlere önerilerde bulunabilirsiniz.

En çok izlenen filmleri kategorisi ile izlenme sayısına göre listeler ve kullanımınıza sunar.

En çok yorumlanan filmler ,en çok beğenilen filmler listeleri ile size film izlemeden önce fikir verir.

HD Filmciyiz sitesinde; Yerli,Yabancı,Altyazılı,Türkçe Dublaj,Aksiyon,Gençlik Filmleri,Aile Filmleri,Animasyonlar,Korku,Gerilim gibi bir çok kategoride ki filmle bir tık ile ulaşıp evde film izleme keyfini yaşabilirsiniz.

Hd Filmciyiz sitesinin Facebook Sayfasını beğenerek, Twitter Hesabını takip ederek, eklenen yeni filmleri, facebook zaman tünelinizden takip edebilirsiniz.

Evde ailece film izleme keyfini Hd Filmciyiz.net sitesinde yaşayabilirsiniz.

İyi Seyirler.


19 Ocak 2014 Pazar

Şaşırtıcı Sosyal Ağ Posterleri

Grafik tasarım konusunda her geçen gün kendisini geliştiren ve şaşırtıcı çalışmalara/tasarımlara imza atan tasarımcılar ince mizah ve derin mana duygusunu da çok iyi kullanarak ortaya harika ve bir o kadar da ilginç çalışmalar çıkarıyorlar. İvan Belikov'un ''Amazing Social Network Posters'' isimli çalışması geçtiğimiz günlerde yayınladı.

Yayınlanır yayınlanmaz bir çok yabancı blogda yerini aldı. Üzerine çok konuşuldu. Devamının geleceğini beklediğimiz çalışmalara birlikte bakalım.
Çalışmalardan birine ait video da mevcuttur.







18 Ocak 2014 Cumartesi

Blog Hocam Nedir?

Blog Hocam ismi ile Blogger altyapısını kullanarak Türkiye'deki blog yazarlarına faydalı ve geliştirici bilgileri özgün makaleleri ile paylaşan ve bir çok ziyaretçisi/okuru tarafından takdir gören bir blogdur.

bloghocam.blogspot.com alan adıyla yayın hayatına devam eden blog hocam, SEO, sosyal medya, dijital pazarlama, kişiel gelişim,blog ipuçları,blog eklentileri,blog şablonları gibi konularda özgün ve güncel içerikler üreterek Türk Blog Yazarları'nın kullanımına sunuyor.

Kaliteli ve özgün içerik üretmenin temsili örneklerinden olan blog hocam, kısa zamanda blog dünyasında hak ettiği yeri alacaktır.


Blog Hocam, şuan tek yazar olan Serdar Kara tarafından içerik eklenerek güncellenmektedir. ''Blog Hocam için 2013 Düşüncelerim'' isimli yazısında yardımcı yazar takviyesi yapacağını okumuştum ancak henüz bu hamleyi gerçekleştirmedi. Misafir Blogculuk yöntemini çok iyi kullanması belki de yardımcı yazara gerek kalmadığının bir göstergesidir.

Blog Hocam'ı neden Takip Etmelisiniz?
-Blog Hocam güncel makaleleri ile bir çok blog yazarına faydalar sağlayan makaleler yayınlar ve bilmediğiniz konularda bilgilenirsiniz.

-Kaliteli ve özgün makaleler okur, ortada dolaşan çalıntı içeriklere,kopyala+yapıştır yazılara bulaşmadan gerçekten özveri ile yazılmış makaleler okumanın zevkine varırsınız.

-Belirli aralıklarla düzenlediği çekilişlere katılarak küçük de olsa samimi hediyeler/ödüller kazanabilirsiniz.

-Sürekli güncellenen içeriği ile ziyaretleriniz de sizi eli boş göndermez.

-Blog Hocam'a yapacağınız bir yorumun/sorunun teşekkürünü ve yorumunu en kısa zamanda alırsınız.

-Kendisine özgü tasarımı ile hep ayrıcalıklı olması sebebi ile taklit bloglardan uzak bir blog keyfinin tadını çıkarırsınız.

-Eğer, Adanalıysanız Blog Hocam'ın Turuncu-Beyaz tasarımından memnuniyet duyarsınız :)

Blog Hocam hakkında sizinde olumlu/olumsuz düşüncelerinizi merak etmekteyiz. Lütfen yorum bölümünden görüşlerinizi bizimle paylaşınız.

Vural Egemen Sarıgöz

Blogunuza Google+ Yorum Eklentisi

Blogger her geçen gün yeni özellikler ile alt yapısını güçlendirmeye ve dolasıyla bir çok blog yazarının Blogger'ı tercih etmesini sağlayacak adımlar atmaya devam ediyor. Son olarak Google + ile Blogger'ın yorum bileşenlerini birbirine entegre ederek hoş bir çalışmaya imza atmış oldu. Yorum yapmak daha kolay hale geldi diyebiliriz.

Google+ yorum eklentisi nasıl çalışır?
Google+ Google'ın Buzz'dan sonra sosyal ağ için attığı en büyük adımdır. Hali hazırda neredeyse Facebook'a yetişen kullanıcı sayısı ile pazardan payını almış durumdadır.

Google+ üzerinde Blog yazılarınızı paylaşıyorsanız bu sizin blogunuz için bir avantajdır. Ziyaretçiler ister Google+ akışında ister sizin blogunuzda direkt olarak konu altına yorum yapabilirler. Google+ zaman tünelinde yapılan yorumlar otomatik olarak blogunuzdaki konunun altında belirir. Blogunuzda konunun altına yapılan yorumlar zaman tünelindeki ilgili paylaşım altında belirir.

Google+ yorum eklentisi nasıl etkinleştirilir?
Blogger yönetim panelinize giriş yapıp Google+ sekmesine geliniz.


''Bu blogda Google+ yorumlarını kullan '' seçeneğini işaretleyerek bileşeni etkinleştirebilirsiniz. Ayrıca bir yazıyı yayınladıktan sonra hemen paylaşılmasını yada paylaşırken izin istemini de etkin hale getirerek Google+'ı etkin bir şekilde kullanabilirsiniz.

Örnek yorum aşağıdadır.

Yorumları herkesten ve Google+ arkadaşlarınızdan olarak iki kategoride sınıflandırabilirsiniz. Bu işlen için yorumların hemen sağ üst köşesinde bulunan ''herkesten'' ve ''yalnızca Google+ çevrelerinizden'' seçenekleri ile yapabilirsiniz. ''en beğenilen yorumlar'' seçeneği ile en çok beğenilmiş yorumları da süzdürebilirsiniz.


Yeni yorumlar nasıl görüntülenir?
Bu yorum bileşeni ile birlikte yönetim panelinizde bulunan ''yorumlar'' sekmesi kaybolur. Yazılarınıza yapılmış yorumları yönetim panelinden kayıtlar sekmesi bölümünden görüntüleyebilirsiniz.

Google+ yorum eklentisinin dezavantajı nedir?
Google+ yorum bileşenini etkinleştirdiğinizde yalnzca Google+ kullanıcıları yorum yapabilirler. Ad,Url gibi kısımlar doldurularak yorum yapılamaz hale geliyor.

İyi Bloglamalar
Vural Egemen Sarıgöz








Blogunuz için Favicon Hazırlayın

Tarayıcınızda bir site/blog açtığınız da görürsünüz. Site isminin hemen yanında bir simge görülür bu simge her siteye özel olarak özelleştirilebilir. Favicon en çok bir internet kullanıcısı sitenizi sık kullanılanlara eklediğinde faydalı olur. Sık kullanılanlara listesinde sitenize özel bir simge bulunur.

Bir bakıma favicon sitenizin bayrağıdır.

Tabi ki blogger'ın bu yönde bir özelliği mevcut. İster kendi hazırladığınız bir simgeyi isterseniz internette online olarak favicon oluşturma hizmeti veren siteleri kullanarak sitenize/blogunuza özel favicon hazırlayabilirsiniz.

Favicon Nedir?
Favicon ismi ''Favorites İcon'' isminin kısaltılmasıyla kullanılmaya başlamıştır.Maalesef favicon isminin Türkçe'de karşılığı bulunmamaktadır.(buradan teyit edilebilir)

Favicon 16x16 boyutlarında .ico uzantılı bir dosyadır.Mevcut tarayıcılar .gif, png, jpg gibi dosya uzantılı formatları da favicon olarak görebilmektedir.

Ftp ve hosting sahibi sitelerde favicon kodlarla belirlenir ancak Blogger'da bu özellik yönetim panelinden kolayca yapılabilmektedir.

Blogger'a nasıl favicon eklenir?

1-Yönetim panelinize erişim sağlayınız ve yerleşim kısmına geliniz.























2- Hazırladığınız favicon resminini yukarıda gördüğünüz ''sık kullanılan simge'' kısmından yükleyebilirsiniz.


Favicon Nasıl Oluşturulur?
Blogunuza özel faviconu Photoshop yada başka bir grafik programı kullanarak  hazırlayabilirsiniz.

Favicon oluşturmak için online olarak imkan sunan internet siteleri de vardır. Kolayca favicon oluşturabileceğiniz bazı siteler aşağıdadır.

Favicon yapmak istediğiniz resmi .ico uzantısına çevirmenizi sağlayan siteye buradan ulaşabilirsiniz.







Daha fazla favicon oluşturmanıza yarayacak sitelere buradan ulaşabilirsiniz.

Meşhur sitelerin faviconlarından bir kaç örnek görerek yazımıza son verelim.

 

Sizde favicon simgenizi yorumlar bölümünden paylaşabilirsiniz.