Öncelikle herkesin bayramı mübarek olsun.
Bu yazıyı "Niye soru seçiyorsun?" diye bana sitem eden arkadaşa armağan ediyorum.
*
"Falanca kaynak iyi midir", "Birey mi Fem mi", "Pes mi Fifa mı?" sorularını çokça duydum ve itinayla cevaplamadım. Bir de arada, önceki kadar mantıksız olmayan tecrübesiz arkadaşların "kuruntusu" olarak niteleyeceğim "Ben şöyle şöyle bir liseye gidiyorum SBS'm iyi değildi okulumun başarısı da iyi değil ilk on bine girer miyim?" minvalinde (tam böyle değil) sorular da geliyor.
İkisini ortak paydada birleştirebiliriz.
Cevap Tyler reisten gelsin:
Anlamı:
"Sen çözdüğün kaynağın markası değilsin.
Sen gittiğin dershane değilsin.
Sen gittiğin okul değilsin. "
*
Neden?
Kaynaklar genellikle önceki yılların sorularının değiştirilmesiyle oluşturuluyor. Bunu Mart'a doğru "Ya sanki ben bu soruyu daha önce çözmüştüm." diye dejavu yaşamaya başlayınca anlayacaksınız. Mesul olduğunuz konular uzun zamandır aynı. Dolayısıyla çıkan soruların da artık belli bir standardı var diyebiliriz. Yani YGSler bile birbirine benziyorken kaynakların birbirinden çok ayrışmasını beklemeyin. Adamlar da zaten niye gereksiz aksiyona girsinler ÖSYM'ye yakın hazırlamak varken değil mi ama? Ha arada garip kaynaklar çıkıyor yok değil, yine bir kaynak seçimi yapacaksınız tabii. Sınıf arkadaşlarınıza filan sorun, arkadaşlarınızın yapamadıkları sorulara filan bakarak kaynak hakkında bilgi edinebilirsiniz mesela. Ama, forumlarda paso kaynak önerisi konusu açıp yeterli cevap sayısına ulaşana kadar devamlı uplamayın. Abartmayın yani kısaca. Tekrar söylüyorum, ben sınava 1 ay kala bir dershanenin yarıyıl çalışma kitabını bitirdim. 2006 basımıydı. Elimde o vardı ve sorular da ÖSYM sorularına benziyordu. Fem kapsül 2012 Fizik denemesini çözdüm, arkadaş vermişti. 2013'e baktım aynı sorular. Hayır tip itibariyle aynı demiyorum, direkt aynı sorular vardı. Muhtemelen birkaç rötüş yapıp aynısını basmışlardır.
Fem demişken, herkes Femi çok yüceltir. Sanki ÖSYM Feme soruları fısıldıyor da Fem de o fısıltılara benzer soruyormuş gibi. (Son olaylardan sonra böyle bir ihtimal yok artık biliyorsunuz :)) Yine de bir çıkarımda bulunayım. Bizim okulda ilk 6'da (ben 6. olduğum için devamına bakmadım.) ben hariç kimse "Fem", "Final" gibi "kaynaklarıyla meşhur" dershanelerden değildi. Bursa'nın butik dershanelerindendi. Bu dershanelerin kendilerine özgü kaynakları yoktu, kaynaklar toplamaydı. Ha butik dedim ya, oraya gittikleri için de başarılı olduklarını sanmayın. O dershanelere gidip de bir yığın başarısız olan kişi de var çünkü. "Şuraya giden başarılı olur." diyebileceğim bir dershaneyle karşılaşmadım. Ben de Birey'in bir şubesine gittim. Bu şube eskiden başka bir Bursa dershanesine aitti, sonradan iş yapmayıp satmışlar, alan kişi de Birey dershanesi açmış. Benim dönemimde ilk 10 bine 3 kişi de bu eski dershanede varken dershaneye başladı. Yani bunlar isminde "Birey" geçtiği için çok başarılı olmadılar, zaten iyi ve çalışkan öğrencilerdi. Ha şimdi dershanenin bu başarısında hiç mi rolü yok? var, hocalar iyi ve etüt saatleri esnekti. (Reklamı da yapayım burada :)). Neyse detaylı bilgi için: http://azimliyazar.blogspot.com.tr/2013/07/dershane-secimi.html
En önemli mevzuya geldik. Zamanında çok kafama takmıştım. Diyelim 3000'den alan bir yeri hedefliyorsunuz. Okul her sene 5 kişiyi ilk 3000 bine sokuyor. Bu başarı durumu pek oynamıyor. Okulun kapasitesi bu diyorsunuz. İlk 5'e girmeniz gerek. Fakat bakıyorsunuz ki daha sınıfta ilk 5'te değilsiniz. Her taraf fevkalade zeki ve çalışkan insanlarla dolu.
Kendinize güveniniz kayboldu değil mi?
Yavaş kaybolsun.
1- Fevkalade zevki ve çalışkan insanlar arasında son sene hatalar yapıp veya son senenin son üç saatinde hatalar yapıp kendisinden beklenen başarıyı yakalayamayanlar çıkabilir. Üzgünüm bu siz de olabilirsiniz, ama planınızı buna göre yapmayın sakın. Siz başarılı olacak taraftanız. Eğer bu tarafa düşerseniz hayat size ufak bir oyun oynamıştır. Çözüm basittir; ya beklentiyi biraz düşürüp aynı bölümden başka bir üniversite yazarsınız (tıpçılar bunu çok yapar) ya da mezuna kalıp başarılı olursunuz. Problem değil.
Sonuç olarak ilk 5'e giremezsiniz diye bir şey yok. Özellikle not ortalamasına bakarak bu yargıya varmanız imkanız. YGS'de 1. totalde 2. olan arkadaşın karne ortalaması 87 mi neydi, ilk sene matematiği 1'di. Adam not ortalamasına göre 15-20. filandı herhalde.
2- Tekrar söylüyorum, sen gittiğin okul değilsin.
Bunu da okulumdan yola çıkarak söylüyorum.
(Derece sayılabilecek başarıları yazıyorum, okul kayırdığım yok. Okul sayısal ağırlıklı olduğu için TMlere bakmadım kusura bakmayın.)
2010'da bizim okul 14 tıp 7 diş çıkarmış. 2 Boğaziçi Endüstri 1 İTÜ Elohab var.
2011'de 15 tıp 6 diş. 2 ODTÜ Endüstri 1 İTÜ Elohab 1 İTÜ Endüstri 1 Bilkent Makine
2012'de okul görülmeyecek bir başarıya imza atıyor. 26 Tıp çıkıyor okuldan. Herkes 2012 dönemindekilerle övünüyor. Bu arada yine 7 Diş. 1 Boğaziçi EE 1 Boğaziçi Bilgisayar 1 ODTÜ EE 1 Bilkent Endüstri. Mühendislikleri yine tercih eden olmamış.
Ben 2012'ye bakıyorum, benim istediğim mühendislik bölümünden yani bilgisayardan sadece 1 Boğaziçi Bilgisayar var. Gerisi derece isteyen bölümler değil. Panik oluyorum haliyle.
Fakat 2013 dönemi 2012'yi katlıyor. Okuldan tam 32 tıp çıkıyor. Vuhuuu. 11 Diş. 1 Bilkent EE 3 ODTÜ EE 3 ODTÜ Makine 1 Bilkent Endüstri filan okul coşuyor yani. (O kadar da coşmuyor gibi görünebilir gerçi ama bu okula zamanında en yüksek puanla giren kişi 8000. filan idi.)
2014'te biraz düşüş olmuş ama buna yakın bir başarı var.
Okulumu daha fazla övmeden sadede geleyim. Görüldüğü gibi not ortalamasında 15-20. olan adam geliyor okulun ikincisi çıkıyor, okul 2013'te 2010 ve 2011'de çıkardığı doktor sayısının toplamından fazla doktor çıkarıyor. Kısacası okulun önceki başarılarına ve okul içinde kafadan oluşturduğumuz kendi sıralamamıza bakarak başarımızı tayin edemeyiz.
Kaynak araştırmaya veya okulun başarılarını incelemeye odaklanmayın, çalışmanıza odaklanın, gerisi gelecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder