31 Ağustos 2012 Cuma

Fuub Yeni Portalı ile Yayında


Türkiye'nin ilk webmaster forumları arasında yer alan Fuub.net, aynı zamanda wm subdomainiyle bünyesinde ilk webmaster araçlarını da barındıran forum niteliğindedir. Ping Submit, Seo Aracı, Trustrank, seo analizi ve yeni Fuub'a özel birçok uygulama ile webmasterların birçok ihtiyacını karşılayacak ve çalışmalarına hız verecek yapıda. Birinci güncellememiz olan bu güncellemeden sonra onlarca yeni özelliği de bünyesine katacak ve üyelerin birbiri ile etkileşimini arttıracak yeni çalışmalara yer vereceğiz.
Fuub Yeni Özellikleri

Seo Analizi

Site içi seo, sitenizin arama motoru sıralamasında oldukça etkili bir yere sahiptir. Sitenizin birçok site içi seo kriteri bakımından hızlı ve kusursuz analizi yapılarak hataları ve doğrularının gösterildiği bu analizle, yönergelere uyarak sitenizi tam seo uyumlu hale getirebilirsiniz.

Site Analizi
Sitenizi 18 farklı özelliğini aynı anda analiz edebileceğiniz Site analizi sayesinde, sitenizin kalitesini ve gücünü ölçebilir, rakiplerinizle kıyaslayarak zayıf yönlerinizi tespit edebilirsiniz. Sayfa Hızı, Link Sayısı, Trustrank Değeri, Pagerank Değeri, Alexa Değeri ve Backlink Sayısı gibi birçok faydalı özelliği çok kısa sürede öğrenebilirsiniz.

Trustrank Sorgulama
Siteler ait pagerank değerinin kolayca manüple edilebilir olması sebebiyle, çıkarılan yeni bir hesaplama tekniği olan Trustrank daha güvenilir ve kesin sonuçlar vererek sitelerin doğrudan arama motorundaki sonuçlarıyla orantılı gerçekçi değerler oluşturmaktadır. Önceleri, pagerank değeri 2 olan site 5 olan siteyi nasıl geçiyor gibi onlarca soruya cevap aranırken, artık birçok kişi tarafından pagerankın seo üzerindeki etkisinin olmadığı anlaşılmıştır. Trustrank hakkında daha kapsamlı bilgi için sitemizde daha önce yayınlanmış Trustrank Nedir ve Nasıl Çalışmaktadır Trustrank yazısına göz atabilirsiniz. Peki Google’ın yaptığı sıralamanın algoritmik olarak bir değer karşılığı yok mudur ? Bu değer Trustrank’tır. Ancak şu ana kadar hiç kimse tarafından bilinememiş ve hesaplanamamıştır.

Trustrank Checker Sitesi, özel algoritması ile, site dışı yüzlerce kritere göre bir değer oluşturarak bu sonucu ekrana getirmektedir. Bu sayede sitelerin Google sırasıyla eş değerli Trustrank puanlarını öğrenebilirsiniz.


 Whois Sorgulama

Web adreslerinin kayıtlı olup olmadığı, hangi şahsın veya firmanın adına kayıtlı olduğu, ve hosting bilgileri gibi birçok bilgiyi öğrenebileceğiniz bir araçtır. Özellikle domainlerin seo açısından önemli bir özelliği olan, kayıt tarihi ve tescil bitiş süresi oldukça sık incelenen özellikler arasındadır.


 Detaylı Bilgi Sistemi

Web sitelerinin Başlık bilgisi, meta bilgileri, ip adresi, sayfa boyutu ve detaylı Alexa bilgileri gibi birçok bilgi sunmaktadır.


 Ping Submit

Ayrı bir yapı üzerinden yayına başlayan Pingsubmit.com, Yeni portalı ile fuub bünyesine katılan sistemlerden bir tanesidir. Sitelerin arama motoru botları tarafından hızlı farkedilerek daha hızlı indexlenmesi seo açısından önemli bir konudur. Ping Submit, sitelerin ve hatta backlinklerinizin hızlı index almasını sağlayacak araçları içermektedir.
Search Engine Submit, yüzlerce arama motoruna tek form ile kayıt olmanızı sağlar.
Sitemap Ping Submit, site haritanızın arama motorları tarafından hızlı ziyaret edilmesini sağlar. 
Auto Ping Sistemi, sayfalarınızı ve backlinklerinizi toplu olarak pingleyebileceğiniz bu araç aynı zamanda ping raporu da sunmaktadır.
Auto Backlink Oluşturucu, sorgulama siteleri üzerinden sitenizi pingleyerek, daha hızlı indexlenmesini ve yüzlerce Alexa backlink elde edilmesini sağlamaktadır.


 Anahtar Kelime Rekabet Ölçer

Seo çalışması planlaması yapılırken, anahtar kelimelerin rekabet düzeyleri büyük önem taşır. Yapılacak çalışmaların vadesi ve büyüklüğü tamamiyle bu rekabete bağlıdır. Anahtar kelime rekabet ölçer sistemi, her anahtar kelimenin en güncel (24 saatte bir güncellenen) rekabet durumunu görmenizi sağlar. Aynı zamanda sistem bünyesindeki ekstra özellikler sayesinde, en çok sorgulanan kelimelerle, rekabeti en yüksek olan kelimelere rahatlıkla ualaşabilirsiniz.


 Seo Testi

Seo Bilginizi test ederek, bu konuda ne kadar yeterli olduğunuzu öğrenebilir ve test sonucuna göre bilmediğiniz konuları farkederek kendinizi geliştirme imkanı sağlar.


 Blogdan Son Konular

Webmasterlara hitap eden bilgi içerikli güncel konuların yer aldığı Fuub Blogundan son konulara kolayca erişebilir ve blogu, portal üzerinden takip edebilirsiniz. Web dünyası, teknoloji haberleri, girişim haberleri, seo ve sosyal medya ağırlıklı içerikleriyle birçok önemli konuda en yeni bilgileri içermektedir.


 Webmaster Destek

Türkiye’de bir ilk olan bu sistem sayesinde, tam bir yapay zekaya sahip bot ile sohbet edebilir veya webmasterlarla ilgili birçok konuda destek alabilirsiniz. Zaman içerisinde bilgi düzeyi sürekli arttırılacak olan “webmaster destek asistanına” öğretilebilir bilgi özelliği sayesinde herkes bildiklerini de öğretebilecek. Henüz yapımı devam eden sistem kısa süre sonra eksiksiz bir şekilde yayınına başlayacaktır.


 Forumdan Son Konular

Fuub forumunda son konular ve paylaşımlara kolay bir şekilde erişmenizi sağlayan bu modül ile forumu daha hızlı takip edebilirsiniz.




Htaccess Editörü

Htaccess dosyasının birçok özelliğini kullanarak sitenize yönergeler tanımlayabilir, seo açısından eksikliklerini giderebilirsiniz. Htaccess dosyasınızı oluşturmak için kodlama bilgisine gerek duymadan, kolay arayüzü ile sadece hangi özellikleri barındırmasını istediğinizi belirtmeniz yeterlidir.


Yakın zaman içerisinde birbirinden faydalı yeni sistem ve özellikleri de Fuub’a dahil ederek, webmasterların tüm ihtiyaçlarını tek kanal üzerinden yapabilmelerine imkan sağlayacağız. Eleştiri ve önerilere tamamen açık olan Fuub’a tüm iletilerinizi forum üzerindeki ilgili konulardan gönderebilirsiniz.

30 Ağustos 2012 Perşembe

Beynim İsyanda , Dilim Sükutta , Kalbim Tevekkülde(!)

Bu günlerde karmakarışık duygular içerisindeyim. 1 ayı geçkin süredir maddi ve manevi sıkıntılar ruhumu sarıp sarmalamış durumda... Her şey de bir hayır vardır diyen inancımın gereği başıma gelen her musibetin bir hayırdan öte olmadığını düşündürüyor.  

Beynin İsyanda...
Beynim olayları akıl süzgecinden geçirdikten sonra , her olayın derinliklerinde bir mantıklı hareket aramaya koyuluyor. Bazı zamanlar kelime oyunları ile aklımı bulandırarak isyana kadar sürüklenerek asi bir beyin oluveriyor. Tam beyinde isyana dönüşenler dilimde haykırışa dönecekken....

Dilim Sükutta...

 ... Dilim sükut ederek , susmasını biliyor... Dilim inadına susuyor. Kimsenin bilmemesi gerekenleri içinde tutuyor ve haykırmadan kendi içine patlatıveriyor duygularına tercüman olacak cümleleri... Tam da dilim beynimin peşine düşmüş giderken , birden bire kalbim çıkıyor önlerine....

Kalbim Tevekkülde...
''... Nereye böyle... nereye gidiyorsunuz'' diyor... Hayırda Allah'tan , Şerde Allah'tan diyerek dumura uğratıyor beynimi ve dilimi... Bizi yaratan Rabbimiz bize ne verdiyse ona sabretmeli ve şükretmeliyiz diyor. Kalbim beynime ve dilime sırtını dönerek... ALLAH diye zikire başlıyor... Artık beynin devre dışı kaldığı , dilin damağa yapıştığı ve Kalbin Allah dediği andayız...

Allah de kalbim Allah de...

Vural Egemen SARIGÖZ
31/08/2012

25 Ağustos 2012 Cumartesi

Cehennem Melekleri-2 Filmini İzledim.


Bu gün hafta sonunun verdiği fırsatla Adana M1 Real Alış-veriş Merkezinde bulunan Cinemax'ta 21:30 seansına Cehennem Melekleri filmine dört arkadaş bilet aldık. Filmin vizyona girmesini dört gözle bekliyordum ama kısmet bu güneymiş. 

Cehennem Melekleri-2 filmi beklediğimden de hareketli çıktı. İlki kadar güzel hatta ilkinden daha fazla aksiyon sahneleri bulunan bir film olmuş diyebilirim.

Film bir kurtarma operasyonu ile başlıyor ve sonuna kadar aynı tempo ile devam ediyor.Arnold bu filmde ''I'm back'' repliği ile filme damgasını vurmuş.

İlk filmde de yer alan Arnold ve Willis bu filmde daha fazla replik ile karşımıza çıktılar.

Chuck Norris bu filmde kısa ama etkili bir şekilde yer alıyor.  İlk filmde çok fazla yer alan Jet Li ise 2. filmde kısa bir süre görünüp kayboluyor. 

Bu filmde kötü adam Van Damme ise gerçekten üstün bir performans ile Rambo'ya iki tane döner tekme sallıyor. :)

Filmi oldukça başarılı buldum. Film tam da olması gerektiği gibi... Bazıları filmi 90'ların aksiyon filmlerine benziyor diye eleştirse de bence film 90'ların kahramanları ile çağın ötesinde bir yapım olmuş. Filmde ki vurulma efektleri oldukça gerçekçi ve başarılı idi. 

Mutlaka izlemenizi tavsiye ederim . Tipik bir aksiyon filmi konusu olsa da aksiyon sahneleri kaçmaz. Özellikle sinemada izlenmesi gereken bir çok sahnesi mevcut...

24 Ağustos 2012 Cuma

Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi



TURAN İÇİN ATILAN İLK ADIM...
HER ÜLKENİN ÖZ BAYRAĞI VAR ELBET AMA BU BAYRAK TÜRK BİRLİĞİNİN BAYRAĞI,AVRUPA BİRLİĞİNDE OLDUĞU GİBİ... HAYIRLI OLSUN...

Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye`nin oluşturduğu Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) bayrağı kabul edildi.

Bilindiği üzere Türk Konseyi`nin Sekretaryasına Dair Ev sahibi Ülke Anlaşması`nda ortak bayrak konusuna da değinilmiş ve “Türk Konseyi bayrağı ve amblemi binalar ve müştemilat üzerinde ve resmi amaçlar için kullanıldığında ulaşım araçları üzerinde sergilenecektir” ifadeleri kullanılmıştı.

Türk Konseyi Genel Sekreteri Halil Akıncı, Bişkek zirvesinde birçok önemli konularda anlaşmaya varıldığını ifade etti. Akıncı, Türk Konseyi bayrağının kabul edildiğini de açıkladı.

Kabul edilen ortak bayrağı anlatan Akıncı "Bayrağın ana rengi mavi olacak. Bu Kazakistan'ın bayrağı. Ortada yerleşecek olan hilal ise Türkiye'yi temsil edecek. Ay üstünde Azerbaycan bayrağındaki yıldız olacak. Hilalin dış kısmını ise Kırgızistan bayrağının güneş ışını kaplayacak." dedi.

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da bayrağın kabulünü Türk Konseyi'nin kurumsallaşması adına yeni bir adım olarak değerlendirdi. Davutoğlu, "Bu bayrak, Türkçe konuşan halkları daha da yakınlaştıracak." dedi.


23 Ağustos 2012 Perşembe

Türk Milleti'ne Çağrı


Gencay Dergisinin Ağustos 2012 de yayınlanan 7.sayıda yayınlanan makalemdir. Yayınlanmasında emeği geçenlerden Allah(c.c.) razı olsun...


Türk Milleti tarih boyunca adından sıkça söz ettirmiş, tarihin seyrini değiştirecek hamlelerde bulunmuş, savaşla fethettiği topraklarda yaşayan insanların gönüllerini de hoşgörü ve samimiyet ile fethetmiş, muzafferiyetlerini imanlarının bir tecellisi olarak görerek, darda kalınca sabır, 
bollukta olunca şükretmiş bir millettir.Tarih boyunca çadırdan, beyliklere, beyliklerden, devletlere uzanan zaferlerini Cihan Hâkimiyeti düşünceleri  ile süslemiştir.


Türk’ün Cihan Hâkimiyeti düşüncesinde bir değişiklik olmamıştır ancak dünyanın savaş stratejisinde oldukça büyük değişiklikler olmuştur.Türk Milleti dünya üzerinde hep en büyük 
devletlerin arasında yer almıştır ki bu sebepten bütün dünyanın tüm hasetliği Türk Milleti’nin üzerinde olmuştur. Cumhuriyetimiz kurulduktan sonra elimizde tutmayı başardığımız toprakların 
dışında elimizden çıkardığımız toprakların üzerinde bu gün İngilizler, Amerikalılar, Almanlar, Fransızlar, Çinliler,Hindistanlılar, Japonlar, Ruslar, Brezilyalılar gibi milletler yaşamaktadır. 

Ey Türk Milleti!
Sana seni anlatmak imkânsız ve beyhudedir. Seni tarihin derinliklerinde yer alan zaferlerin, namının ulaştığı kıtalar anlatsın. Üzerinde yaşadığı topraklar Türkiye Cumhuriyeti topraklarıdır. Bu 
topraklar Türk’ün son kalesidir. 

Ey Türk Milleti!
Artık düşmanını tanımalısın ki düşman artık aşikâr değildir. Eskiden yalın kılıç ile karşına dikilen düşmanı iman gücü ile devirip tarumar ederdin. Artık düşmanların kılıçlar ile karşına dikilmeden, sana bir fiske dahi vurmadan seni alt edebiliyor. Düşmanlarını tanı, tekniklerini öğren. Sana karşı kullandıkları metotları bertaraf edecek yöntemler geliştir.


Üzerinde yaşadığımız toprakları elbette ki hiçbir düşman bilek gücü ile elimizden alamaz ancak düşman sinsi bir şekilde pusuda yatmaktadır. Bilek gücü ile alamadığı topraklarımızı bu gün para ile satın almaya çalışıyorlar.Yıkmayı başaramadıkları imanımızı bu gün televizyonlarda yayınlanan Türk’ün örf ve âdetine uymayan, karakteristik özelliklerine ters düşen yayınlarla 
devirmeye çalışıyorlar. Birçok kez de başarıya ulaştıkları gün gibi aşikârdır. Türk Milleti’nin en büyük özelliği namuslarına olan düşkünlüğüdür. Bu sebeptendir ki bayrak, vatan, millet, din, 
dil, toprak gibi değerler namusa eşittir.Bundan 15 yıl öncesine kadar bırakın Kürdistan’ı hiçbir kimse Kürt diye bir ayrımcılığı ağzına alamazken, bu gün ülkemizin doğusunda yer alan Hakkâri, 
Şırnak, Diyarbakır gibi illerimizde Kürdistan çığırtkanlığı yapılmaktadır.

Ey Türk Milleti!
Bu topraklar üzerinde her gün askerlerimiz şehit düşerken, bu topraklar üzerinde her gün Kürdistan hayalleri kurulurken, anaların gözyaşları akarken, bayrağın alaşağı edenler, yakanlar varken bu sessizliğinin sebebi nedir?Türk Milleti’nin tarihi boyunca askerlerini baş üstünde tutması ile takdir edilmişken, bu gün askerlerini, subaylarını, paşalarını hapse attıranlara karşı bu sessizliğinin sebebi nedir?


Allah ile aldatanların oyunlarına göz göre göre gelişin, dininin üzerinde Hıristiyanlık inşa etmelerine sessizliğinin sebebi nedir?Bu topraklar üzerinde yıllarca bizimle beraber yaşamış Kürt Kardeşlerimizi kışkırtıp, onları kandıranlara verilecek bir cevabın yok mudur?

Ey Türk Milleti!
İçinde bulunduğumuz dönem içerisinde iktidar gücünü elinde tutanların çizdiği pembe tabloya kanmayı bırak, sana vaat edilmiş olanlar ile senin üzerinde gerçekleştirilmeye başlanan kirli oyunları birbirinden ayırt et artık.


Ey Türk Milleti!
Sana okunan istikrar masalını, barış mavalını artık dinleme. Ülkemizin dış borcu her geçen gün artarken, iç borcumuz dış borcumuza oranla gedik şekline bürünmüşken, sana sunulan refahın 
yalnızca istikrar kelimesinin arkasına saklanmış bir acziyet olduğunun farkına varmalısın.
Sana para, pul, servet, hazine refah ve salahiyet getiremez.Hüseyin Nihal Atsız 1934 yılında Orhun Dergisinde yer alan bir makalesinde şu satırları bizlere armağan ederek ‘’  Yahudi 
denen mahluku dünyada Yahudi’den ve sütü bozuktan başka kimse sevmez’’(Nihal Atsız 
Orhun Dergisi 7.Sayı) diyerek bizim mevcut düşmanlarımızı ve gelecekte karşımıza çıkacak düşmanlarımızı işaret etmiştir.Düşmanlarını tanı, bugün gözle görülmeyen düşmanlar ve onların 
düşmanlıklarını süsleyen sezilemeyecek hileleri vardır. Topraklarımız üzerinde başka devlet kurma çabasında olanlar var. Bu çabayı boşa çıkarmak için bir şeyler yapmalısın. Mevcut hükümetin göz boyamaları ile kendini kandırma ya da kandırmalarına müsaade etme.
Türk Milleti’nin en büyük zafiyeti merhametidir. Mevcut düzende karşına çıkan her olayı ve durumu bir tehdit olarak görüp analiz etmeden gözünün önünde ayırma. İsrail’in yani Yahudilerin 
bu gün topraklarımız üzerinde kurduğu hayalleri az çok biliyorsun. Kürdistan hayali ile kandırılan Kürt kardeşlerimizi, dağda öldürülen ya da yakalanan teröristlerin birçoğunun Kürt dahi olmadığını (Ermeni, Yahudi) biliyoruz. O halde kendini bu oyunlardan koruduğun kadar Kürt kardeşlerimizi de bu oyunlara arşı bilinçlendirmek vazifendir.

Ey Türk Milleti!
Unutma ki seni alt etmelerinin tek yolu dinini, dilini ve değerlerini bertaraf etmekten geçer. Bu gün Türkçemizin ne kadar yara aldığını gençlerimizin iki dudağı arasından çıkan cümlelerden 
görebilirsin, bu gün dinimizin ne kadar sabote edildiğini birçok televizyon kanalında ‘’Hıristiyanların ve Yahudilerin cennete gideceği’’ safsatasından anlayabilirsin. Değerlerimizin ne kadar alaşağı edildiğini, ülkemizin doğusunda askerimizin, polisimizin, bayrağımızın ve 
topraklarımızın acziyetinden öğrenebilirsin.

Ey Türk Milleti!
Sen kandırılırken doğmamış çocukların katlediliyor. Daha kalu belada bekleyen torunların şimdiden işgal altındaki topraklarda sürünüyor. Senden önce sana bu toprakları layıkıyla emanet eden atalarının kemikleri şimdiden sızlıyor.Unutma! Bir gün bu topraklar üzerinde 
yabancı devletlerin bayrakları dalgalanırsa senden ne kul, ne Hak razı olmayacaktır.

Ey Türk Milleti!
Devletine, milletine, bayrağına, toprağına, vatanına, askerine, polisine, doktoruna, öğretmenine, hemşirene, mühendisine, mimarına, yazarına, yaşlına, gencine, oğluna, kızına, dinine, kitabına sahip çık!Aksi takdirde onulmaz yaraların, derman bulmaz dertlerin, gözü yaşlı anaların,kızların, başı yere eğilmiş babaların, dedelerin olacaktır. Sana armağan edilmiş olan bu bayrak, bu toprak iki cihanda da yakanı bırakmayacaktır.Allah azze ve celle olandır. O yüce kudret
sahibidir. O kendisine iman edenleri korur ve gözetir. Senin elinden Hakk’a olan tevekkülünü alırlarsa Tanrı’nın sana olan merhameti ve muzafferiyeti yok olacaktır. Allah Türk’ü korusun ve yüceltsin ancak Türk, kendisine verilen değerleri korumaya gayret ederse…
Bu topraklara toprakların üzerindekiler sahip çıkmazsa bu topraklar altında yatan şehitlerimiz sahip çıkacaktır. 


Ey Türk Milleti!
Bu topraklar için mücadele et ki, bu topraklar altında yatanlar sana yardıma gelsin ancak sen bu topraklar için mücadele etmezsen, bu topraklar altında yatan şehitlerimiz bu topraklar için 
mücadele eder ve mücadelesi sona erdiğinde sana iki çift söz eder.

Tanrı Türk’ü asıl şimdi korusun…

Vural Egemen SARIGÖZ
Kaynaklar; http://www.gencaydergisi.com/dergi/GencayDergisi07-Agustos2012.pdf
                   http://www.gencaydergisi.com/Sayi07-Agustos2012.aspx







22 Ağustos 2012 Çarşamba

İnteraktif Pazarlama Zirvesi 2012 : "Türkiye interaktif ekonomiyle büyüyor!"

Türkiye’nin ilk ve en geniş kapsamlı interaktif pazarlama etkinliği İnteraktif Pazarlama Zirvesi 19-20 Eylül 2012 tarihlerinde yedinci kez katılımcılarıyla buluşmaya hazırlanıyor. Bu yıl İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenecek ve "İnteraktif Ekonomiyle Büyüyen Türkiye" temasıyla kapılarını açacak olan zirvede iki gün boyunca Türkiye’den ve yurt dışından onlarca pazarlama profesyoneli IPZ platformunda olacak.

#bizeheryerinteraktif

Ya size?

Kısacası İPZ 2012’de, internet mecrasının "ekonomik değer yaratan" tüm bileşenlerini konuşacağız. İnteraktif yatırımları, bu yatırımların geri dönüşünü ve interaktif pazarlamanın ekonomiye doğrudan katkısını, sayısal sonuçlarla ve rakamların konuştuğu bir içerikle iş dünyasının önüne sermeyi planlıyoruz. Bunun yanı sıra son iki yıldır olduğu gibi bu yıl da gençleri unutmuyor ve zirvenin ikinci gününde "İPZ Youth" ile 400 üniversite öğrencisini zirveye davet ediyoruz. Ve iki gün boyunca #bizeheryerinteraktif diyoruz!

"Bu mecrada bir şeyler oluyor!"

Bunun artık hepimiz farkındayız. Peki ne olduğunu gerçekten biliyor musunuz? Sektör inanılmaz bir hızla gelişirken, bu hıza nasıl ayak uyduracağınızı biliyor musunuz? Bu büyümedeki rolünüzün farkında mısınız? Pastadan yeteri kadar büyük bir dilim alabiliyor musunuz? Tüm bu soruların ve çok daha fazlasının yanıtını öğrenmek için 19-20 Eylül tarihlerinde sizi İPZ’12’ye bekliyoruz.


İPZ’12, Marketing Türkiye ve MMI işbirliğinde 19-20 Eylül tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde… "Detaylı bilgi için www.ipz2012.com adresini ziyaret ediniz."


  Bir bumads advertorial içeriğidir.

18 Ağustos 2012 Cumartesi

Ramazan Bayramımız Mübarek Olsun



30 günlük bir oruç ibadetinin ardından mübarek bir kutlama ve sevinç olarak Ramazan Bayramına eriştik. Ramazan Bayramının ilk günü hep şunu düşünürüm. Bütün hayatım bunu sorgulamakla geçmiştir. Bir gün bile oruç tutmayanlar bütün ramazan ayı boyunca oruç tutanlardan daha güzel bir bayram geçirirler. Bunun cevabını Bir Mürşid-i Kamil şöyle cevaplayarak bütün hayatım boyunca cahillikle sorgulamalarıma bir son vermiştir. '' Dünya onların ahiret bizim olsun '' 


Bu vesile ile Mübarek Ramazan Bayramının Türk-İslam alemine hayırlar getirmesini dilerim...

Vural Egemen SARIGÖZ
18/08/2012

Mehmet Ildırar(Yarbay) Hakk'a Yürüdü!


İnsanların söylemekte zorlandığı bazı haberler vardır. Genelde vefat haberlerini söylemek en acı şeydir. Mehmet Ildırar nam-ı diğer Yarbay Hocamız Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Kendisinin yolumuza ışık tutan sohbetleri ve kitapları sonsuza kadar yaşayacaktır.  Gavs-ı Sani Hazretleri(k.s.) o muhteşem zat için '' 70 evliya gücündedir'' derdi. Hizmet nimettir sözünü felsefe edinmiş biri olarak hizmette hep en önde idi.  Mehmet Ildırar Hocamızın vefat haberini Serdar Tuncer'in twitter hesabından öğrendim. Şöyle diyordu Serdar Tuncer '' Mehmet Ildırar (Yarbay) rahmet-i rahmana yürüdü, başımız sağolsun,Allah rahmet etsin. Ramazanı bitirip bayrama gitti sanki El-fatiha...'' Fatihalar onun aziz ruhuna olsun... 18 Ağustos 2012 Cuam günü saat 05:45'te Hakk'a yürüdü. Ramazan ayının son günü vefat ederek belki de cennette bayramlaşmaya koştu... Rabbim onu makamında kutlu eylesin. Mekanı Cennet , yeri Resulullah'ın yanı olsun...


Bir sohbetini dinleyerek Yarbay Mehmet Ildırar Hocamızı yad edelim...



15 Ağustos 2012 Çarşamba

Teknoloji Uzmanı Kedi Pati


Turkcell’in Temmuz ortası piyasaya sürülen telefonu MaxiPLUS 5’i sonunda yakından görme şansım oldu. T serisinin en son üyesi MaxiPLUS 5’te de diğer kardeşleri gibi Android işletim sistemi kullanılmış. Özellikle telefonun hafifliği ve tasarımı çok hoşuma gitti. Arka kapağının hissiyatı ve üzerine basılan logo çok güzel duruyor.
3.5 inç boyutundaki HVGA teknolojisine sahip ekranı ve dokunmatik kalitesi çok başarılı. 5 MP kamerası, NFC desteği ve Mobil Asistan uygulamaları da telefonu rakipleri arasında öne taşıyor. Özellikle Mobil Asistan, Türkçe anlaması ve Turkcell tarafından geliştirilmiş olması ile adeta Siri’ye rakip olmuşa benziyor. Bu incelemeyi yazmadan önce diğer insanlar ne düşünmüş telefon hakkında diye bir araştırma yaparken gözüme bir hayli ilginç bir inceleme videosu takıldı. Turkcell MaxiPLUS5’i benim gibi bir çok insanın yanı sıra bir de kedi incelemiş. Adı Pati olan bir kedi, inanılmaz ama gerçek, kutudan USB çıkarıyor, televizyon kanalları arasında geziyor, scroll ile radyo ayarlıyor. Kesinlikle seyretmeniz gerekiyor.. MaxiPlus5 hakkında daha fazla bilgi almak istiyorsanız tıklayın. Bir bumads advertorial içeriğidir.

14 Ağustos 2012 Salı

“Bağımsız Kürt Devleti” Propagandası


Farsların gayet geri ve iptidaî bir kolu olup İran, Türkiye ve Irak’ta yayılmış bulunan Kürtleri bir devlet ve millet durumuna getirmek yolundaki istekler epey eskidir…

Bütün iptidaî topluluklarda olduğu gibi Kürtlerde de yabancı devletlerin kışkırtmasıyla başlayan bu hareket Kürt çoğunluğu arasında değil, onların zengin ağa sınıfı ile okumuşları arasında itibar görmüştür. Çünkü bağımsız bir Kürdistan’tan faydalanacak unsur bunlardır. Kurulacak Kürdistan’da idareci ve yüksek sınıf olacaktır.

Birinci Cihan Savaşı sonunda ortaya çıkan “Kürt Teâli Cemiyeti”, Osmanlı Devletinin kendisinden sayarak yüksek makamlara getirdiği Kürtler tarafından kurulmuştu. Dergileri yayınlanıyordu.

Mütareke yıllarında Kadıköy Sultanisi’nde okurken Arapça ve Siyer-i Nebî hocamız olan Mihri Efendi, Kürt milliyetçisi olduğu için bize Türklük ve Türkçülük aleyhinde propaganda yapar, Kürt dergileri dağıtırdı. Bir gün: “Sakın Türk’üm demeyin. Öteki unsurları gücendirirsiniz. Osmanlıyım diyin” diye öğüt vermişti. Dağıttığı dergilerin birinde Kürtlerin Asurlular neslinden geldiği yazılıydı. Kürtleri öven bir manzumede de “sularla dağların kib-i gururûndan doğan Kürtler” diye bir mısra vardı.

Tabiî bütün bunlar köksüz, iptidaî bir cemaat olmanın verdiği zavallılıktan doğuyordu. Zencilerin, kendilerini eski Mısır medeniyetini yaratan insanların torunları diye görmek istemeleri gibi Kürtler de Asurluların soyundan geldiklerini iddia ederek biraz itibar kazanmaya çalışıyorlardı. Fertlerdeki aşağılık kompleksinin bir takım atıp tutmalara sebep olması gibi bunlar da sularla dağların kibrinden ve gururundan doğduklarını hayal ediyorlardı.

Millî zaferden sonra bütün vatan hainleriyle birlikte Kürtçüler de sinmiş, Mihri Efendi de sakalını kazıyarak avukatlığa başlamıştı. Atatürk’ü öven bir yazısını hatırlıyorum.

Bugün Kürtçülük safsatası yine hortlamıştır. Yalnız Millî Güvenlik Kurulu’nun değil, herkesin bildiği gibi Türkiye’de bağımsız Kürdistan kurmak isteyen bir güruh vardır. Bunlardan bir takımı Milli birlik Hükümeti zamanında tutuklanmış, sonra delil yetersizliğinden ve aflardan faydalanarak salıverilmiştir. İçlerinden bir tanesi senatör seçilmiş, fakat Amerika’ya kaçarak kürtçülük yapmaya başlamıştır.

Kürtçüler, açıkça kürtçülük yapamayacakları için davalarını “Türkiye’nin doğusu davası” haline öne sürmekte ve Türkiye’nin doğusunun da “Türk” olduğunu unutmuş gözükmektedirler. Şimdilik yaptıkları başlıca iş, bir Türk davasının mevcut olduğu hakkındaki yayınlarıdır. Bu yayınla doğunun Kürt ülkesi ve Kürtlerin de mühim bir millet olduğu umumi efkâra kabul ettirmek istemektedir.

İstanbul’un mühim gazetelerinden olan Yeni Gazete’nin 1967 Mart sayılarında “Barzani’nin Karargahında” başlığı ile çıkan bir tefrika bu bakımdan dikkate değer.

Tefrikayı yazan, doğan Kılıç Şıhhasananlı adında Alevi bir Kürt’tür. Uzun yıllar Amerika’da kalarak yetiştirildikten sonra Türkiye’ye dönmüş ve kürtçülük yapmaya başlamıştır. Özel konuşmalarında bu propagandaya tanık olanlardan biri Ötüken Yazı İşleri Müdürü Mustafa Kayabek, biri de Ankara’da Kimyager İsmail Hakkı Gökhun’dur. Doğan Kılıç Şıhhasananlı, son defa Elbistan’daki bir saz şairleri toplantısını kürtçülük ve Alevilik toplantısı haline getirdiği için tutuklanmış olan kişidir.

Yeni Gazete’de 8-29 Mart 1967 tarihleri arasında da devam eden tefrika, Barzani’yi ve hareketini anlatmaktan ziyade kürtlük ve kürtçülük yapmak gayesiyle kaleme alınmıştır. Çünkü bu tefrikada “Mareşal (!) Mustafa Barzani” bir devlet başkanı olarak tanıtılmaktadır. Bu devletin valileri, kumandanları, milli emniyet teşkilatı, mahkemeleri, okulları, kanunları ve her şeyi vardır. Hareket tamamiyle milli bir harekettir ve Hırıstiyan Kürtler de bu hareketin içindedir. Barzani’nin yanındaki Kürtler’den bazıları Türkiye Kürtleridir.

Tefrika bittikten sonra şu hükme varılabilir ki bunu okuyan Türkiyeli bir Kürt, bu masallara biraz inandığı takdirde kendi devletine hizmet için Barzani’nin yanına gitmek arzusu pekala duyabilir.

Doğan Kılıç, kürtçülük düşüncesine kendini o kadar kaptırmıştır ki 8 Mart tarihli tefrikaya kendisinin, iki Kürt muhafızla birlikte çekilmiş bir resmini koymaktan nefsini alamamıştır. Bu resimde Doğan Kılıç da Kürt kılığında ve elinde tomson olduğu halde gözükmektedir. Zaten Barzani gibi komünist ülkesinde yetiştirilerek komünist usulü çetecilik yapan bir adamın dağlardaki karargâhına kadar giderek onunla konuşabilmesinin kerâmeti herhalde Doğan Kılıç’ın şahsiyetinin Barzani’ye güven vermesidir.

Bu tefrika her bakımdan bir kürtçülük propagandasıdır demiştik. Delilleri şunlardır:

Barzani, Mao-çe-tung kadar büyük bir gerillâcıdır. (8 Mart tefrikası)

İran, Irak ve Türkiye’nin bazı parçaları Kürdistan’dır. Mesela Barzani, İran Kürdistanı’nda Mahabat Kürt Cumhuriyetini kurmuştur… (8 Mart tefrikası). Irak Kürdistanı’nda soyadı yoktur. (17 Mart tefrikası). Türkiye’de Türkmen sülâleleri Kürdistan’ı işgal etmişlerdir (11 Mart tefrikası).

Barzani’nin eşkiyalarından İsa Suvar “Zaho kahramanı” (11 Mart tefrikası, İsa Bey “kuzey kolordu kumandanı” (19 Mart tefrikası), Ahmet Salih “Kerkük valisi” (25 Mart tefrikası), Sıddık Emin “Gıleha bölgesi ikinci merkez kumandanı”dır (25 Mart tefrikası).

Görülüyor ki, Barzani eşkiyalarının hiçbir zaman yaklaşmadığı bir Türk şehrine Kürt vali(!) tayin etmek gönüllerinde yatan arslanı göstermektedir. Kuzey Kolordusu kumandanı, Milli Emniyeti, mahkemesi olduktan sonra neden Kerkük valisi olmasın? Barzani”nin belki Hakkari, Van, Diyarbakır valileri ve merkez komutanları da vardır ama Doğan Kılıç nezaketinden dolayı onlardan bahsetmemiştir.

Ayrıca, yalnız güneylerdeki Irak kuvvetleriyle çarpışan bu Kürtlerin bir de kuzey kolorduları bulunması, kuzeylerdeki Türklere karşı niyet ve maksatlarını açığa vurması bakımından ilgi çekicidir. Bundan başka, sırf Irak ordusunun beceriksizliği yüzünden dağlarda tutunmayı başaran bir eşkıya reisini milli kahraman diye tanıtarak kürtçülük propagandası yapmak Türkiye’deki kürtçülüğü körüklemek olacağı için hükümet bunun üzerine eğilmelidir. Çünkü gaye ve karakter bakımından 1967’nin Molla Mustafa Barzani’si ile 1925’in Silvanlı Şeyh Said’i arasında hiçbir fark yoktur. İkisi de bağımsız Kürdistan davası peşindendirler. Şeyh Said’i İngilizler kışkırtmıştı. Molla Barzani’yi de Ruslar kışkırtıyor. Kürt bağımsızlığı, perdenin göstermelik tarafıdır. Perdenin arkasında yabancı devletlerin çıkarı vardır ve Kürtler maşadan başka bir şey değildir. Farzı muhal bağımsız olsalar bile Türk’e ihanet edip de ayrılan Araplar’ın başına gelenlerin daha korkuncu Kürtlerin başına gelecektir. Kürtlere göre çok kalabalık, medeni ve mazisi olan Arapların durum Kürtlerin gözünü açmalıdır. Araplar, Yahudilere yenilseler de ortadan kalkmazlar. İptidaî, mazisiz ve azlık Kürtler ise yarın medeni ve teşkilatı Ermenilerin karşısında yok olup giderler.

Doğan Kılıç Şıhhasananlı, Amerika’da kaldığı süre içinde herhalde modern propaganda usullerini iyi öğrenmiş olmalıdır. Çok fakir bir malzemeye dayanmasaydı daha çok başarı sağlayacağı muhakkaktı. 9 Mart 1967 tarihli tefrikada silahlı, güzel bir kız resmi var. Çekik gözleri, çıkık elmacıklarıyla bu kız Orta Asya Türk’ü olduğu derhal anlaşılan bu kız resminin altındaki açıklamalardan Margaret adında Hırıstiyan bir Kürt olduğunu ve savaşlarda büyük kahramanlık gösterdiğini, adının cihana yayıldığını öğreniyoruz. Hepsi iyi ama bu kızın Kürt olduğuna dair noter senedi veya Anayasa Mahkemesi kararı getirseler yine kimse bu kızın Kürt olduğuna inanmaz. Çünkü o tipik bir Özbek veya Kırgızdır. Böyle Kürt, hele böyle güzel Kürt olmaz. İstanbul’daki on binlerce Kürt vatandaşımızı göre göre Kürtler hakkında görgüye dayanan bir kanaatımız olduğu için Margaret’in Kürt olduğuna inanmakta mazuruz. Olsa olsa Moskoflar tarafından Barzani’ye sekreter diye verilen bir ajan kontrolcu olabilir.

Bizim burda Doğan Kılıç’tan öğrendiğimiz en mühim bir husus Şafiî, Şiî ve Hırıstiyan Kürtlerin birlikte çalışıp mücadele ettikleridir. Bunu bizim yobazlara ithaf ediyorum. Şamanî, Musevî ve Hırıstiyan Türkler şöyle dursun, Şiî Türkleri bile reddeden bu kaba softaların nasıl bir gaflet, cehalet ve hamakat içinde bulundukları bir kere daha ortaya çıkmış oluyor.

Şıhhasananlı’ın tefrikası savcılık tarafından ele alınmalıdır. Türkiyeli Kürtlerden bazılarının Barzani’nin yanına gitmesi herhalde şöylece geçiştirilecek bir olay değildir. Barzani’nin elindeki silahların nereden sağlandığı meselesi de ayrı bir konudur. Irak ordusundan alınmıştır diye kestirip atmak büyük bir kavrayışsızlık olur. Son yıllarda Almanya’dan kaçak olarak sokulan silahların Irak sınırına kadar gittiği hakkında bir takım söylentiler duyuldu ve bazı kaçakçılar gazetelere geçti. Bunların üzerinde durulmuyor mu, bilmiyoruz. Duruyorsa yalnız durulmakla mı kalınıyor, yoksa tedbirleri de alınıyor mu?

27 Mayıs 1960’tan sonraki aşırı hürriyetlerin ve idarî gevşekliklerin, Türkiye’yi her hareketin yapılabileceği bir ülke haline soktuğu yolundaki kanaati değiştirmeli. Basın hürriyeti milletin manevîyatını çökertmeye kadar varacak mıdır? Bunların üzerine dikkatle eğilmeli. İmkansız ise Meclis ve Senato harekete geçmelidir. Çünkü hürriyet için hürriyet olmaz. Hürriyet, milletin saadeti içindir.

Milleti batırmaya yarayacak bir hürriyet, korunma çaresi olmayan âsumâni bir beladan başka bir şey değildir.

Nihal ATSIZ, Ötüken Dergisi, Eylül 1967, Sayı: 45

Google Favicon Değiştirdi!

Google amca küçük bir değişiklik daha yaptı. Bu değişikliği detaycılar ve bu işe aşina olan webtasarımcılar dışında fark edenler oldu mu bilmiyorum ancak ben sayfayı yeniler yenilemez fark ettim. İlk önce bir günlük değişikliktir diye bekledim. Çünkü daha önce sazan gibi atladığım bir çok mevzu günü birlik çıktı. Neyse bir kaç gündür yeni faviconu kullanıyor Google Amca.. Bence bu yeni favicon daha güzel ve şık olmuş... Hayırlı olsun...


10 Ağustos 2012 Cuma

Kadir Gecesi'nde Nasıl İbadet Edilmeli?




14 Ağutos 2012 Salı gecesini Çarşamba gecesine bağlayan gece bin aydan daha hayırlı olan Mübarek Kadir Gecesi'dir. Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlı olduğu için bir müslümanın bu mübarek geceyi en verimli şekilde geçirmesi gerekir. Kadir Gecesi'nin hangi gece olduğunu Allahu Teala gizlemiştir. Bu hususta bir çok alim bir çok fikir vermişlerdir. Ancak bir çok alim Kadir Gecesi'nin Mübarek Ramazan Ayının 27. gecesinde gizli olduğuna şu Hadis-i Şerif ile mutabık olmuşlardır."Leyle-i Kadir, yirmi yedinci gecedir." Kadir Gecesi'nin Ramazan Ayının son 10 gününde saklı olduğunu bildiren alimler son 10 gün içinde tek gecelerde olduğunu söylemişlerdir.

En kuvvetli hesabı İmamı Şa'rani Hazretleri şu şekilde yapmıştır.

Pazar günü girerse 29.gece, 
Pazartesi girerse 21.gece, 
Salı girerse 27.gece, 
Çarşamba girerse 19.gece, 
Perşembe girerse 25.gece,
Cuma girerse 17. gece, 
Cumartesi girerse 23.gece.

Bir çok alim Mübarek Kadir Gecesi'nin alametleri olduğunda fikir birliği etmişlerdir. Bu alamaletler ise şöyledir.


Denizlerin suyu bir an tatlılaşır.

Kadir gecesi, açık ve sakin olur, ne sıcak, ne de soğuk olur. Bulut yoktur. Yağmur ve rüzgar yoktur.

Ertesi sabah güneş, kızıl olup, şuasız doğar.Yükselinceye kadar sanki büyük bir tabak gibidir.

Kadir Gecesinde köpek sesi duyulmaz diyen âlimler de olmuştur.



Kadir Gecesinde ilk olarak bol bol tövbe ederek bağışlanmayı dilemek gerekir.  Mübark Kadir Gecesi Kur'an-ı Kerim'de övülen bir gecedir. Kadir Gecesi'nin bin aydan daha hayırlı olduğunu Cenab-ı Allah Kadir Suresinde şu şekilde buyuruyor.

''Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?  Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar.  O gece, esenlik doludur. Tâ fecrin doğuşuna kadar.

Bir Hadis-i Şerif'te Alemlere Rahmet olarak gönderilen Resul-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurmaktadır. ''"Kim Kadir Gecesi'nde inanarak, ihlas ile o geceyi ibadetle geçirirse, geçmiş günahları bağışlanır." 

Başka bir Hadis-i Şerif'te; '' "Kadir Gecesi yatsı namazında cemaatte hazır bulunan, ondan nasibini almıştır."

Hz.Aişe(r.a.) Validemiz bir gün Resulullah Efendimiz'e ; ''Ya Resullullah, Kadir Gecesi'ni bilirsem onda ne şekilde dua edeyim'' diye sorunca , Alemlerin Efendisi Peygamber Efendimiz(s.a.v) şöyle buyurur. ''Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fa'fü anni. (Allah'ım sen affedicisin, affı seversin, beni affeyle) ''

Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular '' "Kadir gecesinde bir defa, Kadir sûresini okumak, (başka zamanda) Kur’ân-ı kerîmi hatmetmekten daha sevâptır. Bu gece koyun sağma müddeti kadar namaz kılmak, ibâdet etmek, bir ay her geceyi ibâdetle geçirmekten daha kıymetlidir."

Mübarek Kadir Gecesi Şöyle geçirilmelidir.

Kadir gecesini idak etmeye Kadir Gecesinin sabahında başlamalı ve bol bol tövbe istiğfar ederek günü geçirmelidir. 


Mümkünse bu mübarek gün ve gecede bütün vakit namazlarını camide cemaatle eda etmelidir. En azından yatsı namazını camide cemaat ile kılmalıdır.

Bu mübarek gecenin hürmetine imkanlar dahilinde sadakalar verilmelidir. 

Bol bol Kur'an-ı Kerim okumalıdır.

Kadir Gecesinde tövbe namazı kılmalıdır.

Kadir Gecesinde bol bol kaza namazı kılmaya özen gösterilmelidir.

Kadir gecesinde kılınacak özel bir namaz ise şöyledir ;

                 Bu Mübarek Gece'de 4 Rekatlık Kadir Gecesi namazı kılınır.
                 1.Rekatta Fatiha Suresi ve ardından 3 defa Kadir Suresi Okunur.
                 2.Rekatta Fatiha Suresi ve ardından 3 defa İhlas Suresi Okunur.
                 3.Rekatta Fatiha Suresi ve ardından 3 defa Kadir Suresi Okunur.
                 4.Rekatta Fatiha Suresi ve ardından 3 defa İhlas Suresi Okunur.
     Bu namazdan sonra 1 defa ''Allahü ekber Allahü ekber La ilahe  illalahü vallahü ekber Alahü ekber ve lillahil hamd'' denir.


Tesbih Namazı kılınır.

ve son olarak şunu söylemekte fayda vardır. Şeytan ve nefsimiz bu gecede bizlere '' bu gecenin kadir gecesi olduğunu nereden biliyorsun? , Kadir Gecesi geçtiyse sen boşuna ibadet ediyorsun'' gibi vesveseler vererek bizi aldatmaya ve kandırmaya çalışır. Bu vesveselerden ve aldatmacalardan kurtulmak için şu Hadis-i Şerif'i idrak ederek hatırımızda tutmaya çalışalım. 

"Kadir gecesine rastlamış olan bir geceyi ihyâ eden, Kadir gecesini ihyâ etmiş gibi sevâb kazanır" 

Kadir Gece'sinin tüm Türk-İslam alemine hayırlar getirmesini diliyorum. bu mübarek ay ve gecenin hürmetine Alemlerin Rabbi olan Allah'ıma şöyle dua etmek istiyorum.

''Allah'ım sen herşeyi layıkıyla bilensin. Vatanımızı , milletimizi , dinimizi ve devletimizi koru , her türlü kötülükten ve afatlardan muhafaza eyle. Yeryüzünde esir olarak yaşayan Türk Kardeşlerimize özgürlük ve selahiyet nasip eyle. Yeryüzünde zulüm altında olan Müslüman Kardeşlerimizi koru ve gözet.

Allah'ım annemi, babamı, kardeşimi, karımı, çocuğumu, beni ve tüm sevdiklerimi bağışla. Bizlerre mağrifet eyle , ihsanlarda bulun.

Allah'ım işlemiş olduğum bütün günahlardan tövbe ediyorum , sen tövbemi kabul eyle, günahlarımı bağışla , sen tövbe edenleri sever , tövbeleri kabul edersin. Çünkü sen affetmesi ve bağışlaması bol olansın.

Allah'ım Mübarrek Ramazan Ayı'nın , Mübarek Kadir Gecesi'nin , Bu Mübarek Gece'de indirilmiş olan Kur'an-ı Kerim'in ve Alemlere rahmet olarak gönderdiğin , Habibin , Sevgilin , Hz.Muhammed Mustafa(s.a.v) efendimizin hürmetine beni bağışla , helalinden bol rızık nasip eyle , kötülüklerden emin eyle , salih kullarından olmayı nasip eyle Allah'ım...

Allah'ım bildiğim bilmediğim bütün hayırları senden dilerim , bildiğim bilmediğim bütün şerlerden sana sığınırım''

Amin...

Vural Egemen SARIGÖZ
11/08/2012

9 Ağustos 2012 Perşembe

Ramazan Ayı'nda Bir Çocuğumuzu da SEN Güldürmek İster misin?


LÖSEV, Türkiye genelinde yaklaşık olarak 11.500 lösemili aileye mutluluk kolileri dağıtıyor.

Vakıf, zorlu tedavi sürecinden geçen lösemili ve kanserli çocukların moral kazanmaları için Türkiye’nin dört bir yanında Ramazan’da iftar yemekleri de düzenleyerek yüzlerce aileye ulaşıyor. Eğer sen de bir koli mutluluk armağan etmek istersen farklı paketlerdeki yardım seçeneklerinden en uygununu seçip bu kutsal ayda desteğini gösterebilirsin.

Detaylı bilgi için www.losev.org.tr sitesi veya www.facebook.com/losev0660 Lösev Facebook sayfasını ziyaret edebilirsin. Lösev’i Twitter’da da @losev1998 hesabından takip edebilir, #LosevHayatVerir hashtag’i ile paylaşımlarınla destekleyebilirsin.

Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

8 Ağustos 2012 Çarşamba

Şişen Emniyet Kemerleri

Otomobil firmaları rekabet ortamında galip gelebilmek için , rakiplerini alt edecek fikirler üretmeye devam ediyor.Son zamanlarda bir çok otomobil üreten firma otomobillerin kasa estetiğine önem veriyor. Birbirinden estetik görünüme sahip otomobiller bir bir piyasaya sürülüyor. ''güvenliğiniz bizim için önemlidir'' mesajı veren güvenlikli önlemlerde alınıyor.  Mercedes Benz firması şişen emniyet kemerlerini otomobillerinde kullanacağını duyurması üzerine güvenlik önlemlerine ilişkin ilk atak Mercedes Benz firmasından gelmiş oldu.

Mercedes bu teknoloji 2013 yılından itibaren üretilecek ve lüks kategorisine giren araçlarında kullacak. Şişen Emniyet Kemeri tteknolojisini ilk kullanan Ford firmasıydı.  Bu teknoloji ile araçlardaki hava yastıklarının biraz küçüklerini emniyet kemerlerine entegre eden firmalar bu sayede bir kaza anında daha güvenlikli bir araç dizayn etmiş olacaklar.

Mercedes firması ön koltuklarda oturan yolcular için güvenlik üst düzeyde , şişen kemer teknolojisinin arka koltuklarda seyahat eden yolcular için tasarlanacağını bildirdi.

Normal emniyet kemerlerine oranla şişen emniyet kemerleri 5 kat daha fazla güvenlidir.


Şişen Emniyet Kemerinin nasıl çalıştığını resim ve video ile birlikte görelim.


























<div id="no_embed" style="width: 480px; text-align: center; font-family: arial; font-size: 13px; color: #ff0000;"><br><b>Embed capable browser is required to view this content!</b><br><br></div>

Turan Jeo-Politiğinde Hamlelerimiz


Turan en kısa ve sade tanımıyla ;’’Tüm Türklerin tek dil, tek bayrak , tek vatan toprağı üzerinde tek devlet olarak bir arada olması’’ demektir. Bundan daha sade ve daha anlaşılabilir bir tanımı yoktur. O halde amacımızdan sapmadan , kavram kargaşasından uzak bir şekilde konu başlığımızı ele almalıyız. 
Dünya ,birliklerle güç gösterisi  yapan devletlerin sahnelediği oyunları izlemektedir. Hem siyasi , hem kültürel hem de inanç yönünden ortaya konan stratejik çalışmaların birlik desteği ile haklılığı ve taraftar desteği artmaktadır. Bakınız , dünya tarihi boyunca Türklerin dünyaya hükmettiği süre azımsanmayacak kadar önemlidir. Atalarımızın Cihan Hakimiyeti mefkuresi ve İlay-ı Kelimetullah davası bizim davamızın ne kadar haklı bir dava olduğunu tarih boyunca gözler önüne sermiştir. Bu gün her Türk bu aziz ve yüce davanın bir mensubu olmaktan gurur ve şeref duyar . 

Turan adının ve ülküsünün anlamını idrak etmek yerine amacını kavramak, bu mücadele esnasında yapılacak en mühim davranışlardan biridir. 
Amacımız nedir , Turan’ın amacı nedir,bu amaç doğrultusunda neler yapmalıyız ve ne gibi imkanlarımızı seferber etmeliyiz? 
Turan yani Türk Birliği dünya  stareteji,savaş ve siyaset arenasında bir hamlenin ismidir. Yüz yıllardır ülkülerimize damgasını vuran bu hamle sayesinde hem düşmanlarımıza korku hem de dostlarımıza güven vereceğiz.
Elbetteki bir çok yapılması gereken çalışma ve proje vardır .Türk Birliği yada Turan’ın gerçekleşmesi için bir çok öğenin arzettiği önem kadar kültürel hamlelerimizde önemli ve ehemmiyetlidir.

Türk Kültürü tarihle yaşıttır cümlesini kursak yanlış bir ibare olmaz. Türk’ün kültürü deyince dünya üzerinde kurulmuş tüm medeniyetlerde izlerini ve halen günümüz medeniyetlerine etkisini görebiliriz.

Türk’ün Kültürü sadece kültür ana başlığından ibaret değildir. Kültür kavramının altını doldurabilecek tek uygarlıktır.Sanat,Edebiyat,Ahlak,Aile,Hukuk,Siyaset,Spor,Mutfak,Savaş gibi bir çok konu altında Türk’ün kültürünü derin bir şekilde görürüz.

Jeo-politik açıdan , Kültürel açıdan bu gün hala derin bir mana da da olsa Türk Hükümranlığını tüm dünya medeniyetlerinde görmek mümkündür.

Bu bağlamda Türk Kültürünü benimseyen ve Türk Kültürüne göre düzen ve nizam kuranların uzun zamanlar hükümranlık sürdüğü aşikardır. Günümüzün süper gücü olarak görülen Amerika Birleşik Devletleri barış vaadiyle girdiği tüm ülkelere Demokrasi götürdüğünü iddia ederek Meclis ve hükümet ikilemesi ile yönetilmesi hususunda baskılar gerçekleştirmektedir. Halbuki Amerika’nın kendisi Osmanlı Modeli olan Başkanlık ile yönetilmektedir. Osmanlı’da ki vilayet sistemini eyalet olarak yürütmektedir. O dönemin tekfurlarına şimdilerde vali dendiğini hepimiz biliyoruz. Osmanlı’nın 600 sene hükümdarlığını sürdürdüğünü ve Amerika’nın kısa tarihine rağmen şu an dünyanın süper gücü olduğunu idrak edersek Türk’ün Yönetim kültürünün ne derecede önem arz ettiğini görürüz…

Tüm dünya Türklerinin kurduğu bağımsız devletler ile özerk cumhuriyetlerin yanına diğer Türk topluluklarını da aynı zihniyetle yani tek başkanlık sistemi ile Türkün büyük ülküsü olan Tek dil, Tek Devlet Tek Bayrak Tek millet kavramını Turan ideolojisi ile birleştirdiğimizde yeniden dünyayı ayaklarımızın altına sermemiz kaçınılmazdır.

Türk’ün pasif gibi göründüğü çağımızda dahi kudretini göz ardı etmek ahmaklık ve bu kudretten kaynaklanan imkanları kullanmamak ise gaflettir.

 Bağımsızlığını kazanmış Türkiye’de dahil  7 devletimizin kudretleri ve imkanları nelerdir?
Bu 7 devletimizin hem coğrafi hemde politik açıdan kilit noktalarda olduğunu göz ardı edemeyiz. Türkiye’nin Avrupa ve Asya arasında köprü konumunda olduğu gerçeğini bu gün tüm dünyanın kabul etmiş olması toprak ve coğrafi konumdan ne kadar önemli olduğunun göstergesidir.

Azerbaycan günümüzde Ermenilerin ve Ermeni yandaşlarının topraklarımızdan toprak çalma ayinleri yaptığını düşünerek Azerbaycan’ın Tek Devlet çatısı altında toprağını birleştirmemiz Azerbaycan’a komşu olan Ermenistan için can alıcı bir hamle olacaktır. Tabiri caiz ise Azerbaycan’ın da katılımıyla kurulacak olan Turan Devletinin yanında Ermenistan devede kulak kalacaktır. Azerbaycan, doğal gaz, petrol ve demir cevheri bakımından zengin kaynaklara sahip bulunmaktadır. Ham petrol üretimi 2011’in ilk 6 aylık döneminde  günlük ortalama 600,000 varile ulaşmıştır. Bu rakam her geçen gün Petrol uğruna dünyayı kana bulayan Amerika ve onun karşısında Süper güç olma hayaliyle yanıp tutuşan Rusya’nın iştahını kabartmaktadır. Kurulacak olan Turan devletine Azerbaycan’ın katılımı ile tüm bu kaynaklar Türk’ün gücüne güç katacaktır. Ermenistan’ın Rusya ile iş birliği yaparak kanattığı yaramamız olan Karabağ’ın tek çözümü yine Turan Devletidir.

Kazakistan her şeyi bir kenara bırakıp sadece yüzölçümünü ele almamız durumunda dahi katılımıyla Turan Devleti’ne ne kadar güç katacağını görmek mümkündür. Şu an ki yüz ölçümü sadece Batı Avrupa’nın yüzölçümünden daha büyüktür. Dünyanın 9. Büyük yüzölçümüne sahip olan Kazakistan yeraltı kaynakları bakımından Türk Devletleri arasında en zengin ülkesidir. 

Kırgızistan’ın Türk devletleri arasında en fakir olmasının sebebi yeraltı kaynaklarını,madenlerini ve tarım alanların doğru kullanamamasından kaynaklanmaktadır. 2009 yılında Kırgızistan’da araştırma yapmak amacıyla giden bir Amerika’lı yazar (Martin Vasgare – Giz Yer) kitabında şu notları vurgulamaktadır. ‘’Kırgızistan’ın imkanları yani madenleri ve yeraltı kaynakları Amerika’nın elinde yada güdümünde olsa buralar New York kadar ışıltılı olurdu’’diyor. Bu notlardan da anlaşılacağı üzere doğru kullanılmayan kaynaklar var. Kırgızistan’ın Turan Devleti’ne katılımıyla hem kaynakları doğru bir biçimde değerlendirilecek hem de kaynakları ile Turan Devleti’nin gücüne güç katacaktır.

Özbekistan’ın coğrafi konum açısından komşu olduğu diğer Türk Devletleri bakımından önem arz etmektedir. Özbekistan’ın Bölgede en güçlü sanayisi olan ülkelerden birisidir. Özellikle son dönemlerde otomotiv sanayinde ilerlediğini, Rusya’nın Özbekistan’dan ithal ettiği otomobil sayısından görebiliyoruz.  Rusya  2010 yılında aylık ortalama ile Özbekistan’dan 83,330 otomobil ithal etmiştir.Özbekistan’ın gelişmiş ve gelişmekte olan sanayisi ile Turan Devleti’ne katılımıyla Türk’ün gücüne güç katacaktır.

Türkmenistan o bölgede en gelişmiş ülkelerden birisidir. Ordusunun gücünü bu gün tüm dünya kabul etmiştir. Yeraltı kaynakları ve sanayisi Avrupa’nın gelişimi hızla süren ülkeler listesindedir. Türkmenistan’ın katılımıyla kurulacak olan Turan Devleti’nde güç kaçınılmaz olacaktır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geçmişten günümüze halen dünyanın gözüne batan ve hatta sorun olarak tabir edilen bir durumla karşı karşıyadır. Kurulacak olan Turan Devleti’ne katlımı ile Kıbrıs sorunu ve bu ülkedeki Türk Milleti’nin sorunları çözüme kavuşacaktır. Dünyanın gözünde Türkiye’nin koruması altında görünen ve şu an aciz konumunda bulundurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Turan Devleti’nin bir parçası olacak ve ada olmasıyla, politik ve coğrafi konumu ile gücümüze güç katacaktır.

Diğer Özerk cumhuriyetlerin ve topluluklarında Turan Devleti’ne katılımıyla süre gelen sorunlarımızı çözmeye yetecektir. Esir Türklerin tüm dertleri ve gördükleri işkence bitecek Turan Devleti’nin refah ve huzur dolu ortamında yaşayacaklardır. Çin’in ve Rusya’nın özerliklerimize ve topluluklarımıza ettiklerini dünya kamuoyundan gizli tutulsa da bilmekte ve görmekteyiz. Kurulacak olan Turan Devleti’ni yalnızca güç odaklı bir ülkü olarak değil dünya üzerinde nerde başı dertte bir Türk varsa derdine derman , yarasına merhem olmak , sıkıntılarını gidermek için kurulmuş bir iktidar olarak görmemizde gerekir.

‘’Yeni bir Osmanlı’ya ihtiyaç vardır’’ tezinin cevabı kurulacak olan Turan Devleti’ndedir. Tüm dünyayı ayaklarımızın altına serecek olan bu Büyük Turan Devleti tüm Türklerin hedefi ve özlemidir.
Bir gün tüm Türkler’in Tek Vatan,Tek Bayrak,Tek Dil, Tek Din altında birleşip Büyük Turan Devleti’ni kuracağından şüphem yoktur.
Vural Egemen SARIGÖZ

7 Ağustos 2012 Salı

E-Ticaret Siteleri İçin Renk Tercihleri


Renkleri sevme durumu genel olarak kişisel bir tercih gibi dursa da, kişilerin renkleri nasıl algıladığı konusu E-Ticaret sitelerinin tasarımında zaman zaman önemli bir hal alabilir.



Genel hatları ile ana renk tonlarını ticari bir bakış açısı ile incelediğimizde ortaya çıkan sonuç ortalama olarak şu şekilde;









Hasan Yalçın'ın Modern Webtasarımı İsimli E-Kitabından alıntıdır.