2 Kasım 2012 Cuma
Oğlum'a Mektuplar-2
Merhaba Oğlum,
Allah(c.c.)'ın rahmet,bereketi,selamı ve Şafi isminin hürmetine şifaları seninle olsun. Doğumundan sonra sana yazdığım ikinci mektubumdur. Mektubuma selam ile başlamama alışmış olman lazım lakin şifa dileklerimi merak etmiş olabilirsin.
Geçtiğimiz günlerde Kurban Bayramının birinci günü annen ile sen sıla-i rahim yaparak Dede'nin ve Anneanne'nin ziyaretine gittiniz. Bu gidişiniz hem ziyaret hemde senin sünnet olayını gerçekleştirmek içindir.
Annen çok ısrar etti , illa ''oğlumuzu Sabit Amca sünnet etsin''ve gönlünü incitmeden bir kaç kez ''hayır'' dememe rağmen ısrarlarına dayanamadım ve müsaade ettim. Ve şu an memlekettesiniz. Annen ve aile büyüklerimiz ile birlikte vakit geçiriyorsun. Takriben gidişinizin üzerinden 9 gün geçti. Ben dokuz gündür anne ve sana hasretim ve bu hasretlik 4 gün daha sürecek. Çünkü sen sünnet oldun ve sünnet eden Sabit Amca'nın pansumanlarını düzenli bir şekilde ifa etmesi gerekiyor. Bu pansumanlar bir kaç gün daha sürecek.
Bu gün annen ile telefonda konuştuğumuz da hastalandığın haberini aldım. Annen de sanırım senin hastalığına üzüldüğü için oda biraz hasta olmuş. Hasta olduğunu öğrendiğimde bütün gayretimle yanına gelmek istedim ancak malum çalışmak zorunda olduğumuz için gelemiyorum. Annen ''grip oldu , pek mühim bir şeyi yok'' dese de gönlüm ferahlamıyor.
Ne yapalım Oğlum , hastalıkta , sağlıkta Rabbimizden bizim için geliyor. Bizim için hangisi hayırlıysa onu nasip etsin inşaallah.
Bir gün Hz.Ebu Bekir (r.anh) ile Alemlerin Efendisi Resul-ü Ekrem Efendimiz sohbet ederlerken Hz.Ebubekir(r.anh)'a sorar; '' Ya Ebubekir hiç hasta oldun mu?'' Bu soruya karşılık ''olmadım ya Resulullah'' der. ''Peki hiç bir yerin kırıldı mı'' diye sorarlar , '' kırılmadı ya Resulullah'' der , '' Ya Ebubekir hiç ayağına diken de mi batmadı'' deyince '' battı ya Resulullah'' cevabını verir. Bunun üzerine Kainatın Efendisi Peygamberimiz Aleyhisselatü Vesselam ''işte ayağına batan o diken bir günahına kefaretti'' buyururlar.
İşte olum Peygamber Efendimiz'in(s.a.v) bu müjdesinden yola çıkarak hastalıklarında bizim günahlarımıza kefaret olduğunu düşünürsek belki isyan yerine tevekkülde buluruz kendimizi. Sen daha günahsızsın , Büyük İslam Alimlerinin dediğine göre evliyatullah ile melek makamı arasında bir yerdesin. Buna rağmen hasta olman belki ilerleyen yaşamında Allah'ın huzurunda ki makamını etkileyecektir.
Rabbim seni,anneni ve ailemizi kazalardan,belalar,kötülüklerden, hastalıklardan muhafaza ve emin eylesin.
Her geçen gün büyüyorsun. Şuan 6 ay 16 günlüksün. Dilerim Rabbimden yaşın uzun , ömrün hayırlı olur. Rabbimize layık bir kul , Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi Vesellim Efendimize yaraşan bir ümmet olursun.
2 gün sonra yani 4 Kasım'da Milliyetçi Hareket Partisi'nin 10. Genel Başkanlık Seçimi var. Yani eski tabirimiz ile Kurultayımız var. Şimdiler de seçim havası hakim olduğu için Genel Başkanlık Seçimi diyorlar oysa ki eskiden Rahmetli Cennet Mekan Başbuğ Alparslan Türkeş'in sağlığında şölen havasında geçtiği için biz Kurultay derdik. Bu Kurultay'da bir çok aday var. Genel Başkanımız Devlet Bahçeli için iyi ve kötü kampanyalar yürütülüyor. Bu konuda bu gün Elazığ'da Stajyer doktorluk yapan Abdullah Klavuz amca'nın yazdıkları çok güzeldi. Dilersen bir kaç satırını aktarayım.
''Kongre Üzerine İlk ve Son Kelam
Milliyetçi Hareket Partisi 10. Büyük Kurultayı 4 Kasım Pazar günü Ankara'da yapılacak. Sıkıntılı geçen bu sürecin bitmesine iki gün kala, "Sonsuza kadar Devlet Bahçeli" sloganıyla hareket eden "kraldan çok kralcılar" ile "Bahçeli olmasında kim olursa olsun" fikrine tutulmuş post modern yenilik meraklısı grupların sanal alemin tüm nimetlerinden faydalanarak tutuştukları kavgaları haftalardır istemeye istemeye takip ediyorum.
Devlet Bahçeli ne olursa olsun başımızda kalsın fikri çok tehlikeli, ülkücü hareketin isminde dâhi yer edinmiş ''Hareket'' mefhumuna, olması gereken dinamizmine ve işleyişine aykırı bir fikirdir lâkin Bahçeli olmasın da kim olursa olsun fikri de aynı derecede tehlikeli, maceraperest ve Ülkücü vakârına yakışmayacak hamlıkta bir harekettir. Unutmayın, Ülkücü'ye ergenlik değil olgunluk yakışır.
Hele ki Devlet Beğ'i ajanlıkla, Koray Beğ'i de türlü zihniyetlerin taşeronluğuyla suçlamaya kadar varan bu kavga, artık kabak tadı vermeye başlamıştır.
Tarafımı belli etmemi ısrarla rica eden arkadaşlarıma da şu'cu bu'cu olmadığımı ama illa ki birşey'ci olacaksam da Türkeşçi olacağımı ilan eder, Pazar gün ki kongreden Türk Milliyetçileri için iktidar değil, hayır ve bereket getirecek bir sonuç çıkmasını yüce Allah'tan niyez ederim.
Kazanması muhtemel görünen iki büyük aday Devlet Beğ ve Koray Beğ'e başarılar diler, yüreklilik gösterek aday olan Müsavat Beğ'i de şahsım adına tebrik ederim.
Aday olanların hepsi de bu davanın öz çocuklarıdır.
Allah hepsinden de razı olsun.''
Allah Abdullah Kılavuz Amcan'dan da razı olsun. Seçim rekabetinin kızıştığı ve Ülkücü camianında bu rekabetin içine çekilmeye çalışıldığı şu günlerde , birleştirici ve sağ duyulu yaklaşan bir manifesto oldu.
Sen bizim yaşlarımıza geldiğinde Milliyin etçi Hareket Partisi'nin başında kim genel başkan olarak görev yapar bilmiyorum lakin Allah bu davaya hakeden birini lider eylesin ve bu davayı kıyamete kadar payidar kılsın. Ülkücü Şehit Ağabeylerimizden Mustafa Pehlivanoğlu'nun idam edilmeden önceki şu sözlerini sakın unutma , unutmaki , partizan değil dava adamı olasın , kişilerin davasını değil Allah'ın davasını güdesin.
''Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır'' (Mustafa Pehlivanoğlu)
Allah(c.c.)'a emanet ol Oğlum...
Baban...
Vural Egemen SARIGÖZ
02.11.2012
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder