Ülkemiz üretim konusunda gelişmiş dünya ülkelerini dahi geri de bırakacak niteliktedir. Tarım,hayvancılık gibi sahaların dışında sanayi konusunda da gelişmiştir.
Kısıtlı imkanlara rağmen, düşük ücretlere rağmen hem iş veren hem de işçi elinden geldiğinin en fazlasını yapmaya çalışır.
Kısıtlı imkanlara rağmen, düşük ücretlere rağmen hem iş veren hem de işçi elinden geldiğinin en fazlasını yapmaya çalışır.
Ülkemize internetin gelmesi ile birlikte iletişimde güçlenmiş olup , insanlarımızın bilgiye erişim süresi de kısalmıştır. İstediğimiz her bilgiye anında ulaşabilmenin verdiği mutluluk ve güven ile yaşamlarımızı sürdürüyoruz. Her ne kadar ülkemizde internete bazı sansürler uygulanmış olsa da ülke insanı olarak buna da gereken tepkiyi vererek hakkımızı geri elde etmenin haklı gururunu yaşayabiliyoruz.
İnternette bulunan bu kadar bilgi, bu kadar belge, bu kadar döküman elbetteki birileri tarafından yükleniyor. İnternette yer alan bilgileri iki başlık altında toplamamız konuyu daha iyi irdelememizi sağlayacaktır.
a-)Özgün İçerik
b-)İnternette yer almayan içerik
Özgün içerik arama motorları için çok önemlidir. Özgün bir şekilde yazılmış bilgilendirici bir yazı arama motorları kadar internet kullanıcı içinde önem arzetmektedir. Bir bilgi ararken önümüze çıkan sonuçlardan doğrusunu didikleyip çıkarmak gibi bir kavram dahi oluştu diyebiliriz.
Bu durumda özgün içeriğin kıymeti doğru bilgi ile orantılıdır. Kaliteli ve doğru bilgi veren özgün içeriğe paha biçilemez.
Özgün içerik kadar kıymetli olan başka bir kavramda internette yer almayan ancak daha önce telaffuz edilmiş, daha önce yazılmış bir bilginin internete yüklenmesidir. Bu konuda ben gereken hassasiyeti gösterdiğime inanıyorum. Örneğin, rahmetli babamdan kalma çok eski kitaplar ve dergiler var. 1930′lara ait dergilerden okuyup beğendiğim yazıları oturup bilgisayarımın başına internet ortamına yüklüyorum. Arama motorları için özgün bir içerik oluşturmuş olurken, internet kullanıcısı için erişilmesi zor bir bilgiye erişim sağlıyorum.
İçerik Üreticiliği Üreticiliğin Neresinde?
İçerik üreticiliği, içerik editörlüğü, makale yazarlığı vs… Adının çok önemi yok. İnternette özgün bir şekilde içerik üretenlerin Türkiye’de süt üretenden, ekmek üretenden, makine üretenden, arpa, buğday üretenden, domates, biber, patlıcan üretenden çok da farkı yoktur. Üreticinin tanımı tektir.
Maalesef ülkemizde içerik üreticiliğine gereken değer ve ehemmiyet verilmemektedir. Bir çok insan kendi nam-ı hesaplarına bir blog açarak düşüncelerini özgür bir şekilde ifade edebilmektedir. Blog Yazarları arasında popüler olmak için, para kazanmak için yada boş vakitlerini geçirmek için blog yazanlar vardır.
Bizim gibi bazı Blog Yazarları bu yeteneğini maddiyata dönüştürebiliyor. Örneğin yazdığımız makaleleri belirli bir ücret karşılığında yazıyor ve bu bilginin internette özgürce kullanılmasını sağlıyoruz.
Alınan ücretleri konuşacaksak bir çok Blog Yazarının muzdarip olduğu gerçeği ile karşı karşıya kalırız.
Bazen acemi Blog Yazarı arkadaşlarımız makale başı aldığım ücreti soruyorlar. Benden en asgari aldığım ücreti 25 lira olarak duyunca sorular peş peşe geliyor. ”Nasıl bu kadar pahalı satabiliyorsun?” , ”Neden senin yazıların bu kadar pahalı?” , ”Senin yazılarını bu fiyata alan oluyor mu?” ve daha bir dünya soru…
Evet bu fiyata makalelerimi satabiliyorum. Çünkü harcadığım emeğin fiyatını ben belirliyorum. Alan oluyor mu? – Elbetteki oluyor. Tabi ki müşteriler arasında da istediğim ücreti yüksek bulanlar oluyor ancak aralarında emeğin para ile ölçülemeyeceğini bilenler de çıkıyor ki, ücret konusunda sıkıntı çıkarmıyorlar.
Ülkemizde makale başına düşen ücretin düşük olmasında ki en büyük etkenlerden birisi yine içerik üreticileridir. Yazdığı makalelere satılmaz endişesi ile 3 lira , 5 lira gibi komik rakamlar isteyince insanlar oralara yöneliyorlar. İçerik satın alan müşteriler ucuz makale satan üreticilere yönelince iş yoğunluğu oluyor ve üreticiler ellerindeki işleri yetiştirebilmek adına baştan sağma yazılar yazabiliyorlar.
Bir içeriğin ücretini makalenin kalitesi belirler. Peki bu kaliteyi belirleyen kriterler nelerdir?
- Düzgün bir Türkçe ile yazılmış olmalı.
- İmla kurallarına uyan bir yazı olmalı.
- SEO kurallarına göre yazılmış olmalı.
- Kelime hesabı yapılmadan yazılmış olmalı.
- Gerçekten doğru bilgi aktaran bir yazı olmalı.
- Kullanıcıyı tatmin eden bir yapıda olmalı.
Bu durumda yaptığınız işe kalite katmış olur ve üretiminizin ücretini siz belirlemiş olursunuz. Bir çok web master forumunda e-ticaret bölümü vardır. Buralarda 5 liranın altında bile makale satan kullanıcılar görebilirsiniz. Sıradan bir blogunuz var ve bu blogunuzun Google’da üst sıralara çıkması için belirli bir miktar içeriğe ihtiyacınız varsa, buradaki kişiler ile sıkı bir pazarlık yapıp 3 liraya toplu makaleler yazdırabilirsiniz. Kaliteli bir içerik istiyorsanız o vakit bu işi gerçekten hakkıyla yapan insanlara müracaat etmelisiniz. Bu işi hakkıyla yapan insan var mı diye düşündüğümde Türkiye’de yalnızca 3 kişiyi sayabiliyorum.
Devletin içerik üretenlere karşı sorumlukları olmalıdır. Bu konuyu devlet politikası haline getirmeli ve içerik üreticilerini de tıpkı , süt üretenlere, tarım ve hayvancılık ile uğraşanlara sağladığı teşvikler gibi imkanlar sunmalı ve desteklemelidir.
İlerleyen zamanlarda fiiliyatta makale yazan ofisler, İçerik üreten şirketler görürsek şaşırmayacağız. Olması gerekende budur.
Yazıma son vermeden önce içerik üreticilerine bir kaç püf noktasından bahsetmek istiyorum.
Direkt olarak 200-300 kelimeye odaklanıp yazılar yazmayın. Bu hem sizi üreticilik konusunda körleştireceği gibi ruhunuzu da paslandıracaktır.
Yalnızca makale yazmak ile uğraşmayın. Bu işlerle uğraşırken belirli bir konu üzerinde mini e-kitaplar hazırlayın. Örneğin ben daha önce ”Yeni başlayanlar için Blogger” isimli bir e-kitap hazırlamıştım. Böyle bir kitap hazırlayarak ister ücretli ister ücretsiz olarak kullanıma sunabilirsiniz.
Hayatın her alanı ile ilgilenin, yalnızca web tasarım işleri ile değil, siyasetle, sporla, ekonomiyle ilgilenin ufkunuz genişleyecektir.
Unutmayın ülkemizde belirli kategoriler dışında yazı yazan pek az insanımız vardır.
Okuduğunuz kitaplardan yepyeni hikayeler çıkarabilirsiniz. Okuduğunuz kitapların beğenmediğiniz yerlerini oturup en baştan yazabilirsiniz. Sonunu beğenmediğiniz bir kitabın sonunu yeniden tasvir edebilirsiniz.
Kendinize Blog Yazarı diyorsanız , dünyaca ünlü yazarlardan kendinizi ayrı tutmayın. Kitap yazmanız gerekmez, ürettiklerinizi bir araya getirdiğinizde bir kitabı çoktan yazmış olduğunuzu görebilirsiniz.
Eski yazılarınızı vakit buldukça okuyun. Bu sayede eskiden yazdıklarınız size özgüven verecek ve aynı zamanda da eskiden yaptığınız hataları görmenizi sağlayacaktır ki aynı hatalara bir sonraki yazınızda düşmeyesiniz.
Maalesef sonu itibari ile ülkemizde içerik üreticiliği en alt seviyelerde, bunu yükseltecek olan yine içerik üreticileridir. Kalite kendisiyle birlikte başarıyı da getirecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder