18 Temmuz 2014 Cuma

Oğlum'a Mektuplar-6



Merhaba Oğlum,
Allah'ın (c.c.) rahmeti, bereketi ve selamı üzerine olsun.
Bu sana altıncı mektubumdur. Beşinci mektuptan bu yana uzun bir zaman geçti. Sana mektup yazamama sebeplerim vardı. Vakit sorunu günümüzün değil çağımızın en büyük sorunlarından biridir.

Allah nasip ettiği sürece sana mektuplar yazmaya devam edeceğim. İlerleyen zamanlarda halisane hisselerimi bilebilmenin tek yolu budur diye düşünüyorum.

Şuan 2 yaşını oldurmuş durumdasın. Derdini anlatacak kadar konuşmaya da başladın. Gün içerisine o kadar çok soru soruyorsun ki bazen aynı şeyi defalarca sorduğun oluyor.

Bir defasında markette gördüğün ketçabı eline alıp 27 defa ''baba bu ne''  diye sordun. Her defasında ''ketçap oğlum'' diye cevapladım. O gün yanımızda bulunan bekar arkadaşlarımdan birisi ''cinnet geçirttirir adama'' demiş bende yalnızca tebessüm etmiştim.

Binlerce defa sorsan hepsinde de sana sevgiyle cevap vereceğimden emin olabilirsin.

Uzun zaman mektup yazamadığım sıralarda başımıza türlü türlü şeyler geldi. En önemlisi ve en acısı senin hastalığındı.

Bir aile dostumuzu ziyarete gittiğimizde yediğin yaş pasta nedeniyle zehirlenmiştin. Pasta içerisindeki bakteriler zaten bebek vücudunda uyur halde bulunan rota virüsünü harekete geçirmişti. Hem ishal olmuş hemde sürekli kusuyordun. Sürekli sıvı kaybı yaşadığın için halsiz ve bitkin düşmüştün. Kaybettiğin sıvıyı tekrar yerine koyamadığımız için hastaneye yatırmak zorunda kaldık.

Küçücük bedenine serumlar, iğneler, cihazlar bağlandı. Gözlerindeki canlılık gitmişti. Bir babanın çaresizliği hayatında karşılaşacağı en mezalim durumlardan birisidir.

Yaklaşık olarak 5 gün boyunca hastane yattın. Annen ve ben bir an olsu baş ucundan ayrılmadık.

Hastaneleri oldum olası sevmemişimdir zaten. Senin bu hastalığından sonra daha da sevebileceğimi sanıyorum.

Sonunda ettiğimiz dualar kabul gördü ve eski sağlığına kavuştun. Hastalığından eser kalmadı ama artık yaş pasta görünce kaçıyorsun. Hemşire ya da doktor gördüğünde feryadı basıyorsun. O kadar bilinç altına yerleşti ki, ateş ölçer gördüğün zaman ağlıyorsun.

Allah'a hamdolsun ki sağlığına kavuştun.

Adana'da havalar sıcak, o kadar sıcak ki, sana bir şeyler yedirebilmek için şebeklikler yapıyoruz ama nafile. Son çare olarak seni Uşak'a anneannenin yanına gönderdik. Hem serin havası nedeniyle hemde yaşıtlarının fazla olduğu bir aile ortamı olduğu için sıcak yaz günlerini orada geçirmeni doğru bulduk. İyi de etmişiz zira gideli 1 ay olmasına rağmen iki kiloya yakın kilo almışsın.

Kameradan gördüğümüz, telefonda sesini duyduğumuz kadarıyla keyfininde yerinde olduğu anlaşıyor. Az bir zaman kaldı. Ağustos ayının sonuna doğru yanımızda olacaksın inşallah.

Ülkemiz çetin bir dönemden geçiyor. IŞID adı verien bir terör örgütü Irak'ta Türkmen kardeşlerimizin şehirlerini işgal edip onlara zulmediyor.

Başbakan Erdoğan, Mısır'a ağladığı kadar, Gazze'ye ağladığı kadar Türkmenler'e ağlayamadı. Hatta Türkmenler için tek bir kelime dahi etmiyor.

Nur cemaati için, Fetullah Gülen için terör örgütü diye bağıran başbakan IŞID için tek kelime kötü bir şey söyleyemiyor.

Önümüzde Cumhurbaşkalığı seçimleri var. 10 Ağustos'ta seçime gideceğiz. 3 tane aday var. Bu seçimin en büyük özelliği ilk defa cumhurbaşkanı halk oylaması ile seçilecek olmasıdır.

Ekmeleddin İhsanoğlu, Tayyip Erdoğan ve Selahattin Demirtaş resmi olarak adaylıklarını açıkladılar. Allah nasip ederse seçimde oyumuzu Sayın İhsanoğlu'na vereceğiz.

Çünkü başbakan iken ülkesine bu kadar zarar veren birinin cumhrbaşkanı olması halinde milletçe kaybedeceğimiz şeyleri tasavvur bile edemiyorum.

Başkanlık sisteminden bahsediliyor. Eğer Erdoğan cumhurbaşkanı olursa ülkemizde başkanlık sistemi için anayasa değişikliği yapılacak. Bu bir mana da ülkemizin eyaletlere bölünerek bölücülere fırsat verilmesi anlamına geliyor.
Allah bu milleti kötülüklerden, belalardan ve kötü insanlardan korusun.

Bu ülkede yaşayanları anlamakta zorlanıyorum. Bu kadar olumsuzluğu görememek kör cahillik olsa gerek.

Her geçen gün yeteneklerini keşfediyoruz. Annenin çalışmaya başlaması ile seninle birlikte daha çok vakit geçirmeye başladık.

Saatlerce top oynuyor, saatlerce kitapları düzenliyor, saatlerce resimler çiziyoruz.

Yaşına rağmen çok güzel top oynadığını düşünüyorum. 4-5 yaşlarına geldiğinde spor amaçlı Adanaspor ya da Adana Demirspor altyapılarından birisine kaydını yaptırmayı düşünüyorum.

Cenab-ı Allah giriştiğin her işte muvaffak olmanı nasip eylesin.

Rabbim seni korusun.

Vural Egemen Sarıgöz
Baban...
18.07.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder